Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ N ] / Nişanlısı

Nişanlısı перевод на английский

4,026 параллельный перевод
Şimdi nişanlısını öldüren birine neler yapabileceğini düşün.
Just think what she's gonna do to the man who killed her fiancé.
Nişanlısının evine götürene kadar onunla düzüşmemi mi istiyorsun?
Yöu want me to screw him until he takes me to his fiancée's place?
Mikel nişanlısına aşık ve evlenecekler.
Mikel's in love with his fiancée, he's going to marry her.
- Nişanlısını kaybetti
- She just lost her fiance.
En iyi arkadaşımın nişanlısına karşı kişilik bunalımı yaşıyor.
Having an identity crisis with my best friend's fiance.
Ben nişanlısını kaybetti, hepsi de kitabımı yayınlamak istemeniz yüzünden mi?
Ben lost his fiance, all because you want to publish my book?
Ne zamandır nişanlısınız?
Hey, how long have you been engaged for?
Bu önemli anda Gob nişanlısını, kariyerini ailesini ve arkadaş grubunu kaybettiğini anlamıştı.
It was in that pivotal moment that Gob realized he had lost his fiancée, his career, his family and his entourage.
Vincent Kruger ve nişanlısı Manon Fontaine Cannes sahilinde büyük güne hazırlanırken görüldüler.
Ah! "Vincent Kruger and fiancée Manon Fontaine. " Spotted off the coast of Cannes as they prepare for their big day.
Daha evvel nişanlısı uğradı ve dekorasyonu yeniledi.
Yes. His fiancee stopped by earlier and redecorated.
Ama sen sen konuştuktan sonraki nişanlısının yüzündeki o mutlu ifade her neyse.. bu yetenek için her şeyimi verirdim.
But you... that look of joy that was on his fiancée's face after you talked to her... well, I'd... I'd give anything to have that gift.
Allah aşkına, Ewing kızım ve nişanlısı, birbirlerine çok aşıklar.
For Christ's sake, Ewing, my daughter and her fiancé... They love each other.
Nişanlısıyım.
- God, no. Fiance.
Aslında nişanlısı.
Actually, his fiancee.
Çünkü nişanlısının çok yardımcı olduğunu söyler gibi oldu.
Because it sounded like he said his fiancee was helping out a lot.
- Swagerty'nin son nişanlısı.
Swagerty's late fiancee.
Swagerty'nin eski nişanlısı.
Swagerty's ex-fiancee.
Hesaba katmadığın diğer şey belediye başkanı olarak Channing'in halefi olan adamla nişanlısının kazayla öldüğüne bir türlü ikna olmayan adam aynı kişiydi.
The other thing you didn't count on was that the man who succeeded Channing as mayor is the same guy who was not convinced that the accidental death of his fiancee was an accident...
Çünkü o önemli konular listesinde bulunan nişanlısının ölümünü araştırmak için yeniden polis soruşturması başlatılması konusu seni harekete geçirdi.
Because among the list of key objectives he gave you was a motion to reopen the police investigation into the death of his fiancee.
Bir son dakika değişikliğiyle General Grant ve eşinin yerine Bayan Lincoln, yakın dostu Clara Harris ve nişanlısı Binbaşı Henry Reed Rathbone'u davet etmişti.
As last-minute replacements for General and Mrs. Grant, Mrs. Lincoln invites her dear friend, Clara Harris, in the company of her fiance, Major Henry Reed Rathbone.
Adam nişanlısıyla mutlu.
He's happily engaged.
Jen Craven, Mark Fisher'in nişanlısı, onu en son 13 Ekim cuma günü canlı gördü.
Jen Craven, fiancée of Mark Fisher, was the last to see him alive on Friday, October the 13th.
Clyde, nişanlısı.
Clyde, her fiancé.
Onun nişanlısı olan adamla günde 11 kez seviştiğini yazın. Adam kavramsal bir sanatçıdır basket toplarını konfetiyle kaplar!
