Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ O ] / O ölmeyecek

O ölmeyecek перевод на английский

104 параллельный перевод
O ölmeyecek, düşünüyor.
Idiot! He's not going to die. He's thinking.
O ölmeyecek.
You won't have a corpse on your hands.
Hayır... O ölmeyecek.
No... he will not die.
Bayan Flaunce, o ölmeyecek.
- She's not going to die.
- O ölmeyecek, Johnny.
- He isn't gonna die, Johnny.
- O ölmeyecek.
- He's not going to die.
Ve beni iyi dinle, o ölmeyecek.
And I will tell you right now, he will not die.
O ölmeyecek ve buraya gelecek. Bundan eminim.
He won't die so easily.
O ölmeyecek!
He's not custodial!
O ölmeyecek.
He's not gonna die.
Merak et, o ölmeyecek.
Don't worry, he won't die.
Daha fazla beklersem o ölmeyecek!
I'll hold back enough so that he won't die!
Sana dedim, O ölmeyecek.
I told you, he is not going to die.
O ölmeyecek.
No, he's not going to die.
O ölmeyecek, değil mi?
He ain't gonna die no more, is he?
O ölmeyecek.
It won't be gone.
- O ölmeyecek.
- She won't.
O ölmeyecek. anladın mı?
He's not. Got it?
birçok kez, o ölmeyecek.
many times, and he will not die.
Ve o ölmeyecek.
And he is not going to die!
O ölmeyecek, değil mi?
He won't die, will he?
- O ölmeyecek.
- She can't die.
Yani o ölmeyecek mi?
So he's not going to die?
O ölmeyecek.
She ain't going down.
O ölmeyecek. İşe girdi.
Because she's not gonna die because she got the job.
O ölmeyecek.
He won't die.
- O ölmeyecek.
- He's not gonna die.
O benim için asla ölmeyecek.
To me, he'll never be dead.
O asla ölmeyecek.
He'll never die!
O zaman, dağlarda ölmeyecek miyiz?
Then, we will not die in the mountains together?
O ihtiyar asla ölmeyecek, dağlardan bile uzun yaşayacak.
He'll never die, that old man, he'll live longer than the mountains.
O asla ölmeyecek.
He'll never die.
Martha'nın kulağına gitmemeli ağzından köpükler saçar çünkü Yaşlı Adam, babası ikiyüz yaşından büyükmüş. Ölmeyecek o.
He isn't going to die.
O asla ölmeyecek.
Never!
O ölmeyecek.
He ain't gonna get killed.
O kadar kolay ölmeyecek.
She won't die so easily.
o burda ölmeyecek!
He won't die here
O ölmeyecek.
Tell me he won't die.
O ölmeyecek, değil mi?
She's not going to die, is she?
- O zaman ölmeyecek miyim?
- Then, I won't die?
Marie halan o zamana kadar ölmeyecek.
Aunt Marie won't be dead until then.
- O halde ölmeyecek mi?
- Then he's not gonna die?
O ölmeyecek ya da ona hiçbir şey olmayacak, değil mi Louise?
She's not going to die or anything, right, Louise?
O bir F.B.I. ajanı ve ölmeyecek.
He's an FBI agent, and he's not gonna die.
Hayır, ölmeyecek, çünkü o gidiyor.
No, he isn't, because he's leaving.
- O kişi, sanırım benim. - Yani ölmeyecek misin? - Üzgünüm.
I thought wow wow, at least he's listening to me you know I mean a gift where it says something and a toaster says, I wanna make breakfast for you I wanna spent my life with you
Ölü olsa bile, aynı zamanda o yaşayacak... Ve içimde yaşayan ve inandığım her neyse... Asla ölmeyecek.
Though he were dead, yet shall he live... and whosoever liveth and believeth in Me... shall never die.
Sana ilham vermeye devam ettiği sürece, o asla gerçekten ölmeyecek.
As long as he continues to inspire you, he'll never really die.
O bu gece ölmeyecek.
He shall not die tonight.
Adam yaşamak için yemin etmiş, o hiç ölmez. Ölmeyecek de!
He won't die... and won't let die!
O ölmeyecek, değil mi?
She's not dying?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]