Org перевод на английский
564 параллельный перевод
Ve Sen de körüklü org kullanırdın, hatırladın mı?
And you used to pump the organ, remember?
Seni küçük org körükçüsü, seni!
You little organ pumper, you!
Ayaklı org gibi adam.
A human barrel organ, he is.
Bir org gibi.
Like an organ.
Org muydu?
Was it the organ?
Cenaze merasimi için org çalacak kimse yok.
But there's nobody to play the organ.
- Evet, org çalmıştınız.
- Yes, you played the organ.
Org müziği ve diğer şeyler.
Organ music and everything.
Garip bir durumdu. Gergin sinirler, Max, üst kattaki ölü maymun ve zaman zaman sesi duyulan org.
It sure was a cozy setup... that bundle of raw nerves and Max... and a dead monkey upstairs... and the wind wheezing through that organ once in a while.
Bu org gibi sorunlar küçük bir dua ile ve tuşlara sert basmaktan kaçınarak giderilebilr.
As with the organ, that can be easily remedied with a little prayer and a careful avoidance of F sharp.
Org çalman onun ayağının acısı kadar kötü olamaz.
Your organ playing isn't as painful as her leg must be
Portakal çiçekleri, org müziği ve bebeğe bakacak biri olur.
We'll have orange blossoms, organ music, and somebody to mind the baby.
Org çaklgıcısı. Gölgelik ve sandalyeler.
Organist, canopy and chairs.
- Org sesi.
- Organ music?
Ayinlerde o trombon çalardı, annem de org.
At meetings he'd play trombone, my mother the organ.
Atlıkarıncadan gelen müzik, pompalı org...
AND THE COTTON CAN DY, THE ICE CREAM,
Org çalmama bile izin veriyorlar.
They even let me play the organ.
BitterMoon bittermoon @ turkcealtyazi.org
Music by TOSHIRO MAYUZUMI Edited by EIJI OOI Costumes by HIDEKO TAKAMINE Starring
Harika bir org.
A magnificent organ.
BitterMoon bittermoon @ turkcealtyazi.org
THE FIRE WITHIN
Keza Simon Ashby, kendisi 15 yaşından beri ara sıra kilisemizde org çalmaya devam etmekte.
And Simon Ashby who still plays the organ in this church occasionally, as he has done since he was 15 years old.
Kendi düğününde org çalan bir damadı duyan olmuş mudur acaba?
Who ever heard of a bridegroom playing the organ at his own wedding?
Ben isimlerini söylemeyecek kadar beyefendi biriyim ama geçen şükran gününde, org galerisinde bir olay oldu.
I'm too gentlemanly to mention names but last Thanksgiving there was an incident in the organ loft. - Oh.
Seni her pazar kilisede org çalarken görüyordum.
I see you in church every Sunday, playing the organ.
Önce kiliseye gidip Tanrıya şükranlarımızı sunmak için org çalarız.
Let us play the organ in the church to thank the Lord.
Egzozu için org boruları kullanan bir mühendis bilirim.
I know an engineer who uses organ pipes for his exhaust.
ve çok kısa bir zaman içinde de, çalışıyla dikkatini çektiği ve org çalma sanatında ilerlemede elinden gelen her şeyi yapması konusunda kendisini teşvik eden Lord'unun Weimar Sarayı orgcusu oldu.
and very soon as organist to the court of Weimar, where His gracious Lord's pleasure at his playing incited him to try out everything possible in the art of playing the organ.
Bir koro şefi olarak org çalmak, görevleri arasında değilse de
But as cantor, he had no duty as organist.
Friedemann kısa süre içinde, babasıyla birlikte org konseri verdikleri St. Sophie'ye orgcu olarak çağırıldı.
Friedemann was soon called there as organist at St. Sophie, where his father had before given an organ concert.
Ertesi gün Kutsal Ruh Kilisesi'nde org konseri verdi.
The next day, he performed on the organ of the Church of the Holy Spirit.
Liepzig'deki Müzik Bilimleri Topluluğu'na girişi üzerine kurallara uygun birkaç org varyasyonu dikte ettirdi.
Upon his entering the Society of Musical Sciences in Leipzig he had a few canonic variations for the organ engraved in copper.
Org için bir koleksiyon olan büyük koral prelüdü üzerine çalışmaya başladı, ve bir temanın nasıl anlaşılabileceğini gösteren Füg Sanatı üzerine çalışıyordu.
He had started a new collection of grand chorales for the organ, and was working on an Art of the Fugue, which shows what can possibly be made out of a theme.
Kör olduğu dönemde, melodinin üzerine bir org korali dikte ettirdi :
In his blindness, he dictated an organ chorale on the melody :
Papaz Bey, bu sabah bize çaldığınız org solosu gerçekten mükemmeldi.
Padre, that was a super voluntary you gave us this morning.
Çok dostça ama rahip için org çalmam gerekiyor.
That's mighty neighbourly, but I got to play the organ for the parson tonight.
O küçük org, buraya ta Düsseldorf'tan geldi.
That little organ, that came all the way from Düsseldorf.
- Adam org çalıyormuş.
- He's an organist.
Babam bir müzik öğretmeniydi, büyükbabam org çalardı.
My father was a music teacher, and my grandfather an organ player.
SON gitarisyen @ turkcealtyazi.org
THE END
Büyük org sanatçıları hakkında konuştuk Bridges, Drew, Phibes.
Get him talking about the great organists... Bridges, Drew and Phibes, he knew'em all.
Org gece yarısına kadar çalacak.
The organ plays till midnight.
Son seyahatte adamın biri org istemişti.
Do you know, on this last trip, a fellow wanted an organ.
Bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Sanırım org sanatçısıydı.
I think he was probably an organist.
Org müziği. Arapların ruh sağlığına iyi gelir.
- Organ music, bound to suit those Arabs.
Sana bir org alırım.
I would get you a pipe organ.
Kızcağız da geçinmek için Balaban Katz Tiyatrosunda org çalıyor..
So, to support herself she's playing the organ at the Balaban Katz Theatre.
Hem de Philadelphia'lı, org çalan kibar bir hanımla evlensin diye. Yapma İsa aşkına.
Marrying some dame that plays the organ from Philadelphia, for Christ's sake.
Ve Modeste, geleceğin org çalgıcısı.
And Modeste, an organist of the future.
Core-Sun Prodüksiyon
Mistero Buffo aka scalisto for karagarga.kicks-ass.org
Çeviri Uykusuz @ turkceviri.org
English Subtitles by GELULA CO., INC.
BitterMoon bittermoon @ turkcealtyazi.org
# The captain said it would never never do # Never never do, never never do # The captain said it would never never do