Realized перевод на английский
12,365 параллельный перевод
Yeni fark ettim, alışverişe gitmeye zamanım yoktu.
I just realized, I had no time to go shopping.
Hayalet olduğunuzu ilk fark edişinizi.
The first time you realized you were a ghost.
Olmadı diğer insanlardan farklı olduğum kanısına vardım.
Well I dunno, I guess as soon as I sort of realized there was such a thing as me and other people,
Ya da şimdiye kadar farkına vardınız mı yine de kaybedeceğiz?
Or have you realized by now we're going to lose anyway?
Bunun sizin için ne kadar zor olduğunu bilemedim hiç.
And... I never realized how hard that must have been for you.
Gerçek bir tulku da bırak öldürmeyi kimseye bir zarar vermez.
And a... and a realized tulku would never harm anyone, let alone kill.
Ve insan olarak mutlu olmanın tek yolunun bütün zamanını insan olmayan biriyle geçirmek olduğunu fark ettim.
And I quickly realized that the only way to be happy as a human was to spend all of your time in the company of non-humans.
Çektiğim fotoğraflara bakıyordum. Birinde ısırık izi vardı. O zaman Guy'ın hikâyesi doğru olabilir dedim.
Oh, I was going over those photos I took and I realized one was of a bite mark, so if Guy's story were true, it means he must have been bitten by...
Kevin'den sonra bir nevi nasıl bir aptal olduğumu fark ettim. Ama o zaman da çok geçti.
And after Kevin, I sort of realized what an idiot I'd been, but it was too late then.
Aa aynı zamanda buraya dönerek fark ettim ki olması gereken yalnız olmak değil.
But at the same time, being back here, I've realized that being alone isn't all it's cracked up to be.
Geri gelmeyi tercih ettim çünkü sizinle birlikte buraya ait olduğumu fark ettim.
I chose to come back because I realized I belong here with you.
Evet, vücudumun haritasını yapıyorum çünkü farkettim ki her gün biraz büyüyorum.
Yeah, I'm making a map of my body because I realized that every day I'm kind of growing a little bit.
Dikkatle baktığımda, kaşlarımı düzeltip normal hale getirdiklerini ve kulaklarımın ucunu kestiklerini fark ettim.
And the closer I looked, the more I realized that they had straightened out my eyebrows, made them look normal, and they had taken off the tips off the ears.
Sanırım Broadway olmayan bir dekorla bunu yürütmenin tek yolunun kendisi, karısı ve çocuklarını ön plana çıkarmak olduğunu anladı.
I think he realized that what would make that work in a non-Broadway setting was it was about him, and his wife, and his kids.
Tahmin ettiğimden de kısa sürede bitmişti.
Sooner than I realized, it was over.
İlanınızı gördüğümde daha çok küçük yer insanı olduğumu fark ettim.
When I saw your ad, I realized I was more of a small-town guy.
Yeni arkadaşlıkların, yeni ayakkabılardan iyi olduğunu o zaman fark ettim.
That's when I realized that new friendships were better than new shoes.
O anda fark ettim ki... artık onunla görüşmeyi sonlandırmalıydım.
And I realized at that point that I needed to just stop talking to her.
Ama burası için amaçlarımı gerçekleşireyim...
Oh. but once my intentions for the space are fully realized...
Fark ettiğim gibi koştum geldim.
I ran over as soon as I realized.
O zamandan sonra bebek teslimatında bir gelecek olmadığına karar verdim.
It was then I realized that there was no future in baby delivery.
Tanrım, ne fark ettim, biliyor musun?
Oh, my gosh. You know what I just realized?
Ama bunun ne kadar aptalca olduğunu fark ettim.
But I realized how stupid that is.
Sonrasinda ise biraz sosa ihtiyacim oldugunu farkettim.
But then I realized I needed some sauce... ( laughter )
Burada çalışmaya başladığımda fark ettim ki bu yer hoşuma gitmeyecek.
When I started working here, I realized this place wasn't something I would enjoy.
Sonra sadece insan olduğunuzu fark ettim.
Then I realized you're just men.
Ama daha sonra anladım biz, birbirimize sahibiz. ve bu her zaman böyle olacak.
