Optical перевод на английский
362 параллельный перевод
Optik silahlar da mı işe yaramıyor?
Optical weapons are a bust, too?
Görsel yanılsama mıydı diye meraktan.
Sort of wondering if it was an optical illusion.
Avcuma sikiºtirdigin bu optik illüzyon ne?
What about this optical illusion you slipped me?
California'daki optik şirketinde.
Optical company in California.
Firmam, Dresden Optikal, 10,000 adet dürbün ihalesine teklif verdi. Dürbün.
My firm, the dresden optical company, has a bid in for the sale of 10,000 pairs of binoculars.
Bay Druhar, şeyi merak ettim......
Well, what is it? Mr. Druhar, i was wondering if, uh... i mean... about these optical bids.
Umarım sadece bir göz yanılsamasıydı.
Some sort of optical illusion, I suppose.
Göz yanılması bilinen yanıyla..
Optical illusions have been known to....
Görme yanılsaması yok.
No optical illusion.
Bunda garip bir şey yok, yalnızca optik yanıIsama olduğunun farkındasınızdır.
NOW, YOU UNDERSTAND, THERE'S NOTHING STRANGE ABOUT THAT. IT WAS AN OPTICAL ILLUSION.
Çünkü biliyorum ki, gündoğuşu görsel bir yanılsamadır.
Because I know that the sunrise is an optical illusion.
Göz yanılgısı.
Optical.
Teleskoplar büyüse de, herkesin gördüğü şey buydu :
As optical telescopes got bigger, that's all anybody could see :
onu iyi biliyorum, Kruşçev yoldaşım, görsel bir evhamdı, ve, tam tersi, aramızdaki uçurum daha büyük ve onarılamazdır. Evrende uçuyoruz ve zavallı milyar insanlar hala dünyaya bağlı duruyor, umutsuz sinekler gibi.
I know, comrade Krouchtchev, that this was an optical illusion, and, on the contrary, immense and irremediable is the abyss between us who fly the cosmos, and the billions of miserables attached to the earth
Optik okuyuculu.
Optical readers.
Körlük geçiciydi. Optik sinirleri insanlarınkinden farklı.
There's something about his optical nerves which aren't the same as a human's.
Göremiyorum ama gözümün önünde. Optiklerle ilgili ne olabilir?
It's in plain view yet not to be seen, and optical tricks involved.
Supreme Optical and Medical Supply Company, caddenin üç blok aşağısında.
Supreme Optical and Medical Supply Company, three blocks down the line.
Görsel bir yanılsamaya kanıp, bu söylentiyi herkese yaymanı istemiyorum.
I don't want that a voice, based on an optical illusion could take place.
Bu nedenle, ileri karakolda görevde bulunan her askerin yalnızca optik dürbünler kullanması zorunludur. "
Therefore, any man on duty at the outpost, must use only regulation optical fieIdgIasses.
" Her kim yönetmeliğe uymayan optik bir alet bulacak olursa o aleti derhal teslim etmelidir.
... Anyone possessing optical instruments which do not conform, must surrender such instruments immediately.
Optik yanıIsamalar.
Optical illusions.
Bu optik bir yanılma sadece...
- It's an optical illusion- -
Fakat prensin danışmanı Joseph'e Optik Enstitüsü'nde okuma teklifinde bulunarak bu gidişatı değiştirir.
But the prince's councilor intervened, offering Joseph a position at the Optical Institute.
Joseph Fraunhofer daha yirmi yedisine gelmeden dünyadaki yüksek kaliteli merceklerin, teleskopların ve diğer optik aletlerin önde gelen tasarımcısı olmuştu.
By the time he was 27, Joseph Fraunhofer was the world's leading designer of high-quality lenses, telescopes and other optical instruments.
Fraunhofer ölüm döşeğindeyken hükümet, onun optik camların yüksek teknolojisine ilişkin değerli bilgilerini en ufak ayrıntısına kadar muhafaza etmek istiyordu.
As he lay dying, the government was desperate to preserve every shred of his precious knowledge about the high technology of optical glass.
