Petit перевод на английский
296 параллельный перевод
"Her seferinde farklı birisi... bir seferinde genç bir beyefendi, " bir diğerinde saygıdeğer bir küçük burjuva,
"It is always somebody different - - one time a young gentleman, at another a respectable petit bourgeois, today a blond American, tomorrow a black - haired Russian- -"
Bu gece, Küçük Kumarhanenin açılışı, Haydn Caddesi, 11 numara, parola "Mirabeau".
Tonight, opening of the Petit Casino, Haydn Street 11, code word Mirabeau.
"Bayanlar ve baylar, Küçük Kumarhane'nin... "... pek kıymetli mevcudiyetinizde açılacağını ilan etmekten... "... büyük onur ve şeref duyuyorum! "
"Ladies and gentlemen, I have the honor and the great pleasure to declare the Petit Casino open in your esteemed presence!"
"Küçük Gazino, en uçarı taleplerinizi her şekilde tatmin etmeyi... "... kendisine görev addetmiştir.
" The Petit Casino has set itself the task to satisfy your most discriminating demands in every respect.
"Bayanlar ve baylar, böylece sizlere... "... Küçük Gazino'nun paha biçilmez meziyetlerini açıklamış oldum...
" Ladies and gentlemen, I have thus explained to you the inestimable merits of the Petit Casino - - but what if the police were ever to try and interfere in our affairs and disturb us at our game?
Çiçekçi mi?
Is this the Petit Flower Shop?
Bu aidat ise Paris'teki Petit Jean Manastırına gidiyor.
Oh, and, uh, see that this subscription goes to the, uh... Convent PetitJean in Paris.
Fabert'i, Garrigoud'u, Petit Breton'u duymuş olmalısın.
You must've heard of Fabert, Garrigoud, Petit Breton...
Evet, bizler birer meleğiz, benim küçük kahramanım bile öyle.
Yes, we're all angels, even my little petit point hero.
Bu Colin'in gazetesi.
I never read Le Petit Parisien. This is Colin's newspaper.
- Merhaba küçük efendi.
- Bonjour, mon petit.
Bu işe karışma Petit.
Keep out of this, Petit.
Petit'ten başlayalım.
Now there is Petit.
Burada, Petit'i yol yapımında çalışırken görebilirsin.
Here you might have found Petit laboring to build a road.
Petit'in çalıştığı yerden çok da uzak olmayan bir yerde Garou'yu görebilirsiniz. Charven'deki bir maun kampında çalışıyordu.
Not far from where Petit worked, you might have run across Garou working in a mahogany camp at Charven.
İhtiyar sana düzgün bir soru sordu Petit.
The old man asked you a simple question, Petit.
Şansın yokmuş Petit, sen seçildin. Öyle değil mi Matrac?
Well, it's hard luck, Petit, but you are elected, isn't he, Matrac?
Ne? Almanları öldürmek için eve dönerken Petit'i geride mi bırakacağız?
What, leave Petit when we're going home to kill Germans?
Gençler, Petit gidiyor, geri kalanınız da onunla birlikte.
Lads, Petit is going and the rest of you with him.
Peki, Petit'e ne oldu?
And what of Petit?
İşte orada, uçağın yanında. Selam Petit!
There he is now, over there by the crane.
Çocuğum.
Mon petit.
Çocuğum!
Mon petit! Ah!
- Hoşça kal, bebeğim.
- Adieu, mon petit.
Küçük Pierre diye bilinen Pierre Burloz'un şikâyeti.
Complaint of Pierre Burloz called Petit Pierre.
Çok az Fransızca biliyorum ama yumurtalarını almak isterim.
Je parle le francais un petit peu, but I'd like to borrow your eggs. Oh!
- Tek mi, duble mi?
Grand ou petit?
Hem de sadece "petit bateau" marka don severim. Televizyon bir sinemadır.
TV is like a movie theater
İşte burada, Monsieur le petit bourgeois noir.
There he is, Monsieur le petit bourgeois noir, himself.
Size petit-déjeuner getirdim.
I'm bringing you some petit-déjeuner.
Romanoff'un Yerini dene. Evet. Veya Au Petit Jean'ı.
To a bunch of fat-bottomed broads at this swank hotel.
Chateau Tivilage... 1828.
Château Petit-Village... 1828.
Hasta mı oldun sen, benim tatlı kabağım.
Oh, comme il est malade, mon pauvre petit chou.
- Tipik bir küçük burjuva gibi konuşuyorsun.
- Spoken like a petit bourgeois.
Asla... Yine küçük bir burjuva gibi davranıyorsun.
You're being petit bourgeois again.
Artık daha çok şey biliyorum.
Petit bourgeois, but that was yesterday. I know better now.
Savaştayız dedi bana Petit Rouge.
We're at wa r, petit Rouge
Pıtırcıklar hakkında şakalaşabiliyorsun.
You know, we got the banter going. We got the - - The petit bon mots.
Sence de kişisel, küçük burjuva ve bireyci mi?
Do you think it's "personal, petit-bourgeois and self-indulgent"?
Sen bir entelektüelsin.. Fakat küçük burjuvasın.
You're an intellectual... well no, what... a petit bourgeois.
Reimsli o küçük burjuvadan endişe etmem gerektiğini gerçekten düşünüyor musun?
You really think I should be worried about that petit bourgeois from Reims?
Sonra biraz salata, birkaç doğranmış havuç sonra bir dilim limon ve bir parça çikolatalı kek olabilir ve gerisini size bırakıyorum.
Then, a few vegetables, uh, petit pois, carrots. Then some glace, a little chocolate cake perhaps, and... I'll leave it all up to you.
Sözlerin doğanı açığa çıkarıyor, küçük burjuva seni.
Your words reveal your true nature as a petit bourgeois.
Evet, amcamız olur. Waldo amcayla Le Petit Cafe'de buluşacağız.
We are to meet Uncle Waldo at Le Petit Café.
FR Şimdi biraz daha iyiyim...
Mon petit vous ne soures jamais combien je suis content.
Sadece tombiş bir kediyi sevebilen ezik bir Nana karakteri!
Petit bourgeois Nana, who's only capable of loving a fat cat!
Annemden sadece, oğlunun doktor olmasından gurur duyduğu için nefret etti.
Detested my mother because she had a petit bourgeois pride... in her son, the doctor.
Küçük burjuvalar ve burjuvalar olurdu.
Petit bourgeois and grand bourgeois.
Petit Versailles adlı restoran ile ilgili karar verdiniz mi?
Have you decided about restaurant the Petit Versailles?
Söylediğini tekrar eder misin?
Or Au Petit Jean.
Le Petit Cafe mi?
Le Petit Café?