Rapping перевод на английский
275 параллельный перевод
Nazik vuruşlarla biri,
" As of someone gently rapping,
Kapımı çalıyordu sanki.
" rapping at my chamber door.
Nazik vuruşlarla biri,
" As of some one gently rapping,
Bir vakitler kasvetli bir gece yarısı düşünürken yorgun, bitkin unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben - Uykunun eşiğinde düşerken başım öne bir tıkırtı geldi birden. Odamın kapısını kibarca birisi vuruyor vuruyordu sanki tak tak.
Once upon a midnight dreary... while I pondered, weak and weary... over many a quaint and curious volume of forgotten lore... while I nodded, nearly napping... suddenly there came a tapping... as of someone gently rapping... rapping at my chamber door.
On dakika da bir, birisi kapıyı çalıyordu.
They've been here every ten minutes, rapping on the door.
Bunlarla başa çıkmaya çalışan polisleri düşünsene bir!
Like I was rapping to the fuzz. Huh, can you dig it?
Mesela, ben çok korkuyorum... ve sen burada oturmuş sinemayla uğraşıyorsun sanki yakında geliyormuş gibi.
Like, I'm really scared... and you're sitting here rapping theater like it's coming up really soon.
Radyoda 750,000 dolar diyip duruyorlar.
Radio's rapping about $ 750,000.
Seninle kişisel ilgisi olmayan bir iş olduğunda her şey yolunda ama ne zaman seninle ilgili özel bir şey sorduğumda ya da öğrenmek istediğimde ya beni tersliyor ya da kahve almaya gidiyorsun.
As long as we're rapping it out on your terms... everything's OK, but the minute I have a question... or I want to know something specific from you... you either shine me on or go out for coffee.
Stüdyoyla ilgili sorunlar hakkında... öyle konuşuyorduk...
And, Albert, we was rapping about a few things, you know... that was wrong with the studio.
- Evet, ne bileyim... arkadaşlarınla konuş ya da her ne yapıyorsan...
- Yeah, you know... rapping with your friends or whatever you...
Κardeşler rap yaparlardι.
Them brothers be rapping.
Ben J. B. Radyodan J. B.'nin sesi çıkmıyor demek, radyo kapalı demek.
The J.B. is here rapping in your ear. The J.B.'s not on your radio, your radio's not really on.
Bubba'ylasın. Konuş.
You're rapping with Bubba.
Asansöre çıktım ve ben masasına yürüdü Ve ben burada Wally ile rap ediyorum Ve adam onun dalış alır.
I got out of the elevator and I walked over to the desk and I'm rapping with Wally here and the guy takes his dive.
( müziği çal ve durdur ) 1970'lerde New York'ta yeni bir neslin "hip-hop" olarak isimlendirdiği alt kültürün rap'i graffitisi ve break dansı gerçekçi ifadeler olmaya başladı.
( starts and stops music ) rapping and breaking became the prime expressions of a new young people's subculture called "hip-hop."
MC rapping :
MC rapping :
( Music ) Rap yapmak, müzikte bizim yeni kalp atışımız ( Music )
( Music ) The rapping, the music our new heartbeat ( Music )
Sadece kuzenimle konuşuyordum.
I was just rapping with my cousin here.
Rock ve rap yaparım canım.
Rocking and rapping is the game.
Çevre kirliliğine karşı çözüm sunarım Bu çözümle korunur senin varlığın.
[Rapping] my solution to pollution will help your constitution.
Ama bir uzaylıyla rap yapıyorum.
i'm doing some rapping with an alien.
Herkes rap'çi Nerede duracak bu
Man, everybody's rapping Where will it stop
Ama artık dişsiz yaşlılar bile rap'çi
But now old folks are rapping Without no teeth
Rap'imizde çeteler var Korku salan
We're rapping about gangs That go around banging
Bu, beyaz çocukları aynı Fat Boys gibi rap yaptığına..... inandıran yalanın ta kendisidir.
It is that same lie that's got white boys rapping... and the Fat Boys acting.
Sanki kibarca oda kapımı çalan, Çalan birisi gibi...
As of someone gently rapping At my chamber door
Ve siz öylesine yumuşak bir tıkırtıyla geldiniz, Ve öylesine hafifçe tıklattınız,
I was napping, and you came rapping And so faintly you came tapping
Konusuyorum.
I'm rapping.
İşte Tıkırtıyla tıkırdatıyoruz.
And we're rapping with the Tap.
"Aniden bir tıkırtı geldi, Sanki biri usulca vurdu vurdu kapısına odamın."
"Suddenly I heard a tapping, as if someone... gently rapping, rapping at my chamber door."
Kapıyı çaldığımı duydun, değil mi?
You heard me rapping, right?
( rap yapıyorlar )
( Rapping )
Biz sadece vuruşlarla cevap veriyoruz, arkadaşlarım ve ben.
- Move away. It's OK, Bob, we're just rapping, my friends and I.
Ve şimdi, huzurlarınızda bu gecenin olayı, DJ Rockafella.
And now, please welcome tonight's happening rapping DJ Rockafella.
Rapçi Hahamlar.
The rapping rabbis.
Kontes bana katıldığı bir ruh çağırma seansını anlattı.
Countess Nordston was telling me about a demonstration of table rapping and spiritualism she attended.
Yine de fikrinizi duymak istiyorum. Bence bu inanç üst sosyal sınıfın köylülerden farksız olduğunu gösteriyor.
My opinion's that table rapping merely proves that the so-called educated classes are no better than the peasants.
# Z'den O'ya iki R-O #
[Man Rapping] # From the "Z" to the "O" to the double "R" - "O" #
Rapçi köpek, gecenin bir vakti arayacak yabancı adamları, sanırım Madonna'ya koca için dua ederken biraz daha spesifik olmalıydım.
Dogs rapping. strange boys calling in the middle of the night. When I prayed to the Madonna for a husband.
- Konuştuk.
- Just rapping.
Bence İsa burda olsaydı muhtemelen rap yapardı, çünkü o zamanında çok güzel hikaye anlatırmış.
I think if Jesus was here now he probably would be rapping, cos he was a great storyteller in his time.
- Ne söylerdin?
- What would you be rapping?
- Ne söylerdim?
- What would I be rapping?
Şeyi söylerdim, mm...
I'd be rapping that, um...
- Sopa ya da yumruk sesi gelmiyor.
No sign of birch cane or knuckle rapping.
Senin onunla ne işin var?
What your rapping'ass want with him?
[Rapping On Door]
[Rapping On Door]
" Wu-Tang! Wu-Tang!
[Rapping] " Wu-Tang!
Berbat rap yapıyorsun.
Dang, you're rapping's despicable.
Gir!
( door rapping ) Come in.