None перевод на английский
33,512 параллельный перевод
Ve Claire'in geride bıraktığı değerli ruhunun, hiçbir şey onun kızı Denise, onun sevgili kocası, şerifimiz Stanley Miller'dan daha değerli değil... ya da sevgiyle andığımız Stan'den.
And of the dear souls that Claire hath left behind, none more dear than her daughter, Denise, her beloved husband, our sheriff, Stanley Miller... or, as we lovingly call him, Stan.
Alınmadım.
None taken.
Bunların arkasındaki canavarı alt etmezsem hiçbirinin önemi kalmaz.
None of that matters if I don't take down the monster behind all of this...
Bak, senin için çalışmıyorum Jonathan. Yani ne yaptığım seni ilgilendirmez.
Look, I don't work for you, Jonathan, so what I do is none of your business.
Hiç birini kanıtlayamam.
I can prove none of it.
Bu seni ilgilendirmez.
That is none of your business.
Anlaman gereken şu kötü değiller onlar, hem de hiçbiri.
Here's what you got to understand. They're not evil. None of'em are.
Ceza Soruşturma Dairesi'nin işi o, bizi ilgilenmiyoruz.
What went on there, that's CID, that's none of my business.
Hiçbiri yaşanmayacaktı.
None of this would have happened.
- İnsan deneyleri ile desteklenmediği sürece bunların hiçbiri FDA ( Gıda ve İlaç Dairesi ) için bir anlam ifade etmeyecek..
- None of which will matter to the FDA unless they're supported by more human trials.
Siz hiç mi bir şey hissetmiyorsunuz?
None of you are feeling anything?
Biliyorum, ama hiçbiri doğru değildi.
I know, but none of them are right.
Hiçbiri bize kazandırmıyor.
None of them got us the win.
Bunların hiçbiri doğru olamaz.
None of these look right.
Okuldaki kızlardan hiçbiri benimle baloya gelmek istemiyor.
None of the girls at school want to go to homecoming with me.
Al bakalım.Evet, bunların hiçbir önemi yok.
Here you go. Yeah, none of this really matters.
Söz konusu Michigan halkı olunca tam yetkili kişi benim ve siz de benim üstüm değilsiniz.
When it comes to the people of Michigan, I am the highest authority, and you have none over me.
Aslında, ben sıra dışı bir örnek sayılırım,... ama büyükbabam her zaman hiçbirimiz ne kadar ömrümüz kaldığını asla bilemeyiz, derdi.
So maybe I'm an extreme example, but my grandfather always used to say that none of us really knows how long we have left.
Eğer orada olsaydım, eğer bu işin içinde olsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.
If I'd just been here, if I'd been in front of this, none of this would have happened. Alex, you didn't abandon them.
Hiçbirimiz mükemmel değiliz.
None of us is perfect.
Hangi töre ya da tarihi şey ya da kişisel sebepler bunu söylüyorsa şu anda hiçbirisinin önemi yok.
So, whether you're saying no because of custom, or history, or your own personal reasons, none of that matters right now.
Ama bunların hiçbiri Dr. Henry H. Holmes'ün saf kötülüğüyle kıyaslanamaz.
But none of them could compare in sheer wickedness to Dr. Henry H. Holmes.
Eğer senin kapını hiç çalmasaydım en baştan seni Storybrooke'e hiç sürüklemeseydim bunların hiçbiri olmayacaktı
If I never knocked on your door, If I never dragged you to Storybrooke in the first place, none of this would be happening.
Hiçbirisi suçlama ile bitmemiş.
And none of them ended in criminal charges.
5 bin doları geçmez.
None above... $ 5,000.
Nerede kullandığımız sizi ilgilendirmez.
What we use it for is none of your business.
Jill'i öldüren kızsam, O zaman hiçbiriniz sizin hatanız değildi.
If I'm the girl who killed Jill, then none of this was your fault.
Diğerleri de dava açmadı ama en azından çok para aldılar.
None of the others filed charges, but at least they got plenty of cash.
Hiç.
None.
Annemin istediğini yapsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
None of this would've happened if you just did what my mom asked.
Eğer beni ayartmamış olsaydın hiçbiri yaşanmayacaktı.
If you hadn't set me up, none of this would've happened.
Hiçbirinin ortak güvenlik şirketi, bahçıvanı, hizmetçisi yok.
None of them have the same security companies, gardeners, housekeepers.
Sizi ilgilendirmeyen kişisel şeyler.
Personal things that are none of your damn business.
Eşleşme sağlanabilmesi için yakın akrabalarına bakmalıyız.
She needs close relatives to match and she has none.
Hiç bir bok mantıklı değil ki.
None of this shit makes sense.
Ama hiçbiri bozulmanın sebebi konusunda emin değil ve yine hiçbiri örnek almaya veya sütunda çalışmaya razı olmadı çünkü çok kırılgan.
But none are certain what's caused the decay, nor are they willing to take samples or work on the pillar, because it's so fragile.
Sormadım, çok tuhaf görünüyordu, ayrıca beni ilgilendirmez.
Look, I didn't ask, but it-it-it seemed so weird, and it's none of my business.
Bunların hiçbirisi olmamalıydı.
None of this is supposed to happen.
Asla.
None.
Tanrı onlara yardım etsin çünkü Amerika onlara acımayacak.
May God have mercy on them, because the United States Navy will have none.
Onun sayesinde çocuklar zarar görmedi. Ben de ilk çocuğumu görebileceğim.
It's because of him none of those kids were hurt... and I get to see the birth of my first child.
Çünkü biz sorgulamadık. Özellikle de Max.
Because none of us ever did, especially Max.
Bunların seninle alakası yok.
None of this is on you.
O ofisteki kimsenin o testlerle bir ilgisi yok.
None of the people in that office had anything to do with those tests.
Bunların hiçbiri senin suçun değil.
I'm just saying none of this is your fault.
Doğru.Bu nedenle timlerin hiçbiri yakalanmadı.
Right. So that's why none of the teams were ever caught.
Atışlarının ölümcül olmayışı şimdi belli oldu.
That makes sense now why none of the shots were lethal.
Hiçbirimiz Batı Altadenia'da oy kullanmıyoruz.
None of us vote in West Altadenia.
Bunların hiçbiri onun tarafından yapılmadı. Ona yapıldı.
None of this done by him, all of it done to him.
Isin ironik yani, hiçbirinizin bir bakis açisi yok yani hepinizin bakis açisi ayni.
You know what's really ironic is that none of you have a point of view, but it's all the same fuckin'point of view.
Bu kan donduran açıklamaları yapan kişi,..
The depraved individual who wrote those bone-chilling words was none other than Chicago's most notorious serial killer,