Nordstrom перевод на английский
73 параллельный перевод
Neden Mike Nordstrom'u yemeğe alıyoruz?
Why are we having Mike Nordstrom for dinner?
Eğer Mike Nordstrom'u getirdiğini bilseydik tencerede Yanki usulü rosto yapardık.
If we had known you were bringing Mike Nordstrom, we'd have made a Yankee pot roast.
- Michele, Bay Nordstrom'u hatırladın mı?
Michele, you remember Mr. Nordstrom?
- François Picard, Michael Nordstrom.
Francois Picard, Michael Nordstrom.
Mike Nordstrom'u tanıyorsun değil mi?
You know Mike Nordstrom?
Nordstrom benimle Mexico City'de buluştu.
Nordstrom met me in Mexico City.
Bay Nordstrom.
Mr. Nordstrom.
Ben Jim Nordstrom.
it's Jim Nordstrom.
Tamam, Nordstrom.
All right. Nordstrom.
Oradan çıkıp Nordstrom'ü içeri getirin.
Get out there and bring Nordstrom in.
Nordstrom. Yapma...
Nordstrom. don't...'
Beni "Sipringfield Hava Alanına Hoş Geldiniz" ve "Nordstrom Nerede?" gibi otomatik bilgi sistemlerinden tanıyorsunuzdur.
You may remember me from such automated information kiosks... as "Welcome to Springfield Airport" and "Where's Nordstrom?"
Onu Nordstrom'da buldum.
I found him at Nordstrom's.
- Nereye gidiyorsun?
- Where you going? - Nordstrom's.
Sanat merkezi. Ünlü menajerlerin uğradığı bir yer.
It's Nordstrom's, where every casting agent shops.
Ya da şu anda üzerinde yattığın çarşafların Nordstrom'dan alındığını.
Or the fact that these sheets that you're now soiling are from Nordstrom.
Bir çantanın içinde ne işim var?
What am I doing in a Nordstrom bag?
Aynı hesaptan dün de Nordstorm'dan kendine takım elbise de almışsın.
You bought a suit from Nordstrom's on the same account yesterday.
Ben olsam önce Nordstrom'a bakarım.
I'd start at Nordstrom's.
Estee Lauder dudak dolgunlaştırıcıya 100 dolar, Nordstrom'dan bir deri cekete 1200 dolar, Tricky Wicks vanilya kokulu mumlara 500 dolar mı?
$ 100 for lip enhancer at estée lauder, $ 1,200 for a leather jacket at nordstrom, $ 500 on vanilla-scented candles at tricky wicks?
Hafta sonları Nodstrom'daki ayakkabıcıda çalışırken görülmüş.
He's been spotted working at the ladies'shoe department at Nordstrom's on the weekend.
Yapma, bu Nordstorm. İndirimden aldım.
Come on, it's Nordstrom's.
- Ama başını yediler onun. Nordstorms mağazasında baştan yarattılar onu.
They reprogrammed her at Nordstrom's.
Peki, bu Nordstrom bulmak elbise tür değil, biliyorsun.
Well, it's not the kind of robe you find at Nordstrom's, you know.
Her şeyi bırakıp Nordstrom'da işe girdim.
Quit everything and got a job at Nordstroms.
Ben de alışverişe çıkayım bari.
Maybe I'll hit Nordstrom's.
Okuldan sonra Ashley ile Nordstrom indirimleri için alışverişe gideceğiz.
After school, Ashley and I are going to the mall for the Nordstrom sale.
Öğle yemeği için Grab'le buluşacağım, sonra da Nordstrom'a alış verişe gideceğiz.
I am meeting Gab for lunch, and then we are stopping at Nordstrom's.
Nordstorm'da müşteri danışmanıyım.
Assistant buyer, Nordstrom's.
Nordstrom'dan aldım.
I got it at Nordstrom. Oh, no, you know what?
Çorapları 80 dolardı biliyorum çünkü senin kredi kartınla daha yeni sipariş verdim.
And I know his socks were 80 bucks'cause I just ordered some with your Nordstrom's card.
Çim biçme makinesiyle, Nordstorm mağazasına dalmıştım!
{ pos ( 192,210 ) } I drove a riding lawn mower through a Nordstrom!
Yönetici olarak ilk günümde, Aziz George'un şerefine bir bardak yağsız, fındıklı bir latte içtim ve kendimi Nordstrom'daki numune Estee Lauder parfümleriyle takviye ettim.
My first day as a junior executive, I toasted St. George with a double-shot low-fat hazelnut latte And fortified myself with estee lauder
Önce Confession'a mı yoksa Nordstrom'a mı uğradın?
Stop by confession first or Nordstrom's?
Korta giderken Nordstrom'a uğrarız.
We can stop at the Nordstrom on the way to tennis. No!
- Sana Nordstrom alırız icabında.
I'll buy you fucking Nordstrom's.
Nordstrom'dan Sally Bergen.
She's got three kids and... Well, I'll tell you in a second.
Nordstrom'daki ikinci kata geri dön diyorum.
Go back to the second floor at Nordstrom's, I say.
Hafta sonu Nordstrom'da satış var.
There's a sale at Nordstrom this weekend.
Hafta sonu ve Nordstrom'dan bahsederek bizi lanetledin.
You jinxed us with all that long-weekend and Nordstrom talk.
Bu blog yazısı değil, Bayan lüks mağaza.
This isn't an online blog, Miss Nordstrom.
Violet Nordstrom?
Violet Nordstrom?
Miss Nordstrom.
Miss Nordstrom.
Ee, Violet Nordstrom.
Er, Violet Nordstrom.
Nordstrom'da mı?
Nordstrom's?
Şey, Ustaötesi'nden sonra, Nordstrom'a gittim.
Um, after Craftacular, I went to Nordstrom's.
Viveca Nordström, Film Laboratuvarına.
Viveca Nordström to Film Labor.
Steiner, Nordstrom'ü çıkar oradan.
Steiner.
Sanırım başı dertte.
Nordstrom's in trouble.
- Nordstrom.
Nordstrom's.
Sizi tekrar görmek ne güzel.
Sally Bergen, from Nordstrom.