Nikos перевод на английский
139 параллельный перевод
Nikos.
Nikos.
NIKOS KALOGEROPULOS
NICOS KALOGEROPOULOS
NIKOS DIMITRATOS
NICOS DIMITRATOS
Şarkılar NİYKOS GATSOS-ADATİ DİMİTRUKA
Song Lyrics NIKOS GATSOS - AGATHI DIMITROUKA
- Nasılsın Nikos?
- How do you do, Nikos?
Adı Nikos'tu. Ya da Costas.
Nikos his name was, or Costas.
Nikos, buraya gel.
Nikos, get over here.
Evet, Nikos Papadropolous Avustralya'nın en ünlü adamıyla tanış :
So, Nikos Papadropolous meet Australia's favorite son :
İyi Günler, Nikos.
G'day, Nikos.
NİKOS KAZANCAKİS
NIKOS KAZANTZAKIS
Nikos Amca nasılsın? .
Uncle Nikos from Galantz.
Nikos?
Nikos?
Bilyorsun... Nikos evin içinde hayvan istemez.
You know that Nikos doesn't want animals in the house.
O ev, Nikos'la ikimize çok büyük depremde hasar görmüş ve binalarla çevrilmiş.
Only two people, Nikos and me, in that immense house... damaged by the earthquake and surrounded by buildings.
Nikos! Burada ne işin var? - Bu civardaydım.
- Nikos, what are you doing here?
- Merhaba - Bu Nikos. Amcaoğlum.
This is Nikos, my father's brother's son.
Teşekkürler Nikos.
Thank you, Nikos.
Ama Nikos istiyor. Tanrım.
- But Nikos wants us there.
Nikos'un nişanlısı varlıklı bir aileden gelen ve senin çok sevdiğin hoş bir genç bayanmış. Şu çamuru paspasla.
Nikos says his fiancée's a lovely woman and you like her very much.
Sana söz veriyorum, bizi bu düğüne davet edersen yaşadığım sürece Nikos'a herhangi bir tavsiyede bulunmayacağım.
And I promise if you invite us to this wedding, I will... never give Nikos another piece of advice for as long as I live.
Nikos, aşçıya bir bak. Uzonun içine düşmüş olmasın.
Nikos, go check on the sous-chef, make sure he isn't into the ouzo.
Nikos'la ne konuşuyordunuz bakalım?
So, what were you and Nikos talking about?
Buralardadır. Nikos ile Mary-Ann'in birbirlerini sadece...
Did you know Nikos and Mary Ann have only known each...
Nikos, annene bir daha asla hayatına karışmayacağıma söz verdim.
I promised your mother I would never again interfere in your life.
Nikos, lütfen Stavros amcanın masada dans etmesine engel ol.
Nikos, please go make your Uncle Stavros to stop dancing on the table.
Hatta huzurevine gidip Nikos'un büyük büyük annesiyle bile konuştum.
I even taped Nikos'great-grandmother.
- Telefondaydım. Nikos'un eski kız arkadaşına ulaşmaya çalıştım.
I've been trying to contact Nikos'ex-girlfriend.
Nikos'u doğduğu günden bu yana tanırım. Evliliğin aceleyle karar verilmeyecek, bağlayıcı bir vaat olduğunu bildiğine eminim.
I've known Nikos all of his life and I'm sure that he realises marriage is a binding commitment, not to be entered into hastily.
Oğlum Nikos'la inişli çıkışlı bir ilişkimiz oldu.
My son Nikos and I have had our ups and downs.
- Nikos!
Nikos.
- Nikos, ne yapıyorsun? Kes şunu.
Nikos, what're you doing?
Nikos, her şeyi mahvediyorsun.
Nikos, you are ruining everything. You, shoo, shoo, shoo.
Nikos!
Nikos.
Nikos sana söylemedi mi?
Nikos didn't tell you?
Tyrus, Nikos, Maximus and Dryus öne çıksın.
I need Tyrus, Nikos, Maximus and Dryus.
- İyi geceler, Nikos.
- Good night, Nikos.
- İyi geceler, Nikos.
- Good evening, Nikos.
"Kemancı Nikos," sokaklarda bilinen adım... aslında Smyrna ( İzmir ) konservatuarı mezunuyum, ama...
"Nikos, the fiddler," as I'm known on the streets... is also a graduate of the Smyrna Conservatory, but...
- Neler oluyor Nikos?
- What's going on, Nikos?
Nikos, kemancı.
Nikos, the fiddler.
Nikos onunla gitmemizi önerdi.
Nikos has proposed we go with him.
Nikos!
Nikos!
Nikos, çocuklar, batakhane kapanmış.
Nikos, guys, the joint's closed.
Günlerdir sana söylemek istiyordum ama Nikos yüzünden... görüyorsun, kemancının sana karşı zaafı var... ama ben istemedim ve...
I've been wanting to tell you for days but because Nikos... you see, the fiddler has a soft spot for you... I didn't want to and...
Nikos, dansı...
Nikos, the dance...
Nikos mu?
Nikos?
Senden hoşlanıyorum ama Nikos'tan da hoşlanıyorum.
I like you, but I like Nikos, too. Yeah, I like you.
Tamam, Nikos.
It's okay, Nikos.
Senin arkandan Nikos'la beraber olmuyorum.
I'm not getting back with Nikos.
Nikos çocukken kağıttan bir uçak yaptı ve onu yukarıdan bıraktı.
Once when Nikos was a boy... he folded a paper airplane... and sent it over the edge.
Sonrasında polis evimize geldi. Nikos güldükçe gülüyordu babam onu tepeye kadar bağırarak kovalarken.
Then... the police came to our house... and Nikos laughed and laughed... while my father... chased him yelling, halfway down the hill.