Pronto перевод на английский
601 параллельный перевод
Jerry, sözümü dinlersen, hemen ilk uçağa atlar Londra'ya dönersin.
If you take my advice, you'll take the first plane back to London pronto.
Tapu hazır ve nazır olacak, bu da ne demekse.
I'll have the deed pronto, whatever that means.
Ortak buradan hemen tüymeliyiz, hemen şimdi.
You know, partner, we better vamoose out of here, good and pronto.
Bu akşam bana borcu olan eski bir arkadaşa rastladım, ve hemen hesabını kapatıverdi.
I ran into an old friend tonight who owed me some money, and he paid off pronto.
Benden kızı ona götürmemi istedi. Kızı ver.
He says I'm to bring her back with me... pronto.
Şoför bunu derhal size vermemi söyledi.
The driver say I must give this to you pronto.
Hemen buraya getir Jamesy.
Bring it over, pronto, Jamesy.
Hemde hemen.
And pronto.
Zelenko, ekibini bayıra çek ve saklanın, pronto.
Zelenko, pull your squad back to the ridge and dig in pronto.
Eğer bizim için hazırlarsa süratle geri dönün.
If they're ready for us, get back here pronto.
Bir an önce.
Pronto, if not sooner.
Alo, Niye... evet o.
Pronto. Why, yes, she is.
Çabuk, çabuk içeri.
Pronto!
Hemen buraya gelmesini söyle.
Tell him to get down here pronto.
Alo?
Pronto?
Şimdi şu iki kürkten kurtulmanızı istiyorum.
Now you'd better get rid of all these furs, pronto.
Savaşı kaybedeceksen, muhabereyi kazanmanın ne faydası var?
What good is winning the battle if you lose the war? Pronto con Parigi.
Tam olarak, çok geç olmadan atları toparlamamızı istedi.
All he meant was you're going to have horses scattered all over the countryside, unless you get back to work pronto, miss.
O kendisiyle dışarıda buluşmanızı iletmemi söyledi.
He told me to tell you to meet him outside pronto.
İçinde değerli birşey taşıdıkları araba Meksika da hazır bekliyor ha?
The waggon is carrying omething valuable that must be in Mexico pronto, heh?
- Hemen!
- Pronto!
Alo, alo?
Pronto, pronto?
Santral konuşuyor.
Pronto? Operator speaking.
Evet?
Pronto!
İngilizce konuşabiliyor musunuz?
Pronto! Sprechen Sie Deutch? Speak English?
- Pronto? ( Alo )
- Pronto?
Bana hapisten mektup yolladığında, hemen cevap yazdım.
When he wrote me from prison, I wrote him right back pronto.
Buraya viski getir, çabuk.
Take the whiskey out here, pronto.
Tex, en uzun BBC ipini al çabuk buraya getir.
Tex, get the longest BBC rope and bring it here pronto.
Tamam senyor, hemen ve Hotel Maxim'in konukseverliğinin keyfini çıkarın.
Oh, si senior, pronto, and, and enjoy the hospitality of the Hotel Maxim.
Çabuk.
Pronto.
Suç laboratuarı.
Crime lab. Pronto.
Hemen.
Pronto.
Elini çabuk tut.
Make it mighty damn pronto.
Pronto!
Pronto!
Pronto?
Pronto?
Tek öğrenebildiğim scusi ve pronto.
All I know is scusi and pronto.
Pronto yeterli olacaktır.
Pronto will be enough.
Derhal.
Pronto.
Şimdi derhal burayı temizlemeni istiyorum!
Well, I want it cleaned up, pronto!
Pronto.
Pronto.
Everett az önce geldi ve ikinizi de hemen istiyor!
Everett just arrived, and he wants you pronto.
Başka bir tane.
Pronto!
Çabuk, çabuk! ( Un otro.
Pronto!
Pronto! Pronto! )
Pronto!
Acele.
Pronto.
Acele olsun.
Pronto it will be.
Bilgisayar, eğer hemen o kapıyı açmazsan, ana veri bankalarına kocaman bir baltayla girişip, seni asla unutmayacağın bir şekilde baştan programlayacağım.
Computer, if you don't open that exit hatch pretty damn pronto, I shall go straight to your major data banks with a very large axe and give you a reprogramming you'll never forget.
Anında.
Pronto.
Evet, evet, hazırım.
Sí, sí, pronto.
ARANIYOR
Caramba! Pronto!