Pretend перевод на английский
12,923 параллельный перевод
JCPenney reklamındaki adam olduğumu düşün.
Just pretend I'm the guy from the JC Penney ad.
Neden Mahendra Singh Dhoni taklidi yapayım?
Why will I pretend to be Mahendra Singh Dhoni?
Niye beni tanımıyormuş gibi davrandınız?
Why did you pretend not to recognize me?
Bak, rol kesmek kolay, gidecek cesaretim yok diyorsan bana söyle.
Listen, if you're not feeling as brave as you pretend... -... tell me now.
Bu çılgınlık, bir hayâlmiş gibi yapabilir miyiz?
Pretend this madness is not real?
Sahne arkasından gizlice girip gösterimiz varmış gibi davranırız.
We'll sneak in backstage, and we'll pretend we're the opening act.
Eğer bayan aşkına, bazı görgü var gibi davran.
Pretend you have some manners, for the lady's sake.
Sadece benim değilmişsin gibi davranacağım.
I'll just pretend you're not mine.
Pembe bir tişört giymediğini farzet ve içeri gir.
Pretend you're not wearing a pink shirt and go in!
Ayrıca 13 yaşında bir kız gibi davranmak kolay mıdır?
Is it also easy to pretend you're a 13-year-old girl?
Ve rol yapan en az birini yakalamalıyız... böylece hepsi misafirmiş gibi davranamaz.
And we need to catch at least one person in the act so they don't all pretend to be guests.
Bak, eğer yapman gereken bir şey varsa, sadece... burada yokmuşum gibi davran.
Listen, if there's anything you need to do, just... pretend like I'm not here.
Bütün ekibimizi götürdük ve bütün hareketleri yapmalarını sağladık, sanki hamburger ve kızartma yapıyorlarmış gibi.
We bring out our whole staff and we have them go through the motions, making pretend burgers and fries.
Bilmiyoruz farz et.
Pretend not much.
Sözde amca, Robert.
Pretend uncle, robert.
Onun her şeyi sözde.
Everything about him is pretend.
Diyelim jüriye Bay Simpson ve Nicole'un evli olduklarını söylemedik.
Let's pretend that we're not even gonna tell the jury that Nicole and Mr. Simpson were married.
Oscar törenine giriyoruz farz et.
Pretend we're at the Oscars.
Şaşırmış gibi yapmayacağım.
I'm not gonna pretend like I'm surprised.
Canın istiyorsa vazifenden kaçabilirsin ama sakın bu asil ve cesurcaymış gibi davranma.
You can walk away from your duty if you wish, but do not pretend that it's noble or brave.
Şimdi de nedimen mi oldum lan?
Am I to pretend to be your lady-in-fucking-waiting?
Ya da en azından öyleymiş gibi yap.
Or at least pretend.
Yani bunlar olmamış gibi davranabilirsin ama belki de doğru şeyi yapıyorumdur.
So the very least you could do right now is to pretend that I might be doing the right thing.
Aynı eğitim olduğunu düşünün.
Pretend it's the same training.
Ölmüşsün gibi davran.
Pretend you did die.
Duymamışım sayalım.
Pretend I haven't.
İyi. Üzgün taklidi yapayım.
Fine, I'll pretend to be sad.
Bütün gece bitince, gitmene izin vereceğim. Ve sadece bu günü hiç olmadığı iddiasıyla yapacağız.
When this whole night is over, I'm gonna let you go, and we're just gonna pretend this whole day never happened.
Pekâlâ millet, bunlar olmamış gibi davranalım.
Okay, everybody, let's pretend that that didn't just happen.
- Eğleniyormuş gibi yap.
Just pretend you're having fun.
Krakerleri çiğnemek ve seks'den kurtulmak için bize kusma iddiasında olabilmesi mi?
Chew up crackers and pretend to throw up on us after prom to get out of sex?
Bana bakarken bir dakikalığına numara yapma, senin kadar canlı değilim, ve beni sokmak istediğin kalıplara girmeyeceğim.
Don't pretend for a minute as you look at me, that I am not as alive as you are, and I do not suffer from the category to which you are forcing me.
Tanrım, öylesine aciz rolü yapıyorsun ki. Ama lanet yalancının tekisin.
- You pretend to be so fucking helpless, but you're actually a fucking liar.
Olmamış gibi davran, gülmeye devam et.
Pretend it didn't happen, keep smiling.
Annen baban anlamış gibi davranırlar,... ama hiçbir zaman anlamazlar.
Your parents will try to pretend they understand, but they never will.
Her şey yolundaymış gibi davranmak istedim.
I wanted to pretend like everything was okay.
En azından yaratıcı olmayı deneyebilir miyiz?
Can we just pretend to be creative here at least?
- Vasayalım ki öyle.
Let's pretend it is.
- Bunu duymamış gibi davranacağım.
I'm going to pretend I didn't hear that.
Tarım aletleri ticareti yapıyormuş gibi davranıyor ve yatırımcıları da ona inanmış gibi davranıyor.
He pretends it trades in agricultural equipment. His investors pretend to believe him.
Cevapları biliyormuş gibi davranma lütfen.
Oh, don't pretend you have the answers, either.
3 kilo et gibiymiş düşün.
Just pretend it's seven pounds of meat, just try it.
- Bilmiyorum! - Nerede olduğumu biliyormuş gibi yapacağını söyledi.
He told me that you'd pretend you didn't know where he was.
Beni özleyecekmiş gibi yapma hiç.
Don't even pretend like you're gonna miss me.
Rol yap.
Pretend.
En azından bir örnek teşkil et.
At least pretend to set an example.
Trey'i umursuyormuş gibi davranma.
Don't pretend to care about Trey.
Unutmayın, yarın bir futbol maçımız daha var Davey'e söyleyin, bir akşamlık Kriminalci gibi davransın.
Don't forget, we've got another football match tomorrow night, so tell Davey he's gotta pretend to be CID for the evening.
Seni oraya alacaklar, dostça davranacaklar sahte bir güvendeymiş hissi yaratacaklar ve sonra da üzerine oynayacaklar.
They will get you in there, pretend to be your friend, lull you into a false sense of security, and then they will sweat you.
Burada yokmuşum gibi devam edin.
Just pretend I'm not here.
Numara yaparsın.
It's just pretend.