Olacaktır перевод на английский
14,272 параллельный перевод
- Werham'ın zaptedilmesi durumunda gemiler de takip edecek ve 300 kişi 3.000 olacaktır.
A mistake. If Werham is captured, the ships will follow.
Muhtaç olduğun takdirde babamın evi daima evin olacaktır.
If you're ever in need, my father's house will always be your house.
Bence sırt tomografisi doğru bir önlem olacaktır.
I think a CT of his back would be the right precaution.
Nina peşimizde olacaktır. O yüzden bizim hareket etmemiz gerek.
Nina's gonna be on our ass, so we gotta move.
- Geçmişte ne yapmış olursanız olun,... eğer namus kurallarına uygun yaşamaya başlarsanız,... Tanrı'nın lütufları sizi bekliyor olacaktır.
Regardless of what you've done in the past, great blessings are available to you if you begin now to live the law of chastity.
Böylece İngiltere'yle kurulacak bir ittifakım yok olacaktır.
In doing so, any alliance I have with England will be destroyed.
Bu yüzden, iki haftalık izin şu an için en iyisi olacaktır.
In that case, I think taking two weeks off is the best thing right now.
Kendi sağlığımız açısından en iyisi... -... onun hakkında daha fazla konuşmamız olacaktır.
So it's best, for the sake of our health, if there's no more talk about... him.
Bu metin size kim ki gerekli gücü sağlayacak kafatasını getirirse ona ölümden döndürmekte rehber olacaktır.
"This text shall be the guide " by which the witness shall procure the skull which will grant him the power to raise the dead. "
Başka partiler de olacaktır.
Besides, there will be other parties.
Pahalı bir telafi hediyesi almam yeterli olacaktır.
I just need to know how expensive a makeup gift I need to buy her.
Çünkü test sonucu güvenilmez olacaktır.
Because the test is unreliable.
Ve sonunda bunu çözemezsen eğer F almaktan daha büyük problemlerin olacaktır... Çünkü sen yeteri kadar zeki... Tanrı kadar mı?
And if you don't figure that out eventually, you're gonna have a lot bigger problems than an F, because you can't outsmart- -
Tanrı'ya inanmadığını biliyorum bu yüzden bunun sonuçları olacaktır.
I know you don't believe in God, so let's just call them... consequences.
Şimdi, bazılarınızın benim davranışlarım ve aldığım risklerden dolayı, onun taraflı davrandığını düşündüğünüzü biliyorum, ama onu buradan göndermek risklerin en büyüğü olacaktır.
Now, I know some of you think that she's turned a blind eye to my behavior and--and the risks I've taken, but for you to remove her would be the greatest risk of all.
Umarım gün ışığı gibi parlayan karakterin iş bulmana yardımcı olacaktır.
I hope you're bringing that sunny disposition to the job interviews.
Ve sonuçlar da daha iyi olacaktır.
And the results coming better and better.
Başından beri böyleydi ve sonsuza dek de böyle olacaktır.
It's been like this since the beginning and probably will be like this forever.
Yara bandı ve aspirin yeterli olacaktır.
A band-aid and an aspirin should do the trick.
Normalde anda Bu fotoğraf çekildikten, O veranda dolu olacaktır.
Ordinarily at the time this photograph was taken, that patio would be packed.
Ben eğilimi işin hiçbir sıkıntısı olacaktır Ben buradayım iken.
I'll have no shortage of work to tend to while I'm here.
Belki deprem olacaktır.
So am I. Maybe an earthquake is coming.
Bazı durumlarda çeneni kapalı tutman hastanenin yararına olacaktır.
Yeah, moving forward, it's gonna be best for the hospital if you just, uh, keep your mouth shut.
Thanos'un bana vereceği ceza senin yaşamak üzere olduğun acının yanında hiç olacaktır!
And Thanos'punishment will be nothing compared to the pain you are about to experience.
Belki bundan sonraki hayatım böyle olacaktır.
