Odur перевод на английский
1,883 параллельный перевод
Yani bütün bunların ve benim üzerime seçeceğin biri varsa odur.
I mean, if you were going to choose someone over me and all that we've built, it should be her.
- Eminim odur.
- Oh, I'm sure it is.
Belki bu odur.
Maybe that's him.
Belki de doğru kişi odur.
'Maybe she's the one?
Belki de doğru kişi odur.
'Maybe she is the one.
Doğurmak kadınlar için neyse, arabada mangal yapmak erkekler için odur.
What child birth is to women, eating trunk meats is to the bewanged.
Belki de hayatımın aşkı odur.
Maybe she's "the one."' Do you need a hand?
Olayda bir pilot vardı belki de bu odur.
It is possible that he.
Çarmıha germek dedikleri, odur.
That's what crucifixion is.
Belki de sorun odur.
Maybe that's the problem.
Alec kim olduğunu düşünüyorsa odur.
Alec is who he thinks he is.
Gemiyi hurdaya kaldıran da odur.
He's the one sending her to the scrappers.
Belki aradığım kişi odur.
The one?
Eğer bir adamın üstünde kerpeten kullanıp, ardından sigara yakacak birisi varsa, bu odur.
If ever I saw a woman who could use pliers on a man, that's her.
Genelde anlayışlı olan odur halbuki, değil mi?
She's usually the sympathetic one, right?
Zaten toplumun gözündeki imajımızı yeteri kadar zedeledik kanun neyse odur.
We've already risked tarnishing our public profile by pursuing this But the law is the law
Belki de benden bir şey istemeyen tek kişi odur, baba.
Maybe she's the only one that doesn't want something from me, dad.
Çok kavga ederiz ama muhtemelen en iyi arkadaşım odur.
We fight, but he's probably my best friend.
Belki de hayatımın aşkı odur.
You know, maybe she is the love of my Iife.
- Kadın vaiz istemiyoruz! ... işte cehennem odur.
with empty bellies.
İnterneti her daim korumalıyız, çünkü şu anki gerçek kurtarıcımız odur.
We must protect the internet at all times, as it is truly our savior right now.
Arayan odur belki.
Maybe that's him.
Babam ne derse odur.
Whatever my father says.
Eminim odur.
I'm sure of it.
Arkadaşlığın nasıl olması gerektiğini bilmeyen kişi odur!
The one who doesn't know what friendship is should be him!
Evinizde sizi sandalye de tutan şey budur, Dünyayı güneşin etrafındaki yörüngede de tutan yerçekimidir.. .. ve galaksimizi birlikte tutanda odur.
It's what keeps you in your chair at home, it's what keeps Earth in orbit around the Sun and it's what holds our galaxy together.
Hayır, güzel olan odur ama asfaltı ağlattığımız falan yoktu.
No... oh... she's pretty. But we weren't driving fast.
Balkabağı, asıl mesele odur.
It's the pumpkin. The pumpkin matters.
Evet, bence de odur.
Yeah, that's a good call.
Teknik olarak, buradaki en iyi pilot odur. Ama or.spu çocuğu satıcının teki.
Technically the best driver in here, but a mean son of a bitch within.
Kayıp şeyleri bulmak da en iyisi odur.
She's the absolute best at finding lost things, so come on, let's go.
Aslında Tess'in fikri. Operasyonların beyni odur da.
It's Tess'mostly, she was always the brains of the operation.
Teşkilat ilkesi, ben ne diyorsam odur.
Departmental policy is what I say it is.
Burada hakkında iyi bir şey söylenebilecek tek kişi odur.
The only one in here worth a good goddamn is her.
Adam Harris olmayabilir, tüm gruptaki en terbiyeli kişi odur.
It can't be Adam Harris, he's the only decent one in the whole bunch.
Belki çapkınlık yapan odur ve bunu örtbas etmek için seni suçluyordur.
Maybe he's having the affair, and to cover himself, he's accusing you.
Buradaki kahraman odur.
You are joking. He is the hero.
Telsiz odanızı sabote eden kişi odur.
This is the man who sabotaged your radio room.
Belki de bu odur.
Maybe it's him.
Şüphesiz odur.
Of course it is.
Işık, Tom, sürekli olan odur.
It's the light, Tom, that's what lasts.
Onunla Madison arasında normal olan eş odur. Bana eşlik etmek ister misin?
- She's the normal one of the pair, between her and Madison.
Tanrı ne diyorsa odur. Sıradaki çifti getirin.
Whatever God wants.
Doğru karar sen ne karar verirsen, odur.
The right call... is whatever you decide it is.
Belki sorun da odur.
Maybe that's the problem.
- Belki de bu, neyse odur. - Neden bahsediyorsun sen?
- What the fuck you talkin'about?
Sizden bekleyeceği son şey odur.
It's the last thing he'll expect from you!
Elimizdeki en iyi araştırmacı odur.
She's the best researcher we have.
İnsanlar neyse odur.
People are who they are.
Tahmin etmesi en zor şey odur.
It's the hardest thing to predict.
ailesini severdi ama, en çok penisini severdi gerçek bir işi olan tek parçası odur.
The only part of him that ever had an actual job.