But then I realized, well, we have each other and we always will.
Tam olarak aramıza katıldığından haberim yoktu Quarry.
I hadn't realized you'd "come on board," Quarry.
"En büyük umut ve korkularımızı nadiren yaşarız en kötü korkularımızı da geceleri yaşarız."
"Our greatest hopes and our worst fears are seldom realized." Our worst fears have been realized tonight.
Ayrıca fark etti mi bilemiyorum ama sadece hakim tarafından yargılanmayı kabul ettiğinde bu kararın yazılı bir karar olmasını da kabul etti.
Although I'm not sure he realized when he agreed to a trial by a single judge, that it would mean a written judgment.
Ama sonra hepsi düzeldi çünkü D.J. benimle yaşadığı için ne kadar şanslı olduğunu farketti.
But it all turned out fine because D.J. realized how lucky she was to live with me.
Dans sırasında bir şeyin farkına vardım.
I realized something during the dance.
23. katta bayıldığımda, sana bir özür borçlu olduğumu fark ettim.
And when I passed out on the 23rd floor, I realized I owed you an apology.
Suksinik ve manik asitteki oksijeni işleyerek pH dengesini bükebileceğimi -
! See, I realized that by manipulating the oxygen in the malic and succinic acids, I could tweak the pH balan...
Ve jokeri olmayan bir atı kovaladıklarını anladığı an hemen yeniden geri Butch'un peşine düştüler.
And when he realized they were chasing a riderless horse they got right back on Butch's trail.
Genelde teçhizatın düzgün bir şekilde kurulmamasından kaynaklanır. Birkaç hafta önce ilk kez duyduğumda teknisyenlere söylerim diye not almıştım. Ama sonra bir şey fark ettim.
It's usually caused by poorly set-up equipment, so when I heard it for the first time a few weeks ago I just made a note to myself to talk to the station technicians, but then I realized something.
Kendinden çok daha büyük şeylerin olduğunu ilk fark ettiğin zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember the first time you realized there was something greater than yourself?
Ben de onlardan biri olacağımı fark ettim.
Which I realized I was gonna be too.
Onu elektrikle çarpmakla tehdit etmiştim ama sonrasında sadece kiralık bir katil olduğunu anladım.
I threatened to electrocute him till I realized it was just a hired gun.
Ama çalıştığım vakalar arttıkça cezanın asla önemli olmadığını anladım, asla yetmediğini.
But, uh... the more cases I worked, the more I realized that, you know, the punishment never really mattered, or it was never enough.
Bazı ihtimallerle karşı karşıyayım...
And I have realized that there is... some possibility...
Ta ki önceden bir ÖYD yaşamış deneklerin diriltilmesinin daha olası olduğunu fark edene dek.
Until I realized that those subjects who had previously experienced an NDE were far more likely to be revived.
Onun Özgürlük Heykeli'nde olmadığını anladığında hissettiğin şeyi anlattın.
You told us about the feeling you had... when you realized he wasn't at the Statue of Liberty.
Sadece kendi suçluluğumu taşıyorum zannediyordum Şimdi anladım ki...
It wasn't until just now that I realized I haven't been carrying my guilt.
Ama farkettim ki, erkek arkadaşımla vakit geçirmektense burada olup nefret etmeyi daha çok istiyorum.
But I realized I'm more into being here and hating it than I am with spending time with my own boyfriend.
Bir şeyi atladığımı fark ettim.
I realized that I skipped a step.
Jason'la, atom ve yerçekimsel fizik konusunda bir uzmana ihtiyacımızın olacağına karar verdik.
Jason and I realized we need an expert in subatomic and gravitational physics.
- Ne dedin sen? - Gece her şeyi çokça düşündüm sana, gerekli desteği vermediğimi fark ettim.
I thought long and hard about it through the night, and I realized that I haven't been giving you the proper support.
Ama sonradan fark ettim ki o boşluk uhrevi bir boşluk değilmiş.
But then I realized it's not God.
Anladım ki ligdeki bozulma... sadece bir başlangıçmış.
And I realized the corruption in the NFL... that was just the beginning.
Ama sonra bir şeyin farkına vardım.
But then I realized... sometimes one life...