Ounce перевод на английский
1,111 параллельный перевод
Bu yüzden sen bana birşey anlatana kadar tek gerçek bu sonra hepimiz eve gideriz, ve orada olacak hepsi bu.
So until you can tell me something that makes one ounce of sense, then we're all going home, and that's all there is to it.
Çekip gitmek için bütün cesaretimi toplamam gerekti.
It took every ounce of courage I could muster to walk out.
Sen gitmek istediğinde gururunun her bir parçası zedelenip ayaklarını öpmek isteyeceği zaman yüzüğü getirenin Al Bundy olduğunu söylersin.
When you strip away every ounce of humanity, every shred of pride she has, just when she's bending down to kiss your feet, tell her you got the ring... from Al Bundy.
Zerre kadar... ahlak yok sende.
Not one ounce of morality.
En ufak heyecan yok, bir heyecan kırıntısı bile.
There's not an ounce of excitement, not a... whisper of a thrill.
" En ufak heyecan yok, bir heyecan kırıntısı bile.
"Not an ounce of excitement. " Not a whisper of a thrill.
Yalnızca Parrish atasözünü yaşıyorum "bir parça heyecan" arayarak.
I'm only living the Parrish bywords... looking for that "ounce of excitement,"
2 kg "lık dinlendirilmiş biftek. Grubunuzdan biri eski 2" lik ısmarlayıp bitirebilirse herkese yemek bedava.
It is a 96-ounce prime-aged beef steak and if any member of your party orders the Old'96er and finishes, everybody eats for free.
Şu anda doğu sahilindeki son kakuleye bakıyorsun.
You are looking at the last ounce of black cardamom on the Eastern seaboard.
Sinsi herif onu nitroyla boğmaya kalkıştı fakat gaz kokusunu aldı, ve bir zerre kurşunla at binicisini alt etti.
This pin jabber tried to fog him with a stick of nitro, but Tommy smelled the blow, and creased the horse rider with an ounce of lead.
- Sırtından kurşun yedin.
- Back-stopped an ounce of lead.
ABD adına mücadele eden Travis Brickley kazanmak için son gücüyle savaşıyor. Moon bitkin
Travis Brickley of the United States going on every last ounce of strength as he fights blow for blow with a seemingly exhausted
80 gramlık, hiç açılmamış bir şişe toz D.
A whole, untouched one-eighth ounce bottle of powdered D.
İçinde bir nebze olsun inanç yok.
He hasn't got an ounce of faith in him.
Dana pirzolası. Yarım kilo.
T - bone. 16-ounce.
Çok zamk kullanmışsın ama bir dirhem aşk yok.
A whole lot of glue, but not an ounce of love.
Babam der ki, "Azıcık gösteriş yarım kilo gübreye bedeldir."
Daddy says, An ounce of pretension is worth a pound of manure.
Burada 2 litrelik leğende veriliyor.
It comes in 72-ounce tubs.
Söyleyecek bir şeyim yok. Gücümün son damlasına kadar size direneceğim.
I have nothing to say. I will resist you with my last ounce of strength!
Bernard bu sabah 30 gram kokainle sınırı geçti.
Bernard came across the border this morning with an ounce of cocaine.
- Öyleyse 30 gram kişisel kullanım için miydi?
- So that ounce was for personal use?
Olsaydı biraz nükte, biraz malumatınız işte karşıma geçip bunları sayardınız!
"solid nose would melt." That is what you could have said or had an ounce of wit in your head.
- Çünkü geri geldiğimde bu adamda insanlıktan eser bırakmayacağım.
- Because when I get back I want to strip him of every ounce of human dignity.
Topunda bir gram insaniyet yoktur.
Not one ounce of the milk of human kindness in the lot of them.
Kolumda az da olsa kuvvet kaldığı sürece....
As long as there's an ounce of strength left in me....
5 rauntluk dövüşte 225 gramlık eldiven olmaz. 10 raunt 285 gram.
They've always been five rounds. Bullshit to your eight-ounce gloves and five-round fights!
Bunlar ne? 170 gramlık eldiven mi?
What are these, 6-ounce gloves?
Bir randevu ve bir dirhem gurur.
A date and an ounce of pride.
Bir dirhem gururun olsa oğlum bize bir randevun olduğu yalanını söylemezdin.
Son, if you had an ounce of pride you wouldn't lie to us about having a date.
Annem en az senin kadar esmer... ve beyaz babam onun her yerini benim yüzümden dövmeyi denedi.
My mom's as brown as you are... and my white dad tried to beat every ounce of her outta me.
Güveciniz için 225 gramlık Spam konservesini tanıtıyoruz.
For your casserole we are featuring the 8-ounce can of Spam.
İçki dükkanına gider, bira alırdı.
He'd go to the liquor store and buy a 40-ounce of beer.
Bu muhtemelen 300 $ çeyrek ons.
That will probably cost $ 300 a quarter ounce.
Bu gördüğünüz 4 kiloluk bir plastik kap.
This is the 1 28-ounce tub.
Onun içinde bir gram şiddet yoktu, Jake ama etrafını sarması için biz gerekeni yaptık.
She didn't have an ounce of violence in her, Jake but we made damn sure it was all around her.
- 1.5 litrelik.
Forty-four ounce.
Tuzun birazcığı bu tarafta.
An ounce of salt this way.
Sen ve katil çeten cesaret zerreciklerinizi topladınız. Yiyecek, silah ve köle için sınırın öteki yanına saldırmaktı amacınız.
You and your gang of murderers gathered your small ounce of courage... to raid across the border for food, weapons.
Almasam daha iyi, 30 gram alsam kıyameti koparıyor.
- I'd better not. If I gain an ounce, she goes ballistic.
Kalan azıcık şerefini de kaybedersin.
You will have lost your last ounce of dignity.
İçinde barındırdığın bütün gücü zerresine kadar alacağım.
I will absorb every ounce of energy you possess.
Eğer Mary umurunda olsaydı onu bütün gece bekletmezdin.
- If you cared an ounce about Mary you would not let her sit there all night waiting for you.
1 gram eksik ya da fazlası bombanın patlamasına neden olacak.
One ounce more or less will result in detonation.
- Bir parça hediye etsene doğum günüm için.
- Buy me a 40 ounce for my birthday.
Köpek maması değil.
It's $ 64 an ounce. It's not dog food.
Kaltak beni içki gibi emmeye kalktı!
Bitch tried to suck me like I'm a 40-ounce of malt liquor!
Biraz pazarlık, bir tutam hile, azıcık yıldırma ve işte sonuç!
An ounce of bargaining, a pinch of trickery, a soupçon of intimidation, et voil? !
Ama ben onu tuttum, ağlayışını dinledim kalan son hayat zerresinin de yok oluşunu.
But I held him down, listening to him cry squeezing out every last ounce of life he might have had.
- 30 cc. verdim.
- I gave him an ounce.
petrodisin her bir parçası üstünde bu Krader madencilik toprağı dolduruyor.
Now, he will receive 5 % - - 5 % royalty, chief - - on every ounce of petrocite that Krader Mining pulls from the ground.
Ne oldu kuş çocuk?
I will absorb every ounce of energy you possess.