Proxy перевод на английский
564 параллельный перевод
Ben sana vekilim, Kid. Benimle aynı oyu vereceksin.
I'm voting your proxy, Kid, and you go with me.
Kötü alışkanlıklarıma bir başkasının benim yerime teslim olması iyi oluyor.
Nice state of affairs when a man has to indulge his vices by proxy.
Vekaleten kaldın aslında.
You did, by proxy.
Vekaleten evlendiniz.
You married Mr. Leiningen by proxy.
Burada tören yapıldığında ben sizin yerinize geçtim.
When the marriage by proxy was performed here, I took your place. I was very good.
Söylemek istediğim şey, söz konusu anlaşmamız, vekaleten evliliğimiz, buralarda eş bulmanın sıradan bir yöntemi.
What I want to say is this : Our contract, marriage by proxy, is not an uncommon way to get a wife in the jungle.
Kardeşimin adına cezanı vereceğim!
As my brother's proxy, I'II punish you!
Kısmen diyebilirim.
Only by proxy.
- Vekaleten evlendiler de.
- She got married by proxy.
Adım Bernard d'Andijos olduğu için üzgünüm,
But at the same time I'm the most unfortunate because my name is Bernard D'Andijos because I'm marrying you as a proxy
Sizler sivil tören için Vekaleten nişanlanıyorsunuz..
Persons from different cities who are getting married, do it by the proxy.
Vekaleten bir koloni ama arkada hiçbir şey bırakmaksızın silinmekten iyidir.
Only a colony by proxy, but better than leaving nothing at all behind.
İyi misin? Düz tut, olur mu?
Well, we thought we might be able to do something by proxy.
Teşekkür ederim. Cenazeden hemen sonra yönetim kurulu toplantısı yapılacak. Muhtemelen yetki konusuyla ilgili savaş yaşanacak.
- Right after the funeral... there's going to be a board of directors meeting... and probably a proxy fight... and I'll have to spend a week in Washington... because they're investigating the Armbruster Foundation.
Sonunda Düşes onunla evlenmeye razı olur.
She finally agreed to marry him by proxy.
Savaşlarda büyük kayıplar yaşamamak için iki tarafın da vekalet verip oynattığı bir şey olurdu.
As a proxy for warfare, a way to settle disputes without massive loss of life on both sides.
Vekil ile temsil ediliyor olabilir.
She could be represented by proxy.
Sutton Petrolü hileli bir vekaletnameyle devraldı.
He took over Sutton Oil in a rigged proxy fight.
Evet, vekaletnameyle.
yes, by proxy.
Davenport Enterprise'ın yönetimini ele geçirmek üzere... Pemrose Şirketi adına bir devralma girişimi başlattık.
We've initiated a takeover of Davenport Enterprises... in a proxy fight for the Pemrose Corporation.
Ona senden bahsettim... ve ben senin vekilinmişim gibi bana test yaptı.
I MEAN, I TOLD HIM ABOUT YOU, AND HE TESTED ME, SORT OF LIKE A PROXY, YOU KNOW.
Babam, bu Komünist hükümetin temsilcilerine karşı beş yıl önce gerçekleştirdiği bir eylemden ötürü cezalandırılmak istenen bir adamdır.
He is a man who is being punished by proxy... by a Communist government for an action he committed... against representatives of that government five years ago.
Bill bu iş de başarılıdır.
Something bill's good at... A proxy battle.
.. Yarın akron'da olmalıyım.
The investors want me in akron tomorrow for the proxy fight.
Hatta, bu işi başkasının, mesela sizin üzerinize devrederek, kendisi işin içinden sıyrılırsa daha iyi olur.
You, for instance. A proxy would make it easy... and we could easily sort out our matters.
Bir anlamda işlerle... ve ev yönetimiyle daha kolay ilgilenmesi için
A sort of proxy... to enable Emma... to take care of household matters more easily.
Emma'ya vermem gereken bir vekaletname.
A proxy for your wife?
İyi bir oylama dövüşü her zaman hoşuma gider.
I can always use a good proxy bloodbath.
Bay Jorgenson, bugünkü oylamanın sonucu sizce ne olacak?
How do you feel about the outcome of today's proxy vote?
- Bir vekil!
- A proxy!
Buna göre, ona tam güç ve yetki sunuyorum.
And accordingly, I give him full proxy power and authority.
Munchausen By Proxy Sendromu'nu duydun mu hiç?
Have you ever heard of Münchhausen by proxy?
Munchausen By Proxy Sendromu'na yakalananlar, genelde çocuğa şeytan gözüyle bakarlar.
Often the perpetrator of Münchhausen by proxy will view the child as evil.
Munchausen By Proxy Sendromu'nu duydunuz mu?
Are you familiar with Münchhausen by proxy?
- Bunun hâlâ Munchausen By Proxy Sendromu olduğunu mu düşünüyorsun?
- Still think this is Münchhausen by proxy?
Ben onun resmi sözcüsüyüm... Yüce Proxy.
I'm his official messenger... the Grand Proxy.
Fakat, Yüce Proxy, Nasıl...?
But, Grand Proxy, how did you...?
Şey, tabi ki Yüce Nagus, yani onun resmi sözcüsü Yüce Proxy, küçük dünyamıza daima hoşgelmiştir gariban küçük dünyamıza ve bizim mütevazi operasyonumuza ilgi duymasından çok heyecanlandık...
Well, of course the Grand Nagus, or his official messenger the Grand Proxy, is always welcome in our little world... our rather poverty-stricken little world... and we're thrilled he has taken an interest in our very modest operation.
"Yüce vekil, kaçınma..."
"Grand proxy, avoidance of..."
"Yüce vekil, sansürlenmiş..."
"Grand proxy, censure by..."
"Yüce vekil, karşılaşmış..."
"Grand proxy, encounters with..."
Yüce Vekil Nagus'un resmi sözcüsü değil mi?
The Grand Proxy is the Nagus's official messenger, right?
Yüce Vekil için pek de akıllı değilsin.
You're not very bright for a Grand Proxy.
Eski Yüce Vekil.
Ex-Grand Proxy.
Ben Yüce Vekil değilim.
I'm not the Grand Proxy.
Benim Yüce Vekil olmadığımı bilmelerini söylemem yeterli sanırım.
Suffice it to say, they know I'm not the Grand Proxy.
Peki bu vekâlet boku da ne?
So what's this proxy shit?
- Kulağa birileri vekaletle savaşmaya çalışıyor gibi geliyor.
Sounds like someone's trying to wage a war by proxy.
Yedeği olarak, Düelloda yer almak istiyorum.
As his second, I am willing to stand proxy.
İdari oylama mı?
A proxy fight?
Zehir hapı işlemezse göstermelik savaş piyasayı gerecek...
If the poison pill doesn't work, you got a proxy war that's gonna depress your price.