Oh tatlım перевод на английский
6,085 параллельный перевод
- oh tatlım o arabayı yolda kullanmamalısın gerçekten ceza makbuzları okadar birikmişken kullanmamalısın
- oh, honey, you really shouldn't be driving that car on the road. The tags expired years ago.
Saçmalama tatlım.
Oh, don't be daft, love.
Aman Tanrım, çok tatlı!
Oh, my god! He's so cute!
Tanrım, en iyi ihtimalle küçük tatlı bir şey çıkar.
Oh God! Best-case scenario, we have a nice little home delivery of something.
Tatlım, ailenin mutlu olmasını istersin, değil mi?
Oh, sweetie, you want your parents to be happy, don't you?
Tatlım hiçbir fikrin yok.
Oh, honey, you have no idea.
Tatlım ne yapmamı istiyorsun?
Oh, dear. Whatever shall I do?
Tatlım.
Oh, baby.
Oh, Tanrım, çok tatlı.
Oh, my God, he is so cute.
Selam tatlım, selam Peyton.
Oh. Hey, sweetie.
- Tatlım.
Oh, sweetie.
Sorun yok tatlım.
Oh, it's all right, honey.
Tatlım.
Oh. Sweetness.
Tatlım, Dom'a olan aşkınla Harry'e karşı hislerinin hiç bir alakası yok.
Oh, honey, your love for Dom has nothing to do with your feelings for Harry.
- Tatlım.
Oh, sweetheart.
İlham kaynağısın tatlım.
Oh, you are an inspiration.
Tom, tatlım.
Tom, oh, honey.
Mandy, tatlım, bunun zamanı geçti.
Oh, Mandy darling, the time for this has passed.
- Tatlım!
- Oh, sweetie!
- Tatlım... - Dustin'ı babam mı vurdu?
Oh, sweetie... dad shot Dustin?
Hayır tatlım hayır...
Oh-ho, no, honey, no.
Oh, hayır, tatlım, burada değilsin.
Oh, no, honey, you're not in here.
Oh, tatlım.
Oh, honey.
Evet tatlım.
Oh, yeah, hon.
Ah, tatlım, benden daha güçlü bir kızsın sen.
Oh, honey. You're a bigger woman than I am.
Ah, tatlım, sonuçta Guantanamo değil ya.
Oh, honey. It's not Guantanamo.
Ah, hey, tatlım!
Oh, hey, sweetheart!
Hadi ama tatlım.
Oh, shush, honey.
- oh, tatlım, tabikide iyisin biliyorum
- oh, honey, of course you're good.
- oh, Tabi tatlım
- oh, sure, honey.
Oh, tatlım bunu bi düşün eski dostun david'in annesi de bu gece orda olucak.
Oh, come to think of it, honey, your old friend David's mom will be there tonight.
- Onunla arkadaş felan değilim o tam bir pislik - oh, tatlım lütfen sus.
- I'm not friends with that guy. He's a total scumbag. - oh, honey, shush.
Olmaz tatlım.
Oh, I can't, darling.
Tatlım, ayakkabı dükkanında indirim varmış.
Oh! Honey, I heard there's a sale at the shoe store.
Ah tatlım.
Oh, honey.
Alice, biberiyeler nereye saklandı böyle, tatlım?
Oh, Alice, where's the rosemary hiding, sweetheart?
Tatlım.
Oh, sweetheart.
Tatlım, tabi ki öyle değil.
Oh, honey, of course not.
- Merhaba, tatlım.
- Oh, sorry I'm late. - Hey, sweetie.
Ah evet tatlım, herkesin tanıdıkları vardı.
Oh yeah, honey, everybody did.
Tatlım.
Oh, sweetie.
" Ah, selam, tatlım.
" Oh, hi, sweetie.
Tatlım, canım benim.
Oh, sweetie pie, goodness gracious.
Tatlım, nasıl da çabuksun sen.
Oh, my dear, how prompt you are.
Hadi ama tatlım.
Oh, come on, girl.
Merhaba, tatlım.
Hi, oh, lovey.
Aman Allah'ım çok tatlı, benim de olsun istiyorum.
- Oh, my God. Oh, she's so cute. I want one.
- Merhaba, tatlım.
Oh, hi, lovey.
- Teşekkür ederim, tatlım.
Oh, thank you, sweetie.
Sorun değil, tatlım. Dert etmiyorum.
Oh, it's all right, lovey, I don't mind.
Kırışıklığım falan yok benim Ah, tatlım, bir bilsen.
- I don't have wrinkles. - Oh, honey, if you only knew.