Promise перевод на английский
49,738 параллельный перевод
Biz üzerimize düşeni yaparsak, o da sözlerini tutar.
If we do our job, He keeps thy great promise.
Bunu mahkemede açıkça belirteceğim, söz veriyorum.
And I will make that very clear in Court, I promise.
"Söz veriyorum, söz veriyorum, mahkemeden her şey farklı olacak."
Oh, I promise, I promise it'll all be different in trial.
Söz veriyorum.
I promise!
Garanti veriyorum.
I promise.
Haftasonu telafi ederim. Söz veriyorum.
We'll get to it this weekend, I promise.
Söz veriyorum, bunu düzeltebilirim.
I promise, I can fix this.
Verdiğim sözü tutuyorum.
I'm keeping a promise.
Hayır, benimle güvendesiniz Bayan Walker, yeminle bak.
No, you're perfectly safe with me, Ms. Walker, I promise.
- Bunu düzelteceğim. - Söz veriyorum.
- I will fix this, I promise.
Sana söz veriyorum.
I promise you.
Beni çözersen sana söz veriyorum Norman'a bakmana yardım edeceğim.
If you unchain me, I promise you, I'll help you take care of norman.
Sana söz veriyorum.
I promise you that.
Booth, iyi olacağıma söz veriyorum.
Booth, I promise I'm fine.
Söz veriyorum ki... sadece biraz acıyacak.
I promise... this will only sting for a moment.
Bu bücürleri şampiyon yapacağına nasıl söz verirsin hayatın boyunca hiçbir şey kazanmadın.
How can you promise these squirts you'll turn them into winners when you've never won anything in your life?
Daha mutlu olacağına söz veriyorum.
You'll be a lot happier, I promise.
En iyisi değildi, ama umut vaat ediyordu.
It wasn't the best ever, but it showed promise.
Bana söz vermeni istiyorum.
I want you to promise me something.
Duruşmanın herhangi bir yerinde olmanı istemezsem uzak duracağına bana söz ver.
If at any point during the trial, I don't want you to be there, I want you to promise that you'll stay away.
Aptalca bir sözdü.
It was a stupid promise.
Söz mü?
Promise?
- Evet, söz veriyorum.
Yeah, I promise.
Söz veriyorum.
That I promise.
Bir söz verdim ben.
I made a promise.
Ve bana bir gün ailesine kavuşacağına dair söz verdirtti.
And she made me promise that one day she'd get her family back.
Şimdi halkımı korumak için verdiğin sözü onurlandırma sırası.
Now I need you to honor your promise to protect my people.
- Söz veriyorum sorun yok.
- It's okay, I promise.
Yemin ederim ki gece gündüz çalışıyoruz Baronum.
I promise we're working around the clock, baron.
Fakat aileni kurtarır kurtarmaz onun için döneceğimize söz veriyorum, tamam mı?
But I promise you, as soon as we rescue your family, we're gonna go back for him, all right?
Bunun çok geç olacağına söz veriyorum. Öyle ya da böyle.
I promise this will be over soon, one way or another.
Yemin ederim, bunun seninle bir ilgisi yok.
I promise this has nothing to do with you.
Getireceğim kızını, söz veriyorum!
I'll get her out, I promise.
Sana hala güvenebileceğim, bu akşam kaçacağımız konusunda bana söz ver.
Just promise me I can trust you, that we're still doing this tonight.
Söz veriyorum.
I promise.
- Bir daha seni asla böyle davranırken görmeyeceğime söz ver. - Söz veriyorum.
Promise me I'll never see you act that way again.
Bir daha firar etmeyeceğine söz ver bana.
Just promise me you won't go A.W.O.L. again.
Bunu söz konusu ettiğimizi unutacak, ve tekrar dile getirmeyeceğine söz vereceksin.
You will forget we ever had this conversation and promise to never bring it up again.
Çocuklarının vekâletini almanı mı garanti etti?
Did she promise to get you custody of your kids?
Bunu ona kimin yaptığını bulacağımıza söz veriyorum.
I promise you that we're gonna find who did this to him.
Ama söz veriyorum, gideceğiz.
I promise, we will go.
Cevaplarını alacaksın, yemin ederim.
You'll get your answers, I promise.
- Bizi onlara götür.
Isil soldier : Take us to them. Not until you promise
Kaldığı yerden devam edeceğime söz verdirtti.
He made me promise I'd pick up where he left off.
İyi olacaksın söz veriyorum.
You're gonna be fine, I promise.
İyi biri olacağım, söz veriyorum.
I'll be good, I promise.
Ama bana tek bir söz ver.
Just promise me one thing.
Tek bir şeyin sözünü ver bana.
Just promise me one thing.
- Söz mü?
Promise?
İkinizi de bulacağım, söz veriyorum.
Both of you, I promise.
Sana söz veriyorum.
I promise you- - you release me,