Paw перевод на английский
748 параллельный перевод
Alonzo, hayatım boyunca erkekler o iğrenç ellerini üzerime atıp oramı buramı mıncıklamaya çalıştı.
"Alonzo, all my life men have tried to put their beastly hands on me to paw over me".
Thea, sevgilim, sana asılmasını yeterince izledim. Sana öyle bakınca birden...
Thea, darling, it's enough watching him paw you but suddenly when he looked at you...
Yapış bardağına.
Wrap your paw around that there glass.
Bay Gray, ıslak avucumu mazur görün.
Mr. Gray, pardon my wet paw.
Bir pençem arkamdayken bile dövüşürüm!
Ill fight you with one paw tied behind my back!
- Patini ver bana.
- Give me your paw. - You've got it.
Nasıl birine aşık olup başkasının asılmasına izin verirsin?
How could you love a woman and let someone paw her?
Beni itekleme.
Don't paw me.
Gün gibi ortada... suikastçiyi teslim ettirmek için bizi maşa olarak kullanmaya çalışıyorlar.
It's clear as daylight... they're trying to use us as a cats paw to get the assassin for them.
Sağ ayağındaki bir parmak eksik.
One toe's missing on the right front paw.
Şeker istiyorsan, patini göster.
you want sugar, show your paw.
Kayalık tepeye çıkan yola sapmışım.
I strayed away up in that rimrock country, Up bear paw butte way.
Kuşkularına ve tepedeki gezintilerine dair artık tek kelime bile duymak istemiyorum.
Go away from me with your doubts and your - Your bear paw butte and your crazy long rides.
Tepede harabe bir çiftlik var, orada buluşuruz.
There's an old ruined ranch up by bear paw butte. Meet me there.
Russ, Bayan Callum'u alıp buraya getir.
Russ, go fetch ma Callum and bring her to bear paw butte.
Küçük bir parça saman alayım
Let me get my paw on a little piece of straw
Patisi kanıyor.
His paw is bleeding.
Sadece dişlerini gösterecekler.
They'll just paw at each other.
Gün geçtikçe onun koca pençesini, kendi zincirlerini görmez olur.
She becomes less aware of its heavy paw, her prison chains
Sonuçta pençelediği falan yok.
He doesn't paw or anything.
Bu delikte kaçmayı düşünen tek kişi sen misin?
You think you're the only guy in this paw that wants out?
O adamla, ya işi çabucak halledersin, ya da sopayı yersin.
With that, you get over it or you lose your paw.
Çekiştirme, Maykıl.
Don't paw me, Michael.
Dokunma bana.
Oh, don't paw at me.
Kendimi yeterince küçük düşürdüğümü gayet iyi biliyorum.
I overdone my fun and poked my paw in the bear trap.
Çekici bir patide daima gözü vardır.
He has an eye for a well-turned paw, he has.
Burnumu sokmak istemezdim ama Rhoda'yı sıkıştırmasına dayanamadım.
I know I shouldn't take things into my all-too-capable hands... but I couldn't let her paw Rhoda any longer.
Beni korkutma!
Don't paw me!
Bir çıkar yol var ; bir kedinin pençesi...
There is a way out... use a cat's paw.
Senin gibi yaşlı çekici bir kızın küçük pençeleri arasında saracağı türden güzel genç bir erkek.
Just the sort of nice young man that an old charm girl like you can wrap around her little paw.
Beni ormanda kovalayan o yaratık hariç geçen yaz, Ohio'da.
Except the time my old paw kicked me over every acre of that half-section back there in Ohio.
Ama benim sadece kuyruklu ceketim, onun kocaman pençesi.
But I was just a shirt-tail kid then. My paw had big feet. What do you say, Davy?
Babasıyla kız kardeşini çağır.
You go fetch his paw and sister.
Babasını çağırdık. Dan Sykes ve kız kardeşi İone- - Ailesinin isimlerini biliyorum.
We sent for his paw - dan sykes - and for his sister lone... i know the names of his family.
Babasına söylediği şey daha iyi bir insan olamadığı için üzgün olduğuydu. Babası da onun çok iyi bir insan olduğunu söyledi.
He told his paw how sorry he was that he hadn't turned out better, and his paw allowed as to how he'd turned out right well.
Sanırım baban epey sert içmeye başladı, İone.
Seems your paw is hitting the drinking a might heavy, ione.
O iyi bir adam ve kasabada kimse Pinto'nun babası olduğu için onu suçlamıyor.
He's a fine man. Now, the folks here in town, they don't hold it against him that he's pinto's paw.
O yüz, bir zamanlar pürüzsüz ve temizdi üstünde durduğum pençe gibi.
That face was once crisp and cleanly rendered like this paw I am standing on.
Pençe, uzun zamandır kuma gömülüydü ve aşınmaktan korundu.
The paw has been buried in the sand until recently and protected from erosion.
Hiç seni ellemeyi denedi mi?
He ever try to paw you?
Onlara avucunuzla bir küp şeker verin.
Make them give you a paw and give them a sugar cube.
- Sen şeker vermedin mi?
Give me a paw?
- Ona bir şeker ver.
- Give him a paw.
- ona bir şeker ver.
Give him a paw.
Burnuna sürtünür, patisini tutardım
Nuzzle her muzzle, holding her paw
Elini illa oraya uzatmak zorundasın, değil mi?
Sure would like to put your paw on it?
Ayı Pençesi.
Bear Paw.
Adamı rahatsız etme in aşağıya!
Give the gentleman a paw.
Kayalık tepeye çıkan yol mu?
Bear paw butte?
Babam için almıyorum, Bay Broadly.
This ain't for my paw, mr. Bodley.
Dur.
" Don't pet me, don't paw me