Write about how she has sex with her fiance 11 times a day, he's a talented conceptual artist, he covers basketballs with confetti!
Ben aslında nişanlısıyım.
This is, uh, actually her, uh, fiance.
Nişanlısı Thomas'ı neredeyse korkudan öldürecekti.
Near scared the Thomas with whom she was engaged, to his death.
Anlaşılan artık ikiniz nişanlısınız.
I guess you and her are engaged now, huh?
Bakın şuna, nişanlısı gelmiş.
Look, it's the fiancé.
Ne kadar süredir nişanlısınız?
So how long have you guys been engaged?
Tamam, nişanlısıyla konuşalım.
All right, let's go talk to the fiance.
Kızım ; sevgisinde bazı değişiklikler olduğu söyledi, ama bana kalırsa kızımın nişanlısının aklı başına geldi.
My daughter says she's had a change of heart, but I think her fiancé finally came to his senses.
Casti geleneğinde nişanlısı törenin sonunda gözlerini açana dek gelin kördür.
In Castithan tradition, the bride is blind until her betrothed opens her eyes at the end of the ceremony.
Şey, nişanlım biraz geleneksel biri.
Yes, well, my fiancée's a bit traditional.
Nişanlın haklı, tüm ülke kardeşini seviyor.
Your fiancé's right. The whole country loves your sister.
Adamım gelmiş, nişanlı oğlum
- Whoa, there's my newly engaged son. How'd she react?
Nişanlımdan gelecek.
It's from my fiancée.
Uzun bir nişanlılık yüzüğü.
It's a long-engagement engagement ring.
Nişanlınla böyle konuşamazsın.
That's no way to speak to your fiancee.
Nişanlımın niyetinden kim şüphe eder ki?
Who are you to doubt my fiancee's intentions?
Başka bir adamın çocuğunu taşıyor olsaydın.. ... hala nişanlına sahip olabilir miydin?
Would your fiance still have you if you were carrying another man's child?
Hayatıma girdiğinden beri kim olduğun hakkında yalan söyledin öldüğün kısmı söylemeyi de atladın sonra da nişanlımın anısını mahvettin.
Since you came back into my life you lied about who you are you left out the part that ended up killing me, and then you destroyed the memory of my fiancée.
Sen ve katil nişanlım ruhumu çıkarmaya çalışırken sizi durdurmak için bedenini ele geçirdiğimde tanışmıştık.
Just that time I possessed you to stop you and my murderous fiancé from exorcising me.
Poojah ile tanıştığımda, mason bir milyonerin oğluyla nişanlıydı.
When I met Poojah, she was betrothed to a bricklayer's son cum-Internet millionaire.
Evet, Bayan Viccellio ile şu an nişanlıyız bu yüzden korkarım ki, bazı kısıtlamalarınızı değiştirebilirsiniz.
Yes, Ms. Viccellio and I are now engaged, so I'm afraid that may alter some of your restrictions.
Aynen, demek ki, nişanlın hala kayıp.
Yep, which means my fiancee's still missing.
Artık nişanlı değilim, durum kesinlikle çok karışık ve yeni bir ilişkiye de hiç hazır değilim... ama... ama elime geçen bir fırsatı kaçırmış gibi hissediyorum.
I'm single now, and it's definitely complicated, and I'm not ready for a new relationship at all... but... but I feel I've missed out on something,
Eski nişanlının evcil Afrika Gri Papağanı.
Your ex fiance's pet African Grey.
Beni nişanlınmışım gibi düşün beni ve doğaçlama yap.
Pretend I'm Fiancee and improvise
- Christie nişanlısının hayat kadınıyla olmasını istemez. - Sahiden kötü bir fikir miydi?
Was it really such a bad idea?
Ve de benim nişanlım.
And he's my fiance.
Eğer nişanlı olarak kalacaklarsa, eğer bütün ömrünü ona bakarak geçirecekse...
If they're going to stay engaged, if he's going to spend the rest of his life taking care of her...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]