Playboy перевод на английский
1,044 параллельный перевод
Onları ezen, Alex Diamond uluslararası suç savaşçısı ve çapkın.
For it is they who were run over by alex diamond- - International crime fighter and playboy...
Altı ay boyunca üzerime titremenden sonra bana senin çapkının teki tarafından kaçırıldığını ve helikopterle Mora'ya götürüldüğünü söylemişti.
A baker's dozen... I had six months being coddled by you then she told me Uncle had been kidnapped by a playboy and taken by helicopter to the peloponnese
Yarı modern tipler, playboylar, onu izlemenin moda olduğunu düşünenler.
There were the semi-hip, Playboy-type people who thought it was in to dig him.
Dikkat et, oyuncunun tekidir!
Be careful. He's a playboy.
Playboy'un "havalı boya tabancası" kullandığı o eski güzel günler.
Like those good old days when Playboy used the airbrush.
- Şu sefih kardeşine mektup yaz.
Write to that playboy of your brother.
Hele kadınlar! Playboy dergisinden fırlamışlar sanki. Tek farkları ellerin, ayaklarını oynatabilmeleri.
And the women are like in Playboy, but they can move their arms and legs.
Diğer eğlence düşkünü pilotlarınıza da söyleyin, bu, benim son sürpriz denetlemem olmayacak.
You can tell the rest of your playboy pilots this is not the last flash inspection that I'm gonna make.
Diğer mirasyedi pilot arkadaşlarına bunun yapacağım son ani denetim olmadığını anlatabilirsin.
You can tell the rest of your playboy pilots this is not the last flash inspection that I'm gonna make.
Playboy dergilerinden birini alıp kıçına sokarız!
We'll take one of the Playboy magazines... and stick it up his ass!
Eğer bu playboy ile takılmaya devam edersen sonun hapis olacak. - Ama babalık- -
If you don't quit hangin'out with that pervert, you gonna end up so wrecked you can't play on that jukebox.
Playboy tavşanları?
The Playboy bunnies?
Kont gerçek bir playboy olarak tanınıyor.
The count's known for being a real playboy!
- The Best of Playboy kitap değil.
- The Best of Playboy isn't a book report.
- Playboy'un orta sayfa güzeli.
- "Playboy" centrefold.
Karanlıkta sadece komik duruma düşersiniz... ama lise çıkışında yaşlı sapıklardan farkınız kalmaz.
In the dark you look like a playboy, But in the daylight, you are just an old maniac.
"Sarhoş Çapkın Milyoner."
"Millionaire Drunk Playboy."
- Playboy'u kim sipariş etmişti?
- Who ordered the Playboy?
Bunu "Playboy" a koyacağım.
I'm gonna put this in "Playboy".
Çapkın biri olduğunu söyleyemem ama bazılarına göre öyleydi.
Well, I wouldn't call him a playboy, but some people did.
- Yeni Playboy'u gördün mü?
- Seen the new Playboy?
Küçükse değiştirecem.
Enough Playboy style, I hope.
Gerçi burada bir şey daha var. Kariyerin sırasında biraz çapkınmışsın.
There is an inference that you were a bit of a playboy during your career.
Çapkın mı?
Playboy?
O çapkının sana eşlik etmesine izin...
If you think I'm going to let that playboy...
Playboy var,
I got Playboy,
Peder Moore'un ilahi kitaplarına Playboy resmi yapıştırmak isterdim.
I'd like to glue a Playboy centrefold in each of Reverend Moore's hymnals.
Uyumaya devam et yoksa anneme Playboy dergilerini söylerim.
Back to sleep, Louis, or I'm telling Ma about your Playboys.
Hey, Playboydan telefon aldık.
Hey, we got a call from playboy.
Hey, onlar Playboy Kızları.
- Hey, they're Playboy Playmates.
Neden Playboy Kulübüne gidip kaybeden takımla takılmıyorsunuz?
Why don't you go over to the Playboy Club and hang out with the losing team?
Belki bir playboy gibi gelebilir ama kesinlikle işin kitabına göre oynar.
He may come off like a playboy, but he's strictly by the book.
uluslar arası playboy tipler.
global playboy types.
Milyoner, sanayici playboy.
The millionaire industrialist playboy.
"hamile bırakma, oğlum. playboy okuma yatmadan önce."
"Don't be embarrass, son. Just don't read Playboy right before you go to bed."
Hey delikanlı, oynamak ister misin?
Playboy, you want to play?
Dedektif Simms ve playboy Henry Adams varken bile mi? Evet.
Even around Detective Simms and Henry Adams the playboy?
Kontes, Larry Wilde...
Rita, the Countess, Larry wilde, the playboy.
O çok iyi bir çocuk, sense eğlence düşkünüsün. - Koca adam oldun ama hala...
She's a good kid you're so playboy
- Yeni Playboyu görmen lazım.
You got to see the new Playboy.
Playboy mu?
The Playboy?
Playboy'u yukarı götürdüm.
I took the Playboy upstairs.
Bir Playboy güzelinin sanki yapacak daha iyi bir şey yokmuş gibi bir grup veletle böyle bir partiye geleceğine inanıyor musunuz?
Do you honestly believe a Playboy centrefold would have nothing better to do than to show up at a Kappa party with a bunch of kids?
Penislerden laf açılmışken Utanmaz Playboy Sözlüğü'ndeki oral zevk tanımını bileniniz var mı?
Hey, speaking of penises, do you know how the Playboy Unabashed Dictionary defines oral gratification?
Yalnızca Playboy'u istiyorum.
I just need the Playboy.
Bir Playboy.
He is a Playboy.
Kendisi pis bir Playboydur....
He is a stinking Playboy....
Bir playboya dönüşmüştüm.
I became a playboy
Tenisçiler ve playboy'lardan başka erkek yok.
There's nothing but playboys and tennis pros.
Şimdinin tabiriyle playboy dedikleri cinsten. Alman üniformalı bir playboy.
Only that one was playboy German fardado.
Muhteşem bir görüntü.
The pampas playboy who ran slap into a wall and escaped without a scratch. An impressive array of horsepower.