Oldugumu перевод на английский
59,312 параллельный перевод
Eskiden polis olduğumu biliyorsan oradaki adamın ortağımı öldürdüğünü de bilirsin.
If you know I was police, then you know that guy back in my place helped kill my partner.
Sana düşündüğün kişi olduğumu görme hazzını yaşatmayacağım.
I am never going to give you the satisfaction of being the man that you think I am.
Burada neyle karşı karşıya olduğumu biliyorsun.
You know what I'm up against here.
Diyorum ki belki de gerçekten kim olduğumu görmüyorsun.
And what I'm trying to say is maybe you don't see me for who I really am.
Ama böyle daha iyi olduğumu anlıyorum. Çünkü senin gibi değilim.
But now I realize I'm better off, because I'm nothing like you.
Samsa konusunda ne kadar seçici olduğumu bilirsin.
You know how picky I am about my samosas.
- Herkes kahraman olduğumu düşündü.
- Shut up. - and people thought I was a hero.
Komik olduğumu biliyorum.
Oh, I know I'm funny.
Ona 18 yaşında olduğumu söylemiştim.
I told him I was 18.
Ve arkalarda takılacağım, burada olduğumu farketmeyeceksin bile.
And I promise I'll hang back, you won't even know I'm here.
Benim aptal olduğumu mu sanıyorsunuz?
- What? Did you think I'm stupid?
Ve ben de ondan kurtulmaya çalışırken bana yumruklar atmaya başladı sürekli bana, onun fahişesi olduğumu bağırıyordu.
And... when I tried to... fight him off, he just... started throwing punches... kept... yelling that I was his bitch.
- Çok şanslı olduğumu biliyorum...
- I know I'm really lucky, so...
Çalışmak için buraya geldim çünkü herkes ofisime uğrayıp nasıl olduğumu soruyordu ve benim de ilgiye ihtiyacım yok ayrıca daha yeni Oliver'la görüştüm telefonda ve dediğine göre Rusya'ya gidiyormuş, o yüzden senin burada ne işin var?
Well, I came in here to work because everyone's been dropping by my office, asking how I am, and I don't need the attention, and by the way, I just got off the phone with Oliver, who says he's on the way to Russia, so what are you doing here?
Ben seni hiç tanımıyorum ama sponsorum özür dilemesi gerekenin ben olduğumu söylüyor.
I don't know you at all, but my sponsor says that I'm the one that owes you the apology.
Olanlardan benim sorumlu olduğumu mu ima ediyorsun?
You implying I'm somehow responsible for what happened?
Yardım edebilmeyi isterdim ama mahremiyet konusunda hassas olduğumu anlamanız gerek.
And I wish I could help, but you have to understand, I take confidentiality seriously.
Sanırım neyin peşinde olduğumu biliyorsunuz, değil mi?
I guess you know what I've been up to, huh?
O konuda ne kadar yetenekli olduğunu ikimiz de biliyoruz fakat bence benim ne kadar yetenekli olduğumu da biliyoruz sanırım.
We both know what you're capable of in that department, but...
İkimiz de zorunda olduğumu biliyoruz.
We both know that I do.
Oliver, senin nasıl bir adam olduğumu bilmediğimi söyledin ya.
Oliver, you said that I don't know the kind of man that you are.
Nasıl biri olduğumu bilmiyorum.
I don't know what kind of person I am.
Chase benim katil olduğumu düşünüyor.
Chase thinks I'm a killer.
İnsanlar son 5 yıldır nerede olduğumu merak edecektir.
People are gonna want to know where I've been for the past 5 years.
Olduğumu düşündüğün kişi olma memnuniyetini sana yaşatmayacağım.
I am never going to give you the satisfaction of being the man that you think I am.
Hamile olduğumu kimseye söylemeni istemiyorum.
I don't want to tell anybody about me being pregnant.
Burada olduğumu düşünüyorlarsa Devlet Acil Müdahale Ekibi'ni yollarlar.
If they think I'm in here, they're gonna send in a SERT team.
Ve bunca zamandır ne kadar haklı olduğumu kanıtladın.
And you've proven how right I've been all along.
Bana iğrenç olduğumu söylemişti.
He called me an abomination.
İnsanların deli olduğumu düşünmesini istemiyorum.
I don't want people to think I'm crazy.
Her zaman arkanda olduğumu biliyorsun, Fray.
This is us. You know I always have your back, Fray.
Ya da belki de, sonunda, senden her zaman daha iyi olduğumu fark etmişsindir.
Or maybe you've realized, here at the end that I have always been better than you?
Sen ve Aşağı Dünya arasında seçim yapmak zorunda olduğumu düşünmüştüm ama değilim.
I thought I had to choose, between you and the Downworld but I don't.
Vefatından dolayı üzgün olduğumu söylememe izin ver.
Can I just say how sorry I am for your loss?
Mart 1990'da Roma'ya olan tüm havayolu şirket uçuşlarını kontrol ediyoruz. Ancak ümitli olduğumu söyleyemem.
We're checking with all the main airlines for flights to Rome in March 1990, but I've been told not to hold my breath.
Mutsuz olduğumu kim söyledi?
Who says I'm unhappy?
Yurt dışında olduğumu kanıtlayan bir şeyler olmalı.
There'll be something that proves I was there, abroad.
Işıklarım kapalıyken odama geldi yatağıma oturdu bana artık büyüdüğümü genç bir kadın olduğumu yakında sevgililerim olacağını ve bunun için beni hazırlamak istediğini söyledi.
And he came in when my lights were out and he knelt by my bedside and he said that I was growing up now, becoming a young woman, and that soon I'd have boyfriends and he wanted me to be prepared for that.
Ama sadece iyi olduğumu söylemek istedim.
But I just wanted to let you know that I'm okay.
Lütfen, haklı olduğumu kanıtlayayım.
Please, let me prove I'm right.
Mesela bacaklarım titremeye başlasa suçlu olduğumu düşünürsün.
See, if my leg started shaking... you'd think I was guilty.
Tavsiye istediğini söyledi, mantıklı biri olduğumu biliyor.
She said she wanted some advice, and she knows I'm level-headed.
Üniversiteye girene kadar ne kadar şanslı bir çocuk olduğumu ve neredeyse herkesin boktan bir çocukluk geçirdiğini fark etmemiştim.
I don't think I realized how lucky I was as a kid until I got to college and realized that... almost everybody had a completely fucked up childhood.
Genç kızlığım boyunca, sana aşık olduğumu biliyor muydun?
Did you know I was in love with you all of my girlhood?
Benim Sidney olduğumu varsay.
And pretend I'm Sidney.
Hoş karşılandım, sizden biri olduğumu hissettim.
You've all made me feel so welcome and included.
Çılgınlık bu çünkü bir oda dolusu yabancısınız. Yine de ait olduğumu hissediyorum.
It's crazy, because you're a room full of strangers, and yet, I feel like I belong.
Sadık olduğumu hiç söylemedim.
I never said I was faithful.
İyi olduğumu hiç söylemedim.
I never said I was good at this.
Aramız iyi değilken nasıl felç olduğumu hatırlasana.
You remember how paralyzed I got when things weren't good between us.
Kim olduğumu kimse bilmiyor.
No one knows who I am.