Ona bir baksana перевод на английский
181 параллельный перевод
- Ayrıca şans da yardım etti. - Ona bir baksana.
Just by looking at him.
Ona bir baksana, Tony.
Look at her, Tony.
Ona bir baksana.
Look at him.
Oh, ona bir baksana.
Oh, just look at him.
Ona bir baksana!
You've got to be watch him!
Ona bir baksana.
Look at her.
Ona bir baksana!
Aah! Have a look at it!
Ona bir baksana.
Well, just look at her.
Kramer, ona bir baksana.
Kramer, look at him.
Ona bir baksana.
Each to his own.
Ona bir baksana.
I mean, look at him.
Ona bir baksana, rüyasında geçmişin görkemini görüyor kesin.
Look at him, dreaming of past glories, no doubt.
Hayır, ona bir baksana.
No, I mean, look at him.
Maggie, ona bir baksana.
Maggie, look at him.
Rose, ona bir baksana.
Rose, just look at him.
Ona bir baksana.
Take a look at him.
Ona bir baksana.
But look at her.
Ona bir baksana, nasıl da bana gülümsüyor.
Look at him just smiling at me. Hee-hee.
- Biliyorum, ama ona bir baksana.
I know, but just look at him.
Ona bir baksana.
Just look at him.
Ona bir baksana dostum.
Look at her, man.
- Ona bir baksana.
- Look at him.
Ona bir baksana, bu aralar bana aynı Binbaşının kaybolmadan önceki halini hatırlatıyor.
Looking at him these days reminds me of the Major before she disappeared.
- Ona bir baksana.
- Hey, I only look at Sanju
Ona bir baksana!
Look at him!
- Ona bir baksana.
- Well, take a look at her.
Ona bir baksana.
You take a look at her right there.
Ona bir baksana, evlat.
Will you just look at her, son?
Yani ona bir baksana babacım.
I mean, just look at him, Daddy.
İsa aşkına! Ruby, ona bir baksana!
Look at her.
Ona bir baksana!
Look at her.
Ona bir baksana kameralardan kaçmak için hiçbir çaba göstermiyor.
She's making absolutely no attempt to avoid the cameras
Asteriks ona bir baksana. Ne kadar da zayıf!
Asterix look at him you see how skinny he is?
Bir baksana ona!
Have a look at her!
Bir daha saçlı bir çocuk size... "Baksana, şans için kafanı ovabilir miyim?" derse ona şöyle cevap verin.
So the next time a hairy child comes up and says, "Hey, let me rub your head for luck," you just tell that child,
Bir baksana ona.
Just take a look at him.
Eve siyah bir adam attı. Ona ne yaptıklarına baksana.
She brought that guy into the neighborhood, that black guy.
Baksana bir ona.
Look at him.
Ama ona baksana bir Ray.
But look at her £ ¬ Ray.
- Şu yaşlı cadı, bayan Finucane tehdit dolu bir mektup yollamış ona, baksana böyle mektupları yazan insanları, kızgın yağda kızartıp, tırnaklarını çekmeli.
What's up with Mrs. Hannon? That old bitch Finucane sent her a threatening letter. Look.
Ben de ona, " Bir saniye baksana...
I said, " On second thought...
Diri göğüsleriyle bir baksana ona.
Look at her, with her perky breasts!
... ona göz ve ağız çizmiştim, şuna bir baksana.
- No, this is the one. I drew eyes and a mouth on it.
Baksana ona bir.
I mean, look at him.
"Bir baksana ona."
"Just look at him."
Baksana ona.. mükemmel bir hayat.. muhteşem park manzarası, ve diğerleri.
Look at her, living this perfect life up here, with a view of the park and everything.
Eun-ha, bir baksana ona.
Eun-ha, look at her.
- Baksana ona ne yaptın. Bir sorun çıktı ve hallettik.
We just got blindsided, and we dealt with it.
Yani bir baksana ona.
I mean, look at her.
Bir baksana ona.
Will you look at him.
Şimdi, Harry onların çocuğu öldürmek için bir uzman tutmak zorunda kaldıklarını anlattı ama bir bağlantı göremedim, ben de ona "Baksana Harry, bunun o olayla ne ilgisi var?" dedim.
So Harry's going on about how they had to bring in a specialist to kill the kid. But I ain't seeing the connection, so I says, "What has this to do with the case?"
ona bir bak 81
ona bir şey olmaz 33
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir baksana 40
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona benziyor 29
ona bir şey olmaz 33
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir baksana 40
baksana 1623
baksana bana 20
baksana ona 16
baksana şuna 69
ona benziyor 29