Olay çıkarma перевод на английский
152 параллельный перевод
- Olay çıkarma lütfen.
- You're not gonna get into any quarrel.
Olay çıkarma!
Don't make a scene!
- Olay çıkarma lütfen.
- Now, please don't make a scene.
Bu süprüntülerin önünde olay çıkarma.
Don't make a scene in front of these swabs.
- Olay çıkarma niyetinde değilim.
I don't intend to make a scene.
Santa Monica Caddesi üzerinde bir birahanede olay çıkarma.
Beer parlour brawl on Santa Monica Boulevard.
Olay çıkarma Britt.
Don't start anything, Britt.
Olay çıkarma. Git konuş onunla.
Don't start anything, go talk to him.
Olay çıkarma.
Don't make a scene.
Olay çıkarma!
Don't make a scandal!
- Lütfen bir olay çıkarma.
Please, don't make any scenes.
Hadi José Luis, olay çıkarma!
José Luis, don't make a scene.
Sakın olay çıkarma veya karşı çıkma.
Don't argue or make a scene.
- Olay çıkarma hiç.
- Don't be tough.
Dışarıda ne istiyorsan yap, ama burada olay çıkarma.
Outside. Do whatever you want, but no scenes here.
Olay çıkarma.
Don't make such a fuss!
- Olay çıkarma.
- Don't make a scene.
Hadi, olay çıkarma.
Come on, don't make a scene.
- Bak, tatlım. Olay çıkarma.
- Look, honey, let's not have a scene.
- Olay çıkarma.
Don't make a scene.
Baba beni seni uyarmam için yolladı,... bu günlerde, gerekmedikçe olay çıkarma diye.
So that Godfather sent me to inform you that, don`t make any trouble if it is not necessarily these days
Onu götür, ne istiyorsan yap ama benim evimde olay çıkarma.
Take her with you, do what you like but don't make a scene in my house.
Olay çıkarma!
Stop making a scene!
- Olay çıkarma, yeter.
- Just don't make a scene.
- Lütfen olay çıkarma.
Please, let's not have a scene.
Olay çıkarma.
Don't make no scene.
Olay çıkarma.
Don't make a row.
Sakın olay çıkarma, tamam mı?
Don't make a scene, all right?
Olay çıkarma.
Don't fuck up in here.
Olay çıkarma lütfen.
Please, don't make a scene.
- N'olur, olay çıkarma.
Please, don't make a scene.
- Sakın bir olay çıkarma.
- Don't make a scene.
Sakın bir olay çıkarma!
You don't want to make a scene!
- Olay çıkarma Niles.
- Niles, don't make a scene.
- Olay çıkarma burada.
What did Isobel give to you? - Don't make a scene here.
- Olay çıkarma Nate dostum.
- Don't crack a fit, Nate, mate.
- Önemli bir şey değil, olay çıkarma.
! It's nothing. Don't make a scene.
Beba, Torres orada. Lütfen olay çıkarma.
Beba, the Torres are there Please, don't make a scene.
Bruce, lütfen olay çıkarma.
Bruce, please don't make a scene.
- Olay çıkarma. - Her şeyi daha da kötüleştirme. - Bir şey yapmıyorum.
- Don't make a scene don't make it worse - l am not
Olay çıkarma. Eve gir.
Get in the house
Burada olay çıkarma.
Besides, you're already such an eyesore.
Sessiz ol, olay çıkarma!
Keep quiet, we're making a scene!
Olay çıkarma konusunda dahiyane bir yeteneğin var, değil mi, Les?
You have a genuine flair for making a scene, don't you, Les?
Onun için, olay çıkarma. - Kırmızı elbisem.
So don't take that attitude.
Olay çıkarma.
Get out of my way!
Bu olay dünyanın en büyük yedi silah üreticisi tarafından açılan ve devletin silah güvenlik yasaları çıkarma çalışmalarının serbest ticaretin anayasal garantilerini ihlal eden bir komplo olduğu yönündeki davaya bağlı olabilir.
This action may be connected to the recent lawsuit filed by seven of the largest gunmakers, alleging that efforts by government to impose gun safety measures, amounts to a conspiracy that violates constitutional guarantees of free trade.
Mahkemede baştan çıkarma olayını annem de izledi.
- You were falling in love. - That's why you quit?
Açıkçası, yangın çıkarma olayı pek masumane sayılmaz. Ama bunda çok garip bir şey var.
I have to say the whole "Firestarter" thing doesn't scream "innocence", but... there's something really strange about this.
Evet, bu bir çeşit "çorap çıkarma" olayındaki ters yüz olma gibi.
Well, that's kind of like turning a sock inside out.
Tamamen adını çıkarma olayı.
It was a whole reputation thing,