Ose перевод на английский
21 параллельный перевод
Gözlerini kapa.
Cl ose your eyes.
Yoksa fare öldürmek doğasında olan kedide mi?
Or in the cat wh ose n atu re i t i s to ki I I th e rat?
Sefil katiller.
Th ose bl ood y cu tth roats.
Sen kaybedersin, her zaman.
You'ose, every time.
Elmo burun ordusu!
Elmo no-o-o-ose army.
Tüm diğer çocuklardan daha zeki ol.
Be smarter than all ose other kids.
Paris, Cumhuriyetçi Kongre Üyesi Doug Ose'yi tanıyor musun?
Paris, do you know Republican Congressman Doug Ose from California?
- Ose, değil mi?
- Ose, right?
Bunlar Bay Andrews, Bay Ose, Bay Leipzig Charlie'yi tanıyorsunuz zaten.
This is Mr. Andrews, Mr. Orsey, Mr. Leipzig, Charlie know, Dr. Daley, Mr. Vernon. Mi ³ a master poznaæ.
Şu, hamur kitaplarım, eminim buralarda bir yerlerdedir.
You know, I think, actually, I might have ose dough hooks somewhere. Oh, dear.
Düşündüm de, hazır kalkmışken, bize şu yumurtalı ekmekli, İsveç peynirli... Kanada pastırmalı sandviç hazırlayabilir misin?
Since you're up, though, you ose you could make us some of those egg sandwiches with swiss cheese...
Gözlerini kapa. Orayı ilk gördüğünde çok etkileneceksin!
C ose your eyes... so you'll get the fu I effect when you first see it!
Bana kim yaklaşırsa kötü şeyler oluyor.
Something bad happens to everyone c ose to me...
Binbaşı Ose, Ekselansları.
Major Ose, Your Imperial Highness.
Japonya'daki deprem çoğunlukla doğu kesimini vurdu ama şimdi batı kesimininde, sınırımıza yakın olan yerleri de etkiliyor.
The earthquake in Japan has struck most / y on the east side, but now it's being fe / t more frequent / y on the west side, c / ose to our border.
Tamam Neal, anlaşmayı bitir.
Okay, neal, ose the deal.
Çok yaklaştık.
You're so c ose.
Aşık olursan, kaybedersin.
If you \ ove, you \ ose.
♪ so don't look around, I've got nothing to lo-ose ♪
♪ so don't look around, I've got nothing to lo-ose ♪
Evet, bir ilaç daha alması gerek ama eve dönene kadar uyusun istiyorum.
I know it's time for another ose, but I want to let him sleep until we get home.
Kendini değiştirme yoksa seni özel kılan şeyi kaybedersin. Hâlâ yapıyor muyum bunu?
Do not change who you are or you will lo-o-ose what makes you spe-cial.