Paste перевод на английский
701 параллельный перевод
Lapa yaparsan macun gibi yapıp pankek yapabilirsin.
If you mash them up, you can make like a paste and make a pancake out of it.
Ve karaciğer ezmesi.
And liver paste?
Bazen kendimi siyah kağıtlardan kesilip beyaz kartlara yapıştırıImış silüetleri gibi hissediyorum.
I sometimes feel like those silhouettes artists cut out of black paper and paste against a white card.
Onu ranzanın üstüne asardın.
Then you could paste it over your bunk.
Şekerden yapılmış değilim, erimem merak etme.
I'm not put together with flour paste.
Dört paha biçilmez mücevheri, pulların arasına saklamak çok akıllıca.
Pretty clever of her to put four priceless jewels among a lot of paste and tape.
Burada oturuyor gazete kupürlerini kesiyor, yapıştırıyor, pipoma uzanıyor, kibriti alıp, yakıyordum...
I was sitting here, cutting, paste, reach for pipe, matches, light...
- Yapıştır.
Paste it!
Bunu yapıştıracağım.
Now, we'll paste this together here.
Bira ruhsatımızın hemen yanına yapıştırırız.
We'll paste it right alongside of our beer license.
Gözünüze bir yumruk ister misiniz bayım?
Would you like a good paste in the eye, sir?
Pulları nereye yapıştıracağımı bilemedim.
I didn't know where to paste the stamps.
Bırak gideyim yoksa seni yere sererim.
You let me go or I'll paste you.
Bir şeyler yanlış gittiği zaman kıçlarını onlar için yapıştırman gerekiyor.
If anything goes wrong, you paste their bottoms for them.
- Tutkalımız var mı?
Have we any paste?
Şu duvar kağıdını koklar mısınız, Bay Farnham?
Can't you smell the wallpaper paste, Mr. Farnham?
Stuart, bayana yol ver, yoksa sana bir tane yapıştırmamı ister misin?
Stuart, let the lady pass, or you want I should paste you one?
Karınca macunu, ot öldürücü...
Ant paste, weed killer...
Benim gibi adamlar içinse bir gün önceden kalmış balık ezmesi sandviçi.
And chaps like me ; prospect appetizing is yesterday's fish paste sandwich.
2 kilo patates... 200 gram salça... 2 kilo patates, 200 gram salça 200 gram sığır eti, bir şişe de şarap.
Four pounds of potatoes... six ounces tomato paste... Four pounds of potatoes, six ounces of tomato paste, six ounces of ground beef and a bottle of wine.
Biz iddiaları birleştirip neler olduğunu bilebiliyoruz. Fakat yine de elimizde kanıt yok.
We know what happened from the bits and pieces we were able to paste together... but we still have no proof.
Onları babam toplardı, soya ezmesiyle kaynatırdım.
Papa picked them. I'd boil them in soy paste.
Şu anda deneyini yaptığım şey,... yer çekimini yok eden, bir tür giysi, metalik bir boya.
Now, what I'm experimenting with is... a sort of coating, a metallic paste... which will, in fact, cut off the force of gravity.
- Boya mı?
- Paste?
- Boya.
- Paste.
Bu muz ezmesi acil durumda hayatta kalman için sadece.
This banana paste is meant for your survival only.
Tüpte ezme şeklinde severim, bilirsin.
I like mine in paste form. You know, in a tube.
Biraz hindi ezmesi koyalım üzerine.
Let's put a little turkey paste on it.
Şunu yapıştırayım mı?
Can I paste this on?
Balık lapasını bile kesemez o.
He couldn't even cut through a lump of fish paste.
Hemen anlat yoksa seni tarihe gömerim.
Tell me, or so help me, I'll beat you into paste.
Taklitini kesmekten biraz daha zordur fakat ihale bitmeden bir veya iki gün içinde biraz renk ekleyebilirim.
Well, that will be a little more difficult than cutting a paste imitation, but I could add a little colour that would last for maybe a day or two days.
KES YAPIŞTIR
CUT AND PASTE
George stili taklit elmas işlemeli taç, yarım altın.
Tiara, George Il, rose-cut diamond paste, half a crown.
Yapışkan!
Paste! Glass!
Ayakkabı boyası ve diş macununu karıştırır çocuğun her tarafına sürerdik.
You know, when the new boy arrived, we used to mix some boot black and tooth paste, and spread it all over —
Kağıdı ters çevirin, ama gözünüzü deveden ayırmadan. Ve denizci üniformasının kenarına yapıştırın. 'Maudling'kelimesi neredeyse tamamen kapanana kadar.
Turn the paper over, keeping your eye on the camel, and paste down the edge of the sailor's uniform until the word "Maudling" is almost totally obscured.
Domates ve salça katıp, hepsini pişir ama tavaya yapışmasınlar.
Throw in some tomatoes, tomato paste, fry it and make sure it doesn't stick.
Bu resmi alnına yapıştır.
Paste this picture on your forehead.
Gerçek değildiler, sahteleriydi.
They're not real, they're paste.
Sahte oldukları Tanrı kadar gerçek.
So true as God they're paste.
Ve bu gece konuğumuz Bayan Florence Henderson.
♪ Will it snap right back and bite? ♪ If you paste it on the left side
Ve doktorlar da bu korkunç merhemi sürmekten başka bir şey yapmıyorlar.
All those medics can do is smear this God-awful paste on it.
Bu macun duyularınızı alacak, ki daha az acı olsun.
This paste takes away the feeling, so there will be less pain.
Bir teneke salçayla mı dövüşseydim?
Do you want me to fight with a can of tomato paste?
Bu taklit.
This is paste.
Biraz macunla bir şeyler çıkarabilirim.
If I apply a little paste, I think I can manage.
Hepsini güzelce ezip karıştır.
Grind that all together into a paste.
Biraz balık ezmesi ister miydin Daniel?
Would you like some fish paste, Daniel?
Çok mutlu görünüyor. Bu eski dergide kapana kısılmaktan hoşlandığını sanmıyorum.
CAN I PASTE HIM ON MY STAR?
- Tutkal dolu bir kafa!
- A noggin full of library paste.