Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ P ] / Producer

Producer перевод на английский

3,231 параллельный перевод
Dexter Wansel YAPIMCI / ŞARKI SÖZÜ YAZARI yazıp yazamayacağımı görmek istediler.
Dexter Wansel PRODUCER SONGWRITER meaning the Jacksons, and that Gamble and Huff could approve.
Kapıdan çıkarken yapımcının "Bir çekim daha almak zorundayız" dediğini duydum.
And I was walking out the door when I heard the producer say, "We have to do one more take."
Ellen'ın şovunun yapımcısının kazandığının % 70'ini kazandığını biliyor muydun?
Did you know that she makes 70 % of what the male executive producer the Ellen show makes?
Ama ikisi de, bu adam ve bu kadın, yazar ve yönetmen John Sayles ve yapımcı Maggie Renzi kadar, modern yaşamın gerçeğini haykırmaz 80'lerdeki bağımsız radikal Amerikan sinema hareketine katkı sağlamaz.
Neither, however, spoke the truth about modern life and helped create the radical independent film movement in America in the'80s as much as this man and woman. Writer-director John Sayles and producer, Maggie Renzi.
Bir televizyon yapımcısı, kadın oyuncu ilanı verir.
A TV producer has advertised for actresses.
Televizyon yapımcısının telefon etmesini beklemektedir.
She is waiting for the TV producer to call.
Yapımcı Lim Min-sup
Producer Lim Min-sup
Fakat film sunulmadan önce bundan çekinmiş ve sahneyi meşhur yapımcı Quincy Jones a göstermiş ve
But then before the film came out, he got cold feet and he showed it to the famous producer, QuincyJones, and said,
Şimdi Avrupa'nın en büyük taze makarna üreticisi.
He's now the biggest fresh pasta producer in Europe.
Ajans temsilcisi olarak sadece en iyiyi planlayan biriyim.
Oh, you mean the one who stole someone else's man and had their affair found out? The producer must have instructed him to do that! Pil Joo has such high standards.
"Paul'un Efsanevi Maceraları" çizgi romanını buldun mu?
These flowers were sent by the producer. - Put it at the side. - Okay.
Inkigayo'nun yönetmenini de mi kırmışım?
Did I upset a TV producer? What album was I promoting?
Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz.
That was a first in my four years of being a producer.
Ben prodüktörünüm.
I'm your producer.
7. albümü düzenleyen prodüktör.
My 7.1 album's producer.
Prodüktör müsün nesin.
You said you're his producer.
Prodüktörlerin işi doğru değerlendirme yapmaktır.
It's a producer's job to be accurate judgments.
Senaryo lazım, yapımcı lazım.
You need a script, you need a producer.
Beni yapımcı yaparız.
Make me a producer.
Senden en fazla yapımcı ortağı olur.
You're... an associate producer at best.
Sean Bissett, yardımcı yapımcı.
Sean Bissett, associate producer.
Kevin Harkins, yapımcıyım.
Kevin Harkins, I'm the producer.
- Yardımcı yapımcı.
Associate producer.
Yapımcı ofislerinin oraya gideceğiz.
We're just going to the producer's building.
- Yapımcıların ofisine gidiyoruz. - Üzgünüm, çekim devam ediyor.
– We're going to the producer's building.
Scratch hakkında şunu söylemeliyim çok yenilikçi bir yapımcıydı.
My experience of "Scratch" is that, number one, he's a very innovative producer.
Bir şey çalarsın, yapımcı bunu sever.
Somebody was doing something and the producer went, "Hey, I like that".
Oncelikle ben sunucu Bruce Hammond ve burada bulunan herkes, size elveda diyoruz.
On behalf of myself, producer Bruce Hammond, and everyone here at the network, we bid you all a fond farewell.
Beni onlara tanıtmanı istiyorum, bizimle kontrat yapmalarını sağla ve onlar beni kesinlike yapımcı yapacaklar.
I want to do the pitch to them myself and get the contract for Astra, and then they're gonna make me an exec producer.
National Geographic yapımcısıyım
I am a producer of National Geographic channel.
Yapımcım seninle konuşmak istiyor.
My producer wants to talk to you.
Umarım bana kızmazsın ama benim amcam bir müzik yapımcısı ve ben ona senin CDni verdim.
So, I hope you don't get mad at me, but my uncle is a music producer and I passed him your CD.
" Amerikan kayıt yapımcısı Jerry Harper
"American record producer Jerry Harper"
" Harper yapımcılığın bir öncüsü olarak tanınırdı
"Harper was known as a pioneering producer"
Yapimcimiz var artik!
We got a producer!
Once bir kisi yapimci olur... O yaratici yonuyle kendini zorlardi!
Once a person becomes a producer... he forces himself into the creative aspect too!
Arman Kapoor 4 Mart gecesi Filmcity'de yapımcı Deepak Lalwani'nin filmi için çekimlere gitmişti. Çekim çalışmaları dört numaralı kattaydı.
Armaan Kapoor was shooting at Filmcity on the night of 4th March... for producer Deepak Lalwani's film... they were shooting on floor number 4.
Yapımcı kız arkadaşını toplantıya davet etmek istiyor.
The main producer wants to invite your friend to a meeting.
Yapımcı Sarah ile arkadaşız.
I'm friends with Samantha, the producer.
- O bir yapımcı, ne bekliyordun ki?
- He's a producer, what do you expect'?
Ben Jean-Baptiste, programın yapımcısıyım.
I'm Jean-Baptiste, the producer.
Alban Richeux ve yapımcısı Fleur Arnaud ile birlikteyiz.
We're with Alban Richeux and his producer Fleur Arnaud.
Dynasty'nin asistanı - yani yapımcısıyım.
Dynasty's assist - um... producer.
Muhtemelen o kısmı bir yapımcının kuzeninin arkadaşına falan vermişlerdir daha önceden tanıdıkları birine.
They probably just gave it to some producer's cousin's friend or something - somebody they know already.
Bu aptal şeylere gidiyorum çünkü orada önemli insanlar oluyor ve ben sadece... and I just çok çalışmanın yeterli olmaması ihtimaline karşı kendine bir yapımcının kuzeninin arkadaşını bulmanın iyi olacağını düşündüm.
I go to these stupid things because there's important people there, and I just... On the off chance that hard work is not enough, I thought maybe it'd be nice for you to find a producer's cousin's friend of your own.
Bak, seni Lux'a götürmeyi isterdim ama ama bir yapımcıyla büyük bir görüşmem var yani otobüs biletini karşılayabilir misin?
Look, I'd love to give you a ride back to the Lux, but I have a big meeting in the valley with a producer, so... You're okay for bus fare?
Evindeyim. Neredesin? Sayın önemli film yapımcısı?
Big time movie producer guy?
Sam bir yapımcı, iş adamı girişimci, bir yardımsever.
Sam is a producer, businessman, entrepreneur, humanitarian.
Stu Beggs adında çok zengin bir film yapımcısıyla sikişiyor.
She has sex with a very rich movie producer named Stu Beggs.
Merhaba, ben Caroline, Richard'ın yapımcısıyım.
Hi, I'm Caroline, Richard's producer.
- Yapımcıyım.
– Producer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]