Overlapping перевод на английский
276 параллельный перевод
Gözyaşlarını boşanma davasına sakla.
[Voices Overlapping, Echoing] Save your tears for the divorce court.
Birbiriyle örtüşen ve organize olmaktan uzak bir çok araştırma örgütü bulunmakta ve düşüncemiz odur ki bilim güvenilir bir ağız vasıtasıyla ifade edilmelidir.
There are so many overlapping and uncoordinated research organizations... it was felt that science should speak with one authoritative voice.
Üst üste binen hedeflerle, niyetim bütün boruları ateşleyerek fazla heyecan yaratıp, aradan sıvışmaktır. Hepsi bu kadar.
With these overlapping targets, I intend to fire all tubes cause so much excitement that we can make a break for it.
Kapı açık.
[Overlapping Dialogue ] [ Knocking] It's open.
Bir toparlarsanız, üst üste gelmesinler.
Be nice and don't leave them overlapping like that.
Kişilik sentezi.
Overlapping Voices ] Personality synthesis.
Her neyse. Birbiriyle karıştırılan bir şey var. Seks ve şiddet hakkında bir kafa karışıklığı söz konusu.
Well, anyway, there is an overlapping, there is a confusion about sex and violence.
Karıştırıyorlar. Arada bir geçiş var, onu anlamıyorlar.
There's an overlapping, there's a gray area, there's some folks don't understand.
Dişçi dişlerin üst üste bindiğini söylüyor.
Dentist says he has an overlapping bite or something.
Şu yan yana giden grup. Büyük olana 2 torpido diğer ikisine birer tane.
Those two that are overlapping double shot on the big one.
Aynı anda çoklu iletiler alıyorum, Üstüste biniyorlar.
Multiphasic transmissions, overlapping.
Üstüste yardım çağrıları alıyoruz. Şimdi federasyondan bir mesaj geliyor.
Overlapping distress calls and now a message from the federation.
Biraz dağınıktı ve üst üste binmişti yazılar ama, yazının derinliğini ölçerek sayfaları birbirinden ayırt etmeyi başardım.
It was pretty messy and overlapping, but I measured the stroke depth and... I managed to isolate the layers.
- Bunları neden yeni öğreniyoruz? - Buna zaten cevap verdim!
- We want to know what is- - [overlapping arguing]
Bütün bu testler altı ay boyunca, çeşitli formatlarla ve 8 farklı demografik grupla çalışılarak sürdürüldü.
( Paul ) These tests were conducted over a six-month period,..... using a double-blind format of eight overlapping demographic groups.
Bugün birbirimizin üzerine konuşmayacağız.
No way. No overlapping dialog today.
Şuradaki sığınağa çatı yapacağın zaman... tahtaları birbiri üstüne getirmeye çalış.
When you lay the roof on your shelter, there... you ought to try overlapping them boards a little bit.
Buraya, kamyona onu koy..
[Overlapping Chatter]
Oraya yaklaşık üç dakika uzaklıkta iki devriye var.
- Bishop checked it out. There's two overlapping patrols about three minutes apart.
Yaklaşık bin adet ses üst üste geliyor.
There are approximately 1,000 voices overlapping.
Benim Rüya Geçidi'm ve senin rüyan örtüşmüş olmalı.
My Dreamscape Passage and your dream must be overlapping.
- Eğer sizler çenenizi kapamazsanız kimsenin ne dediğini söyleyemem!
- [Voices Overlapping] - I can't tell what anybody says ifyou people won't shut up!
Biz hazırdık, ama - onlar değil.
We're ready, but - [Voices Overlapping] they're not.
Vardiyalar karışmayacak?
No shift overlapping?
Hiçbir şey olmadı!
- [Overlapping Chatter ] - [ Homer] What happened?
Daha önce hiç balo yapmadık.
[Voices Overlapping] Well, we've never had a dance before.
Üst üste gelmeye başladı!
Started overlapping!
Renklerin oluşumunu, kiremit misali üst üste binmiş birçok puldan oluşan katmanlar sağlıyor.
The colour and shine come from a series of overlapping plates, scales placed one over the other, like roof tiles.
Radyatör kayışı için kavga ediyorlar.
- [Voices Overlapping] Fightin'over a fan belt.
Dinle, Señyorita! Brezilya fıstığı gibi! Jack.
- You better be careful what you say... ( overlapping dialogue )... a Brazil nut!
... hiçbirşeyden anlamayan budala.
[OBJECTIONS OVERLAPPING]... nincompoop who knows nothing.
Bazı üstüste gelenler vardı.
- Well, there was some overlapping.
"Sol kesici dişler üst üste binmiş."
"Overlapping left incisors." That's the front teeth, right?
- Sarkıyorlardı.
- It was overlapping.
Nöbetlerimiz devamlı cuma gecelerine denk geliyor.
Our shifts keep overlapping on Friday nights.
[Sunucu belli belirsiz devam eder ] [ Sesler karışır]
[Announcer Continues, Indistinct ] [ Overlapping Voices]
Üst üste giriş noktası.
The overlapping access point.
Antipersonel ve kademeli ateş alanı. Kıpırdayın!
Antipersonnel and overlapping fields of fire.
Eski evine gitti geçmiş ve günümüz üstüste bindi ve yer değiştirdi. Neden?
So she ends up at her old house... past and present overlapping and interchanging.
Gördün mü, kıskaçlar örtüşüyor.
There, you see? Pinches overlapping.
Hadi! Hadi! Evet!
- [Voices Overlapping]
Kroket! Hadi!
[Voices Overlapping] Croquet!
İki zıt, çatlak felsefe bu acıdan doğdu.
Two overlapping, fractured philosophies... Were born out of that one pain.
Senin yakışıklı yüzün onunkinin yerine geçiyor...
Your nice handsome face overlapping hers...
Yayın frekansı... diğer sinyallerle karışıyor ve pek iyi dinlenemiyor
whose frequency... You can't hear it very well because there is interference with other signals... overlapping.
Bu sahnenin amacı evliliğin çökmek üzere olduğunu göstermekti... ve bu diyalogdan oluşan ve konuşmaları birbirine çakışan bir sahne.
The intent of the scene was to show that the marriage was foundering... and it was dialogue basically overlapping as they were speaking.
Kalp, kanın dolaşımını sağlayan iç organdır.
ALL EXPLAINING CARDIOLOGY : VOICES OVERLAPPING
Sen o kadınlarla bir arada bulunmasını bilirsin.
You'd know about overlapping with whores.
rastgele bir desen iğne ve iplikten oluşan bulaşıcı bir hastalık tamamen kaplamış gibi tornado / hortum vücud ve el bombasından bir kafa ve bacaklar iki aşığı birbirine dolamış içimde, bir boşluk dışımda kağıttan bir kefen ve tüm geri kalan sadece bir illüzyon
A random pattern with a needle and thread The overlapping way diseases are spread To a tornado body with a hand grenade head
Üst üste biniyor.
Overlapping.
Ne yapıyorsun?
{ Overlapping Shouts, Chatter ] { Lucille ] What are you doing?