Olga перевод на английский
933 параллельный перевод
- OLGA ZHİZNEVA
- OLGA ZHIZNEVA
Birkaç gün önce Olga getirdi.
Olga brought him around a few days ago.
Onu bana satmaya çalışmıyorsun, değil mi, Olga?
Say, you're not trying to sell him to me, are you, Olga? Ha-ha-ha.
- Bana inanıyor musun, Olga?
- You believe me, Olga?
Aramızdakileri değiştirmez, Olga.
Not between us, Olga.
Olga mafyada geri dönüş yoktur.
Olga you can't go back on a gang.
- Olga'yı karıştırma.
- You lay off Olga.
- Olga.
- Olga.
Ama, Olga, o adamı tanımıyorsun!
But, Olga, you don't know that guy!
- Olga, gelmelisin!
- Olga, you've got to!
Olga, hayır!
Olga, don't!
Olga, aç şu kapıyı!
Olga, open this door!
Olga.
Olga.
Komiser Flaherty, ben Olga Stassoff.
Sergeant Flaherty, this is Olga Stassoff.
Dur, Olga!
Wait, Olga!
Olga haladan telgraf geldi.
I have a wire from Aunt Olga.
Olga teyzeden bir telgraf.
A telegram from Aunt Olga.
Olga?
Olga?
Sonra Olga halaya içmeliyiz...
And then I think we ought to drink to Aunt Olga.
Hata yaptın Olga hala.
You made a mistake, Aunt Olga.
Olga Danilovna, babana aracılar yollamama izin ver.
Olga Danilovna, allow me to send matchmakers to your father.
Söyle bize, Olga Danilovna, hangimizi damat olarak seçeceksin?
Tell us, Olga Danilovna, which one of us shall be your groom?
Olga için yaptığımız antlaşmayı da unutma.
Don't forget the agreement about Olga.
Olga Danilovna.
Olga Danilovna.
Olga... senindir.
Olga... is yours.
Olga, Fedya. Kardeşin senden iki kat fazla elma topluyor, Maria.
Olga, Fario, Mario is picking twice as many apple than you do.
Her hafta "Olga Kirshon'ın Yemek Standı" ndan bir karton sigara gelirdi.
He used to receive a weekly carton of cigarettes from Olga Kirshen's lunch stand.
- Olga Kirshon?
Olga Kirshen?
- Olga'nın Yemek Standı'nda. - Orada başkaları da var mı?
- Anybody else there?
Ama Duke'ün neden beni Olga'nın yerine götürdüğünü merak etmiştim.
But I wondered why Duke was taking me to Olga's.
Olga Kirshon'ı nezarete alın ve o restoranı arayın. Çabuk olun.
Pick up Olga Kirshen and move in on that lunch stand quick.
- Merhaba Kazma. - Bu Olga, bu da Güdük.
Hello, Digger.
- Ortalık fena kızıştı.
That's Olga and shorty. There's a lot of heat on.
Olga Kirshon vuruldu, Duke Malloy asıldı.
Olga Kirshen, shot. Duke Malloy, hanged.
Ve işte gelen egzotik yıldız, Olga Mara!
And here comes that exotic star, Olga Mara!
Ne oldu, Olga?
What is it, Olga?
MADAM OLGA
MADAME OLGA
Hey, Olga, Volga!
Hey, Olga, Volga!
Hey Olga Volga, bekle beni!
Hey Olga Volga, wait for me!
Olga'cım, bir dakika gelebilir misin?
Olga. Come out here for a moment.
Sağ ol Olga. - Alberto!
Thanks, Olga.
Olga, nereye gidiyorsun?
Olga, where are you going?
- Olga mıydı?
Was it Olga?
- Olga şöyle derdi... - Yeter!
And Olga used to say...
Çoğunu Gene ve Olga ödedi, hayatım.
It was mostly Gene and Olga, darling.
Olga, bunu asla unutmayacağım.
Olga, I'll never forget this.
- Hey, Olga, sırtın nasıl?
- Hey, Olga, how's your back?
Olga ve Mary Lou, 412'ye.
Olga and Mary Lou are in 41 2.
Nerelerde takılıyorsun?
- At Olga's lunch stand.
Peki ya Olga Kirshon?
How about Olga Kirshen?
Olga bana biraz borç verir misin?
Do me a favor.