Recovery перевод на английский
3,155 параллельный перевод
Birinde Papa rolündeyim... ötekinde tedavi görmekte olan bir hapçı.
I'm playing a Pope in one, and a junkie on the road to recovery in the other.
Travis yaşıyor. Bir hapis revirinde iyileşiyormuş şu an.
Travis is alive, he's in recovery at a prison infirmary.
Yapmamız gereken, iyileşmene destek olmaya ve bunu izlemeye devam etmek.
What we must do now is continue to support and monitor your recovery.
Ziyaret ettiğin şu genç kadın... O iyileşiyor mu peki?
This young woman you were visiting, how's her recovery?
Önemli bir ölçüde iyileşmesi bekleniyor. .
He's expected to make a substantial recovery.
Toparlanma sürecinde önümüzdeki altı ayı ağırdan alacağım.
I'll take it easy for the next six months, - since I'm still in recovery.
Ama kendini kurtarman bu hususta çok daha önemli.
But it's more important that you protect your recovery.
Görünüşe göre burda kalmak için bahaneymiş.
It appears you've made a remarkable recovery.
Hasta iyileşiyor olurdu. Biz de kutlama yapıyor olurduk.
The patient would be in recovery, and we would be celebrating.
Bu hastanede iyileşmenden ben sorumluyum.
You see, I'm responsible for your recovery here at the hospital.
Söylediğim gibi, umarım tamamen iyileşir. Biliyorum ki kızım da benimle aynı fikirde.
Like I said, I just hope that she makes a full recovery, and I know that my daughter feels the same way.
Tamamen iyileşmesini bekliyoruz.
We expect a full recovery. Oh.
Veriler daha az riskle ve iyileşme süreciyle yeniden olma olasılığının düşük olduğunu gösteriyor.
Data suggests low reoccurrence rate with less risk and recovery time.
Anafilaksi'den kurtulacak. Size söz veriyorum, Dr. Cole kisti almak ve kör olmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
She's gonna make a full recovery from the anaphylaxis, and I promise you Dr. Cole will do everything in his power to remove that cyst and save her vision.
Bu iyileşmen için çok önemli.
It's very important for your recovery.
Kurtarma ekipleri ile takip ediyoruz.
Checking with the recovery forces.
İyi haber şu ki ; evinin önünde vurulan Alvarado Bölgesi polisi tamamen iyileşecek.
Good news is that copper from Alvarado Division who got shot in front of his house is gonna make a full recovery.
Uzun bir tedavi süreci olacak.
It's gonna be a long recovery.
iyileşme göstermek kötü bir şey değil.
What? Recovery is a good thing.
Annenin çabucak iyileşmesi için dua edeceğim, Jorge.
I'll say a prayer for your mother's speedy recovery, Jorge.
Tamamen iyileşmesi bekleniyor.
He's expected to make a full recovery.
Kurtarabildiniz mi?
Any luck with the recovery?
Ve eğer iraden buysa, komadaki arkadaşımız Roman Godfrey'i iyileştir.
And if it be Thy will, the recovery of fellow student Roman Godfrey, who remains in a coma.
Kazanın etkisi kalp ve dalak etrafında bazı ciddi kanamaya neden olmuştu ama biz rahatladık ve sen tam iyileşebileceksin.
Well, the impact caused some severe bleeding around your heart and your spleen, but we relieved the pressure, and you should make a full recovery.
Tamamen iyileştiğin açıkça görülüyor.
It's quite obvious you've made a complete recovery.
- Tam iyileşme bekliyorum.
- And I expect a full recovery.
Bu köpeğin tamamen iyileşmesini istiyor musun, istemiyor musun?
You do or you do not want the dog to make the full recovery?
Bu duruma iyileşme süreci derler.
This thing called "recovery,"
Hızlı iyileştiğimi söyledi
He said he was fine with my recovery.
Üç ayda iyileşmiş ve kayıtları bıldığum hastane seni de içinde bulunduruyor
He had three months in recovery, and the hospital records I pulled, they showed you as the attending.
İyileşme sürecime odaklanmış durumdayım.
I'm focused on my recovery.
Sosyalleşmek de iyileşme sürecinin önemli bir parçası.
Well, socialization is an important part of your recovery.
... Bu kurtarma Bakın, Lütfen fizyo dahil...
Look... this recovery, including your physio...
Buhaber değil ki süper baba duymak istedim, o alıyor başkaünlü diz. Kurtarma olsa, bir kaltak.
Recovery's a bitch, though.
Zaman zaman kötüleşmek de iyileşmenin bir parçasıdır.
Look, relapse, it's just... it's... it's a normal part of recovery.
italya Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı hızlı iyileşmesi için en iyi dileklerini sundu
The President of Italian Republic has sent his best wishes for a speedy recovery
Gayet iyi biliyorsun ki organ alımını kendimiz yapmayı tercih ederiz.
You know good and well we prefer to do the recovery ourselves.
Tamamen, tüm etkileri geçti.
Full recovery, without any lasting effects.
Başkanın şimdilik mucizevi bir iyileşme gösterdiğini söyleyebilir misiniz?
Would you say that the President's recovery has been miraculous thus far?
Mucizevi bir gelişim gösteriyor ve tamamen iyileşeceği hareket kabiliyetinden belli oluyor.
His improvements are miraculous, and his mobility shows signs of full recovery.
Bu noktada istemli ya da istemsiz hareket etmesi, tamamen iyileşeceğini gösteriyor öyle değil mi?
Movement at this stage... Involuntary or not... shows signs of full recovery, right?
Burada olduğumuz sürece, tedavin hakkında konuşabiliriz.
Well, as long as we're here, we might as well talk about your recovery.
Vuruldunuz ve mucizevi bir şekilde iyileştiniz.
You've made a miraculous recovery.
Tamamen iyileşecek.
He'll make a full recovery.
Bu senin için bir şey ifade ediyor mu? Stonehaven rezil bir tazmin şirketi, yanlış hatırlamıyorsam.
Stonehaven is a disaster recovery firm, if memory serves.
Geçen yıl toparlanma sürecinde olduğunu söylemişti ama Judy'nin ihaneti yüzünden alkole yeniden başlamış.
Last year he said he was in recovery but had fallen off the wagon because of Judy's affair.
İyileşme ne kadar sürecek?
How long will the recovery take?
İyileşme tamamen olacak, değil mi?
And the recovery would be complete.
Sanrıları kayboldu ve biz de tamamen iyileşmesini bekliyoruz.
The delusions have disappeared, and, at this point, We're hoping for a full recovery.
Tam iyileme için şansı olduğuna inanıyorum.
I think Yvonne's got a good chance at a full recovery.
Yani?
Delicate aspects of the cross'recovery. And?