Patients перевод на английский
9,304 параллельный перевод
Ne hasta, ne ilaç satıcısı ne de pencere temizleyicisi gelsin.
No patients, no pharma salesmen, no window washers.
Süreç başarıyla tamamlanmadan önce hastaların birden fazla kap işlemine tabi tutulması olağandışı bir durum değil.
Oh, it's not unusual for patients to require more than one capping before the procedure is successful.
Ben bazı hastalarda bunun tamamıyla sessiz seyrettiğine şahit oldum.
And I've seen some patients that are completely asymptomatic.
- Bayan Johnson. Bu bir hastalara destek olma teklifiydi muayene esnasında tıbbi bilgiler vermek değil.
"Mrs. Johnson"... uh, is there to offer support to patients, not to dispense medical information during exams.
Doğum ve jinokoloji hastalarımıza araştırma için para ödediğimizi biliyorsun.
You know that we paid for the research from the fertility and gyno patients.
Doğum bölümünü yönetecek birine ihtiyacım var kadın hastalıkları hastalarımı da. Belki kendi hastalarını da getirirsin.
I need someone to manage my fertility practice, my OB patients, even perhaps bring some patients of his own.
Bakmamız gereken hastalarımız var.
We have patients to see.
Böyle hastaları reddedip bu çevreden uzaklaşmak iyi bir fikir değil.
It is not a good idea to alienate this community by dumping these patients.
Doğru, kabul ediyorum, hastalar ve sekreterlerle sarılıydık hastane hoparlörü koridorda ciyak ciyak yankılanıyordu ama bunu sadece iş diye indirgeyemezsin.
And, granted, we were surrounded by patients and secretaries and the hospital loud speaker squawking down the hall, but just to dismiss that as only work...
İki işlevsiz hastayı çiftleştirmeyi önermiyorsun, değil mi?
You're not suggesting we pair two nonfunctioning patients?
Tedavilerini bizimle açık bir şekilde paylaştıklarından beri yine de hastalarımızı deşifre edebileceğimizi düşünmüyorum.
Well, since they themselves have been so public about their treatment with us, I feel we can say they're patients, although I can't divulge specifics.
Hastalarımıza yalandan koku mu veriyoruz?
We give patients fake scents?
Hastalarımı bu şekilde hafife alamazsın.
You cannot play fast and loose with my patients that way.
Benim hastalarımı rahat bırak.
Just leave my patients alone.
Ama daima hastalarımız en önde gelir özellikle de Bayan Weiland gibi endişe uyandıranlar.
But we've always put our patients first, especially the ones in distress like Miss Weiland.
Tamam anladım Max, kadın pek çok hastayı ameliyat etmiştir.
Okay, well, I'm sure, Max, that she operated on many patients.
Tamam, Dr. DuPont'un otoparkta öldürülmesinden bir gece önce birisi yoğun bakım ünitesine sızıp hastalarından birini öldürmüş.
All right, so the night before Dr. DuPont gets taken out in the parking lot, someone sneaks into the ICU and takes out one of her patients.
Hastaya herhangi bir enfeksiyon ya da başka bir şey bulaştırmayacağınıza emin olmam gerek.
But I'm not going to risk you giving him or any of the other patients an infection.
Burası cüzzamlı hastaları karantinaya aldıkları yer.
This... is Where they quarantine leprosy patients.
O zamanlar aşçılar ve müşteriler hastalardan oluşuyordu.
Back then, the cooks and the customers were all patients.
Yardım etmek istesem bile belli bir hastalığı olan kişi listesini nasıl alırız bilmiyorum.
It's a lot. You know, even if I wanted to, I don't know how to request a list of patients who have a certain disease.
Tek ihtiyacımız olan New York'taki PNH hastalarının listesi.
All we need is a list of patients in the New York area who are coded for PNH.
Onlar hasta Robbins.
They're patients, Robbins.
Kaç hasta bakacağımızı bana vaktinden önce bildirmen işinin bir parçası aslında, Janice.
It's part of the job, actually, Janice, that you need to let me know how many patients we have ahead of time.