Hükümet, Fraunhofer'in mükemmel optik cam yapımına ilişkin teknolojisini yaklaşık 100 yıl daha devlet sırrı olarak sakladı.
The government kept Fraunhofer's technology for making perfect optical glass a State secret for another hundred years.
Bu optik bir illüzyon değil.
This isn't just some optical illusion.
Voyager 1 Jupiter'e ulaştıktan 4 gün sonra bir optik navigasyon aracına bakıyordum.
Four days after the Voyager 1 encounter with Jupiter I was looking at an optical navigation frame.
İngiliz optik camlarını geliştirmeye yönelik çabalarımızı üstlenmeni istiyorum.
I want you to take over our efforts to improve the quality of British optical glass.
Faraday'in kavrayamadığı şey, teleskoplar için kusursuz optik camların yapımının bir bilim olduğu kadar bir zanaat de olduğuydu ve Bavyera'daki ustalar da sırlarını kilitli kapılar ardında tutuyordu.
What Faraday failed to grasp was that casting perfect optical glass for telescopes was a craft as well as a science, and the masters in Bavaria kept their secrets under lock and key.
- Bu bir göz yanılması bence.
It's an optical illusion.
Optik görüş var, ve tabii ki teleskobik.
Optical sights here, telescopic, of course.
Burada bir çeşit enstitü düşünüyorum araştırma ve inceleme için bir enstitü. bir gözlemevi, radyo ve optik teleskopları olacak.
I see a kind of an institute here, a place for research and study, an observatory, so to speak, with radio and optical telescopes.
Merhaba. Ben program sorumlusu Barry Convex. Sizi Görkemli Optik'in dünyasına davet ediyorum.
Hi, I'm Barry Convex, Chief of Special Programs... and I'd like to invite you into the world of Spectacular Optical... an enthusiastic global corporate citizen.
Baş mühendis, optik atölyeye gidiniz.
Chief engineer to the optical workshop.
Bir mühendis, izolineer yongaları komuta tablosundan çıkarmış.
An engineer pulled out the isolinear optical chips from command.
- Optik döndürücüsü var.
- Well, it has an optical inverter.
Optik algılama kontrolü başlıyor.
Optical sensor check commencing.
- Sen nesin, göz yanılsaması mı?
- What are you, an optical illusion?
Bizim izolineer optik yongamızın ilkel bir benzeri.
A crude analogue of our isolinear optical chip.
Normal gözlere benzeyen optik aletler yerleştirmek mümkün.
It's possible to install optical devices which look like normal eyes.
Evet, bu bir imza silahı ve şu da bir optik avuç içi okuyucu.
Now, this is a signature gun, and that is an optical palm reader.
LITMO, Leningrad Mekanik ve Optik Bilimler Enstitüsüdür.
LITMO is the Leningrad Institute for Mechanical and Optical Science.
Veriyi optik işlemciyle yeniden işlemek de senin fikrindi.
But reprocessing the data with an optical chip was your idea.
Optik illüzyon, rüzgar kırılması ve ışık yüzünden oluşmuş bir yansıma efekti veya hız serabı da denilebilir.
Could be an optical illusion, a mirroring effect. Caused by wind shear and light, a speed mirage, if you will.
Kablo paketi, onlar optik kablolar.
That bundle of wires, that's optical cabling.
ikincil optik portumun girdi matrisini değiştirmelisiniz ve ODN kanalına bağlamalısınız.
You must now change the input matrix of my secondary optical port and then connect the ODN conduit.
Ba'ltmasor Sendromunu tedavi etmek için kullandığı bir iğne, ama Yıldızfilosu'nun izolineer yongalarından veri okuyabilecek... optik bir okuyucu ilave edilmiş.
A hyposyringe he uses to treat his Ba'ltmasor Syndrome, but it's been fitted with an optical reader modified to read data from Starfleet isolinear chips.
Olmanız gereken iğneler arasında bir optik okuyucu yok.
Your injections do not include an optical chip-reader.
Optikal bir sensörle de bağlarız.
We could connect it through an optical sensor.