Because maybe this is the way it's going to be from now on.
Her zaman yeni müşteriler olacaktır.
There will always be new customers.
Ama üzerine kahverengi kağıt yapıştırırsanız, ahlaksız olacaktır.
But as soon as you slap brown paper on it, it's dirty.
Daha sabırlı olacaktır.
He'll have more patience.
Ben varken DC daha rahat olacaktır.
And D.C. feels more comfortable with me on the ground out here.
Eğer kırılırsa, bildiğimiz gerçekliğin tam bir çöküşüne sebep olacaktır.
If it breaks, it'll cause reality as we know it to completely unravel.
Bu yapıştırıcının sadece bir parçası çatlağı uzay-zamanında mühürlemek için yeterli olacaktır.
Just one dollop of this adhesive should be enough to seal a crack in space-time.
Polisler işe karışırsa ölümü daha erken olacaktır.
And the first sign of cops will make him dead faster.
Bazı durumlarda çeneni kapalı tutman hastanenin yararına olacaktır.
Moving forward, it's gonna be best for the hospital if you just, uh, keep your mouth shut.
Koçluk yaptığı bütün çocuklar orada olacaktır.
All those kids he coached should be there.
Buna yasadışı tek taraflı iletişim de eklenince sizi buraya mesai saatinde getirmeye yeterli olacaktır.
Add that to the illegal ex parte communication, I might have enough to bring you back in here to see the place during work hours.
Sizin için daha kolay olacaktır ve benim için bu çok önemli.
It seemed helpful for you guys, and that's important to me.
Kafes ile ilgili yapacağımız her şey intihar olacaktır.
Anything having to do with that cage is - - it - - it's suicide.
- Evet. Bu imkansıza yakındır. Yani ödemesi de ona göre olacaktır.
Yeah, it's, uh, nearly impossible, so I imagine that payout was pretty big.
"Aa, sen bir blogger parçasısın samanlıktaki bir iğnesin." Diyenler olacaktır.
People would say, "Oh, you're just a food blogger. You're just a tiny voice in the crowd."
Bak, eğer gerçekten yapmayı istiyorsan, minik kuşu da getirebilirsen şahane olacaktır.
Look, if you, uh, if you really want to crush this, it would be cool if you got Big Bird to make an appearance.
Ama kumarbazların talepleri olacaktır.
But the gamblers are gonna demand consequences.
Sonuç olarak, toplumsal adaleti sağlamak için en temel arzumuz, bizi öldürmek isteyenlerle öldürmek istemeyenleri ayırt etmek olacaktır.
The bottom line is that the only thing that distinguishes those who want to kill us from those who don't is that we have the burning desire for social justice.
Diğer saldırı bu kadar yakınken Dr. Gray'i başka yere götürmek zaman kaybına neden olacaktır.
Moving Dr. Gray to another venue would have taken up valuable time if another attack is imminent. Shall we?
İş... her zaman olacaktır.
Work... it will always be there.
Böbrek donörümüz Bay Jaffee ile tam uyumlu. Kafatası ve kafa derisi için de uyumlu olacaktır.
Our kidney donor is a perfect match for Mr. Jaffee, which means that he's also a match for the skull and scalp.
Sanırım Instagram resimlerinde resmi olacaktı.
Wait. I saw a photo on the party's Instagram feed.
Pekâlâ, sanırım onun için bir eşleşme olacaktı buralarda.
All right, I think I have a match for that somewhere.
Birkaç kişide yakında olacaktır.
Any of them your mother?
- Hazır buradayken Meat Cute olayı hakkında birkaç sorum daha olacaktı.
As long as I've got you, I had a few more questions about the Meat Cute incident.
İnce şırınga olacaktı. Onu ver.
If you go to the side, you'll see thin syringes.
- Belki de kaçmaya çalışmamız nafile olacaktır.
What are you saying? Maybe trying to run away is futile.