Noel ağacı перевод на английский
885 параллельный перевод
Hector dışarıda, Küçük Willie'ye noel ağacı aldı.
Hector's out there with a Christmas tree for little Willie.
Kalkıp o kahrolası Noel ağacını süslemem lazım.
I've got to get up and trim that darn Christmas tree.
Evet, şey, Ted Sock'ın noel ağacına düştüğünü gördü.
Yeah, well, Ted saw Sock fall into the Christmas tree.
Bir dakika içinde Noel ağacına gidiyoruz.
We're going in to the Christmas tree in a minute.
Hastanedeki odası için bir Noel ağacı alalım.
Let's get him a little Christmas tree for his hospital room.
Bu sabah bana gönderdiğiniz küçük Noel ağacını aldığımda gerçekten çok duygulandım.
This morning when I received the little Christmas tree you all sent me I was deeply moved.
Noel ağacında, ona da yer vermek istemez misin?
How would you like that hanging on your Christmas tree?
Etrafta Noel ağacı yoktu işte, olsaydı...
And there were no Christmas trees out there either.
Noel ağacı pek çok mutlu anıyı geri getirir.
A Christmas tree brings back many happy memories.
Yeni bir pano, Noel ağacından daha çekicidir.
A new sign, prettier than a Christmas tree.
Yıllardır bir noel ağacı süsleme şansım olmamıştı.
It's been years since I've decorated a tree.
Bak, Noel ağacına benzedim.
And worth it. Thank you. Look at me.
Noel ağacında birden fazla Kingsby var bay Marlowe.
There's more than one Kingsby on the Christmas tree, Mr. Marlowe.
Bea Noel ağacı kurulmasını istiyor, bizse oylama sonucu karar vermek istiyoruz.
Bea wants a Christmas tree artificial and we had a really.
Noel ağacını kuracağız.
Let a tree.
Gece yolda ışıklarla kaplı koca kamyonları geçiyorduk Noel ağacı gibiydiler.
At night we'd pass those big trucks with lights all over them like Christmas trees.
Sana bir Noel ağacı vereceğim...
I'm gonna give you a Christmas tree
Hadi, isim kartlarınızı Noel ağacına takalım.
Let's have your dogtags for the Christmas tree.
Adeta Noel Ağacının üzerindeyim.
I'm on the Christmas tree.
Noel Ağacına asılı kaldığımızı düşünüyorum.
We really got ourselves hung on the Christmas tree.
Beni Noel ağacına çıkmaya zorlarken oldu.
I got this when he forced me to climb the christmas tree.
Noel ağacı mı arıyorsunuz?
Something in a Christmas tree, ma'am? Oh, hiya, Mrs. Scott.
- Noel ağacı!
- The Christmas tree!
İlk Noel ağacıma da bunu koymuştuk.
It was on the first Christmas tree I ever had.
Yeni kedinin Noel Ağacı'nın üzerindeki ışıklı toplara hücum ettiğini düşünsene onlara vuruyor, tepeye tırmanıyor.
Think of your new kitten batting the balls on the Christmas tree... knocking them, climbing up the curtains.
"... kadar süslü ve ışıl ışıl Noel ağacı hiç görmemişti...
" the way they are at Christmas and houses where children have...
" Noel ağacı pencerenin tam önünde duruyordu...
" The Christmas tree was right in the front window...
Noel ağacı, noel ağacı
Oh, Christmas tree Oh, Christmas tree
Noel ağacı, noel ağacı
Happy Christmas. Oh, Christmas tree Oh, Christmas tree
... gümüşle kaplatacağım ve Birleşik Devletler'e noel ağacı süsü olarak satacağım.
I will silver-plate the sauerkraut and sell it in the US for Christmas-tree decorations.
Bu "noel ağacı" bize dalabileceğimiz zamanı söyler.
That's our Christmas tree. Tells us when we can dive.
Carlos'tan büyük bir Noel ağacı almış.
He has taken a big Christmas tree
Noel ağacı olan bir adam görmüş olabilir misiniz?
You wouldn't have seen a man with a Christmas tree?
Yani bu, bir bara Noel ağacı koymaktan daha mı iyi?
You mean that would be better than putting a tree up in a saloon?
Bedford çok karmaşık bir gemidir ve bir Noel ağacı süsü kadar narindir.
The Bedford's a very complicated ship and about as sturdy as a Christmas tree ball.
- Bize bir Noel ağacı gerekiyor.
- We need a Christmas tree.
Oldukça büyük, ışıltılı, alüminyum bir Noel ağacı.
A great big, shiny, aluminum Christmas tree.
Sanırım güzel bir Noel ağacı bulmaya odaklansak iyi olacak.
Well, I guess we'd better concentrate on finding a nice Christmas tree.
Vay be, hala ağaçtan Noel ağacı yapıyorlar mı?
Gee, do they still make wooden Christmas trees?
Noel ağacı gibi ışıldıyorsunuz.
You're lit up like a Christmas tree.
Noel Ağacı Noel Ağacı...
Oh Christmas tree Oh Christmas tree...
Noel ağacına gideyim!
Let me get to the Christmas tree!
Noel ağacına gitmek istiyorum!
I wanna get to the Christmas tree!
Güzel bir Noel ağacı.
A pretty Christmas tree.
Personel için Noel ağacını hazırlıyordum.
I was trimming the Christmas tree for the staff.
Ağacın önünde oturup radyoyu açacağım ve Noel şarkılarını dinleyip sadece seni düşüneceğim.
I'll sit in front of the tree and turn the radio on to Christmas carols and just think of you.
Ağacı noel arifesinde gönderebilir misiniz?
Will you send the tree up on Christmas Eve?
Noel ağacına mı bakıyoruz? Bence haklı Sam.
You are right.
Yılbaşı ağacı, süsler ve hediyelerle gerçek bir Noel kutlayacağız.
We'll make a real Christmas of it with a tree and decorations and presents.
Biliyor musun Bay Ağaç bu Noel büyük bir kutlama yapabiliriz.
You know, Mr. Tree we may have a big celebration come Christmas.
Hediye almayı, Noel kartı göndermeyi ve ağaç süslemeyi falan severim, ama yine de mutlu değilim.
I like getting presents and sending Christmas cards and decorating trees and all that, but I'm still not happy.