Pompey перевод на английский
378 параллельный перевод
Sizi gidi katı yürekli herifler sizi, zalim çocukları Roma'nın. Pompeius'u hiç tanımadınız mı siz?
O you hard hearts, you cruel men of Rome, knew you not Pompey?
Çiçek saçıyorsunuz yollarına Pompeius'un kanı üstünde zaferle yürüyenin.
And do you now strew flowers in his way that comes in triumph over Pompey's blood?
Bunları yapınca, Pompeius kapısında bizimle buluş.
All this done, repair to Pompey's porch, where you shall find us.
Caius Ligarius da pek kızgın Sezar'a, Pompeius'u övdü diye hırpalamıştı onu.
Caius Ligarius doth bear Caesar hard, who rated him for speaking well of Pompey.
Kaç kez akacak dünya sahnelerinde kanı şimdi Pompeius heykelinin ayak ucunda toz yığınından farksız yatan Sezar'ın.
How many times shall Caesar bleed in sport, that now on Pompey's basis lies along no worthier than the dust.
Vurduğunu görünce Brutus'un, nankörlük,.. ... hıyanetin kollarından beter yıktı bitirdi onu, yarıldı aslan yüreği. Kapayıp peleriniyle yüzünü koca Sezar düştü Pompeius heykelinin dibine, kanlarının oluk oluk aktığı yere.
For when the noble Caesar saw him stab, ingratitude, more strong than traitors'arms, quite vanquished him, then burst his mighty heart, and, in his mantle muffling up his face, even at the base of Pompey's statue, which all the while ran blood,
Tanığım ol ve bil ki, ben de Pompeius gibi içimden hiç istemeyerek razı oldum varımızı yoğumuzu bir tek savaşa bağlamaya.
Be thou my witness that against my will, as Pompey was, I am compelled to set upon one battle all our liberties.
Pompey ve lejyonlarının İspanya'dan hemen geri çağrılmasını öneriyorum.
I propose the immediate recall of Pompey and his legions from Spain.
Crixus, bana Pompey hakkında rapor vermeye devam et.
Crixus, keep giving me reports on Pompey.
Pompey ve ordusu İtalya'ya çıktılar.
Pompey and his army has landed in Italy.
Pompey buraya kadar ilerlemiş olmalı.
Pompey's march must have brought him to about here.
Pompey bize geriden saldırmak için yeterli zamana sahip olacak.
Pompey will have enough time to march against our rear.
Eğer batıya dönüp Pompey ile savaşırsak...
If we turn west to meet Pompey...
Spartacus haklı olarak peşindeki Pompey ve Lucullus'un ordularıyla... arayı açtığını düşünüyor.
Spartacus has every reason to believe that he has outdistanced... the pursuing armies of Pompey and of Lucullus.
Pompey'in şu anda 20 mil batımızda kamp kurmuş olduğunu... Lucullus'un ordusunun da cebri gece yürüyüşüyle... güneyden buraya doğru yaklaşmakta olduğunu... bilmek, cesaretinizi takviye edebilir.
It may fortify your courage to know... that Pompey is at this moment encamped some 20 miles to the west of us... and that the army of Lucullus approaches from the south... by forced night march.
Lucullus ve Pompey.
Lucullus and Pompey.
Pompey?
Pompey?
- Pompey, başın sağ olsun.
- Pompey, I'm sorry.
İçerideki Yaşlı Pompey, Link...
Old Pompey in there, Link...
Pompey!
Pompey!
Kaldır onu Pompey.
Pick him up, Pompey.
Sağ ol Pompey.
Thanks, Pompey.
Evet, Pompey, görünüşe göre karşımızda bir kadın dostu var.
Well, Pompey, looks like we got ourselves a ladies'man.
Pompey, Doktor Willoughby'i bul.
Pompey, go find Doc Willoughby.
- Teşekkürler Pompey.
- Thank you, Pompey.
Sağ ol Pompey.
Thank you, Pompey.
- Adamım Pompey mutfak kapısında.
- My boy Pompey in the kitchen door.
Pompey'in silahı ve seninki Tom.
Pompey's gun, your gun, Tom.
Pompey, bu sefer sen dene.
Pompey, you try this one.
- "Yazıldı", Pompey.
- "Was written", Pompey.
- Çok iyi Pompey.
- That's fine, Pompey.
Gayet iyiydin Pompey.
You did just fine, Pompey.
Pompey'i arıyorum.
I'm looking for Pompey.
Pompey'e çok sert davranma.
Don't get rough with Pompey.
Pompey, iki, üç tane boya kutusu getir.
Pompey, bring two or three of those paint cans.
Pompey, kutuları getir.
Pompey, bring me those cans.
Hava kararınca gel, Pompey bir atlı arabayla
Come full dark, Pompey will be at the Swedes'place with a buckboard.
- Pompey!
- Pompey!
- Bak Pompey, biliyorsun ki ben...
- Now look, Pompey, you know I...
- Bir içki al Pompey.
- Pour yourself a drink, Pompey.
Haklısın Pompey.
You're right, Pompey.
Atlar Pompey.
The horses, Pompey.
Pompey.
Pompey.
Seninle görüşeceğiz Pompey.
We'll keep in touch with you, Pompey.
Ve Pharsalia'da kozlarını paylaştılar Roma'nın büyük kudreti ve yiğitliği iç savaşla tanıştı ve Sezar'ın lejyonları büyük Pompey'inkileri bozguna uğrattı.. ... öyle ki şimdi yalnızca Sezar, Roma'nın lideri olarak ayakta kalmıştı.
And so it fell out that at Pharsalia the great might and manhood of Rome met in bloody civil war and Caesar's legions destroyed those of the great Pompey so that now only Caesar stood at the head of Rome.
Böyle olmasını isteyen Pompey'di, ben değil.
It was Pompey, not I, who wanted it so.
Savaş subayları olarak, Pompey için umutsuzca savaştınız.
As field officers, you fought miserably for Pompey.
Pompey'den haber getirmiştir umarım.
With news of Pompey, I hope.
Pompey'den ne haberler var, ya da geriye ne kaldı?
What news of Pompey, or what's left of him?
Pompey gitti, Sezar.
Pompey's gone, Caesar.
Mısır'da, Pompey benimle karşı karşıya gelecek mi, sonunda?
In Egypt, will Pompey face me at last?