Onları Küba'da tanıdığım bir doktora yolluyorum. Bunlara hastaları için ihtiyacı var.
I am shipping them to a doctor I know in Cuba who needs them for his patients.
Belirtiler baş gösterdikten beş gün sonra hasta ölüyor.
After symptoms appear, patients usually die within five days.
- Hastalarınızdan biri mi?
One of your patients...?
Su yüzünden hastalananların sayısı artıyor. Yardımın gerek.
We have more patients who become ill because of water.
Hayati tehlike yoksa hastalarla konuşulmasına izin vermiyoruz.
We don't let people speak to patients unless it's a grave situation.
35 hasta olacaktı, şimdi 36 oldu.
It was going to be 35 patients and now it'll be 36.
Sonra hacklendim, bunun bir sonucu olarak hastalarimdan biri öldürüldü.
Then I was hacked, and as a result, one of my patients was murdered.
Hepsi de hastalarına zarar veren saldırgan kişiler.
All of them aggressors who had harmed his patients.
Doktorlarla, hemşirelerle, hastalarla görüştüm tüm kameraları kontrol ettim. Hiç bir şey yok.
I interviewed doctors, nurses, patients, checked surveillance cameras- - nada.
Taburcu edilen hastalar sorgulandı mı?
Were discharged patients interviewed?
- Taburcu edilen hastaları sorguladınız mı?
Did you interview discharged patients?
Epiduralların, hastaların yüzde beşinde çalışmadığını biliyor muydunuz?
Uh, did you know that epidurals don't work on five percent of patients?
Bunu hamile olan kadınlara hazırladığını görmüştüm.
I've seen you prepare this for patients who are bearing children.
Evet, doktorumsu bir şey olduğunuzu anlıyorum ama hastalarınızın sonu iyi bitmiyor gibi gözüküyor.
Yeah, I get you're some type of doctor or whatever, but it don't really look like your patients do so good.
Bu videonun devamında doktorumuzun hasta insanları nasıl tedavi ettiğini kendiniz de görebileceksiniz.
Attached to this message is video footage where you can see for yourself our doctor attending and curing patients sick with the virus.
Kosta Rika'da bir estetik kliniği varmış ama 6 ay önce bir estetik cerrahi grubuyla... -... bu şehirde de hasta kabul etmeye başlamış.
She has a surgical clinic in Costa Rica, but she also began seeing patients right here in this city six months ago through a cosmetic surgery group.
Ne yaparsanız yapın ama hastayı öldürmeyin.
- You're two hours away from your career as surgeons. Whatever you do, don't kill any patients.
Göründüğü kadarıyla, gitmeleri gerektiği kadar hızlı değiller.
It seems that many ambulances aren't getting to critically ill patients as fast as they should be.
İnce, üstelik... hastalar için şekli de güzel.
It's the right shape for patients already.
'Yaralılar yüklendikten sonra...'
'With the patients carefully loaded...'
Gerçekten çok fazla hastam var, onun için eğer başka sorunuz yoksa...
I really do have a lot more patients, so if you don't have any more questions...
Acilden 10 dakika ayrılıyorum, hastaların ortalıkta dolaşmasına izin mi veriyorsunuz?
W-we never would have heard the car. What, I leave for 10 minutes, and we suddenly let patients roam the halls unattended?
İşe daha yeni döndün ve şimdiden hastalara bağırmaya başladın bile.
Your first day back has already turned into your second, and you're tearing into patients...
Bilimsel protokole uygun olarak 20 hasta üzerinde test ettim. Etik komitesinden onay aldı. İlk sonuçlar gerçekten cesaret verici.
I've tested this on 20 patients, all with the scientific protocol that has passed the ethics committee, and the early results have been extremely encouraging.
Proteinler Alzheimerlı hastaların beyninde 25 kat daha fazla olabiliyor.
These proteins can be up to 25 times higher in Alzheimer's patients'brains.
Daha zayıf kalpli ve daha yaşlı hastalara bile kalça replasmanı yapıyorum.
Look, I do hip replacements all the time on far older patients with far weaker hearts.
Uzak dur benden.
[patients muttering] You stay away from me.