Neck перевод на английский
15,745 параллельный перевод
Umarım köpeğin sana boyun ağrında da yardımcı olur.
Hope your dog will help with neck pain.
Bir piton alıp boynuma sarmamı mı istiyorsun?
You want me to get a python, swing it around my neck?
Tüm ömrümü başlarında bekleyerek mi geçireceğim?
Hang around their neck my entire life?
Evet, boynunu kır onun.
Yeah, well, you break his neck.
Jasper oyuncak ayı gibi görünse de kötü günde boynunun yakınında olmasına sakın izin verme.
Jasper looks like a teddy bear, but don't let him near your neck on a bad day.
- Apostol'un sana verdiği ve sonucunda Araplar tarafından öldürüldüğü belgelere.
The ones you took to Apostol that resulted in some Arab cutting his neck open.
Pekâlâ, kapanışımızı küçük bir boyun parçalamasıyla yapacağız.
Okay, let's close the show with a little neck music.
Dadım pencereye geçmiş herkesin gözü önünde boynuna ipi geçirmişti.
My governess was standing on the ledge in front of everyone with a rope around her neck.
Bu lanet korkak için risk aldım.
I stuck my neck out for this fucking pussy.
Boynu güzel yap, tamam mı?
Make sure you get the neck, okay?
... kalbinin iyi olduğundan...
- so we examine your head and your neck... - Very good.
Sonra o boyunluğu çıkarma ve seni yürütme işine bakabiliriz.
Then we can see about getting that neck collar off and get you moving around.
Radyolog, Charles'ın başında ve omurgasında her şeyin normal göründüğünü söyledi. Boyunluğunu çıkardık.
The radiologist said everything looks normal with Charles'head and spine, so we took his neck collar off.
Boynunuzda çok güzel bir taş taşıyorsunuz Madam.
That is a beautiful stone you wear around your neck, Madame.
İlk olarak erkek ya da kadının asılması gerekir. Ancak hüküm boynun kırılmamasıdır.
First, the man or woman... must be hanged, but with judgment, so that the neck is not broken.
Hani şu yerli çete üyesinin boynunu kırdığı?
Indian gangbanger broke her neck?
Anne gelmezse, beni kurtarmazlarsa,... bu benim yenilgim olursa, şunu unutma sen ve ben sonuna kadar bu yarışta kafa kafayaydık ama Tanrım, seni yakalamak için ne kadar da yol geldim öyle.
If no Anne, if no rescue, if this is defeat for me, then know this. You and I were neck and neck in this race right till the end. But, Jesus, did I make up a lot of ground to catch you.
Suçlarım için verilen hüküm olan dar ağacında asılmayı anlıyorum.
I understand that the sentence for my crimes is to be hanged by the neck until dead.
Laird banada boynuma yaptırmamı söyledi.
Laird's been telling me I should get a neck tat.
Kendi boyun kancamı getirdim.
And I brought my own neck hooks.
Sendika sorunları ile boğuştuğunu biliyorum ama şimdiye kadar onlarla başa çıkmayı başardı.
I know, he's up to his neck with union problems. But so far, he's been able to deal with them.
" Boynunda boğma izleri yoktu David.
"There were no strangulation marks " on her neck, David.
Ve kapının arkasındaydı boynuna dolanmış kemerlerle.
And... she was on the back of the door... .. belts around her neck.
Yani onu tuttuğumda bunu boynuna 15 cm sokmanı istiyorum.
I want you to put this six inches into his neck.
- Neden boynuna?
Why his neck?
Bacaklarıyla boynumu sıkmıştı.
He squeezed his legs around my neck.
- Yani onu buraya kadar takip ettin sonra kız yürüyen merdivenden düşüp boynunu kırdı.
- So you chased her here and she tripped on the escalators and broke her neck.
Warig'ler kum ejderinin boynundan alınan salgı bezinin, ateşi geçirmeye yardım edeceğine inanıyorlar.
The Warig believe that a gland found in the sand wrym's neck - can be used to fight the fever.
Bazıları sadece birisinin konuşmasını ister Ormanın farklı bir boynundan,
Some just want someone to talk to from a different neck of the woods,
Birilerinin ilmiği onun boynuna geçirmesi için sebebi vardı.
Somebody had a reason to put it round his neck.
Paul'u boynundan vurdu.
He shot Paul in the neck.
Ama sabah akşam bu meredi elimden bırakmayınca bazen, kendi kafamın içinde çıkmak zorunda kalıyorum.
But when you spend your days up to your neck in this shit, sometimes I got to get out of my own head.
Yani bu çeyrekliğin nesi bu kadar önemli ki onu kolye yaptırıp boynuna taksın?
I mean, what is it about that quarter that she would frame it to put it around her neck?
Boynuna bir kumaş bağlamak hangi dahinin fikriymiş?
Whose genius idea was it to tie a piece of cloth around your neck?
Bir şey biliyor olsaydı kendini kurtarmak için söylerdi.
If he knew anything, he'd tell us to save his own neck.
Bir boyun böyle olmamalı.
Like, a neck shouldn't be like this.
Bu suçlar için, hastalıklı ruhun aşağıdaki alevlerde ait olduğu mertebeyi bulana kadar boynundan asılacaksın.
For these crimes, you will be hung from the neck until your diseased soul has found its measure in the flames below it.
Boynu kırılır kırılmaz arkadaşınla istediğin kadar konuşabilirsin.
You can have as many words with him as you like soon as his neck is broke.
Hala nefesini boynumda hissediyorum.
And yet you stand there breathing down my neck.
Boynumda.
It's around my neck.
Sonra arkasından yaklaşıp elimi boynuna koyduğumda...
And when I came up behind him, and I put my hand on his neck, he...
Böylece daha havalı kıyafetler, kot pantolon giymeye, boynuna fular takmaya falan başladı.
So he started, you know, wearing a little cooler clothes, some jeans, the little scarf, you know, around his neck.
Boynunu kürdan gibi kırabilirim.
I could snap your neck as if it were a toothpick.
Zihin birleştirmeler, boyun çimdiklemeler, Vulkan selamları ve kutsamaları, uzun ve refah içinde yaşa sözleri bitmişti.
Never again the mind meld, the neck pinch, or the Vulcan salute and blessing, live long and prosper.
Ensesindeki ne? Başarısız bir dövme mi?
What is this on the back of his neck?
Ağzımız sonuna kadar açık şekilde gırtlağımıza kadar boka battığımızı gösterir asıl.
What it indicates is we are neck-deep up shit creek with our mouths wide open.
- Enseni kurtarmak öyle kolay olmayabilir.
- Saving your neck may not be so easy.
Darağacına çıkmayı seçmeniz bana zarar vermez.
It's no detriment to me if you choose to run your neck into a noose.
Patrick, belediye başkanı panikte, gazeteciler ensemde ve çocuğun annesi perişan.
Patrick, I got a panicked mayor, and I got reporters breathing down my neck and I got a very upset mother.
İlk defa dinlediğinizde ensenizdeki tüyleri diken diken eden şarkıyı hatırlayın.
Think back to the first time you heard a song that made the hairs on the back of your neck stand up.
Burada olan şeylerin hepsini henüz anlayabilmiş değilim.
Okay, listen. I still don't get everything that's going on here, but you do not tattoo my neck.