Reefer перевод на английский
162 параллельный перевод
Esrarlı sigara ve eroin iğnesi bulmuşlar.
There were reefer stubs and a heroin fix.
Kruvaze ceket, pirinç düğmeler, denizci şapkası.
Reefer jacket, brass buttons, tricorn hat.
Kullanıcıları arasında esrarlı sigaraya cigara sopa, izmarit ve joint denir.
Among users of the drug, a marijuana cigarette is referred to as reefer, stick, roach, joint.
"Tıpkı bir bir denizci gibi üniforma giyerim."
"just like a boy I wear a reefer."
- Bu marihuana mı?
- Is this reefer?
Uyuşturucu bağımlılarıyla uğraşmak istemem, tamam mı?
Look, I don't want to mess with no reefer addicts, okay?
Esrar mı çekiyorsun, yoksa yine karının adet zamanı mı?
- No. You doing reefer, or is the old lady on her cycle again?
- Sadece biraz esrardı... - Otur!
- Hey, a little bit of reefer was- -
Bu harika bir ot.
This is great reefer.
Ben de kralın donanmasında çaylak olduğum dönemleri hatırlıyorum.
I remember when I was just a reefer in the king's navy.
Buzhanede.
In the reefer.
Biri esrar çekiyor.
Someone's tokin'some reefer.
"Biri esrar içiyor", dedin.
You said, "Someone's tokin'some reefer'."
Esrar mı çektin?
That reefer I smell on you?
- Esrarı ikiye.
- Reefer on two.
Bakıyorum Kevin cigarasını benden saklamaya çalışıyor, içmekte sakınca yok.
You know, well, as I see Kevin trying to hide that reefer, it's okay to smoke it.
Gençken arada sırada ben de içerdim.
I used to smoke a little reefer myself when I was younger.
Sigaralar, bir çanta dolusu eşya, eğer isterseniz çocuğunuzun okul mezuniyetini kutlamak için bir şişe brendi.
Cigarettes, a bag of reefer, if that's your thing bottle of brandy to celebrate your kid's high school graduation.
Bir dostum Reynolds'a ot satmış.
My friend just sold reefer to Matt Reynolds.
Örneğin... bir bağımlı... esrarlı sigaraya... böcek diyecektir... çünkü... böceğe benziyor.
For example... a dope fiend... refers to the reefer butt... as a "roach"... because... it resembles a cockroach.
Tüm harçlığını buna yatırır.
He spends all of his allowance on reefer.
MacGyver içicisi etrafta bulunmasını isteyeceğiniz becerikli bir adam, özellikle iş yakmaya geldiğinde.
The MacGyver smoker is a very handy guy to have around, especially when it comes to reefer.
Biliyor musun, bunu birine söyleyeceğimi hiç düşünmezdim, ama siz ikiniz gerçekten çok fazla içiyorsunuz.
You know, uh, I never thought I'd say this to anybody, but you two smoke entirely too much reefer.
Evet, herneyse, ot-kafa.
Yeah, whatever, reefer-head.
Eğer bir hakim veya bir politikacı ağzına bir cigaralık koyarsa... bundan iyi bir hikaye çıkar.
If a judge or a politician is willing to put a reefer in their mouth, - I'll do a story on it. - Right.
Koca bir torba Reefer'ı miksere düşürdüm.
I dumped a fat sack of reefer in the mix.
- Reefer ne demek?
- What's reefer?
Sebze yetiştirmek, esrar tüttürmek... Noel'de şarkılar söylemek.
Grow some vegetables, smoke a reefer... sing some carols at Christmas time.
Valla yanlızca bildiğimiz, biyonik, bomba, fırt, nane, sensi, kronik, tatlı mary jane, bok, bomba, ganja, redifci, tomurcuk, buda, evcil, hata, Mauimaui, metod, çömlek, salla, kokarca, kütürdü -
We all know it's called da bionic, da bomb, da puff, da herb, da sensi, da chronic, da sweet mary jane, da shit, da bomb, da ganja, da reefer, da bud, da buddha, the'omegrown, the ill, the Mauimaui, the method, the pot, the shake, the skunk, the whacky - but is there other terms that parents should be aware of?
Eroin?
Reefer?
- Ferahlatıcı mı esrar mı?
- Some relief or some reefer?
Ama artık bıraktım. Bazen glokom hastası olan komşumla ara sıra ot içiyorum.
See, I was drinkin', which I've quit, other than smokin'reefer... which I do every now and then with my next-door neighbor, who's eat up with glaucoma.
Eski tiyo aldığın o kilisenin hemen arkadasında.
Right behind that Baptist church where you used to buy reefer.
Sizi içerken gördüğüm o esrarlı sigaradan mı?
More of that reefer I saw you smoking?
O herif uyuşturucu üretiyor ve satıyor.
This dude's a pot grower, a reefer salesman, a doobie doctor.
Çöp atma ve esrar içme.
Littering and smoking the reefer.
Esrar.
Reefer.
Winnebago'daki esrarı çalın ve partide ona verin.
Get the reefer out of the Winnebago and give it to her during the party.
10 dakika içinde o esrarı gitmeden valiye veririz.
In 1 0 minutes, we can get that reefer to the governor before she leaves.
Ot çekip, Pintonda düzüştüğün zamanlar... senden daha çok hoşlandığımı.
That I liked you a lot better... when you smoked all that reefer and went fucking in your Pinto.
Langmead soğutucuda.
Langmead's in the reefer.
Reefer Sutherland.
Reefer Sutherland.
Esrar?
Reefer?
- Esrar?
- Reefer?
Dondurucuya koy.
Put him in the reefer.
Onu şimdilik dondurucuya koyabilirsin.
You can pop her in the reefer for now.
Sana bakmak yerine dışarıda ot içtiğimi ona asla söylemeyeceğiz.
We'd never tell him that instead of watching you, I was out by the lagoon, smoking a little reefer.
Ta ki genç kız olup, erkekler asılana kadar.
Until you're a teenager, with the boys and a reefer.
Tekerlerinde rapçi jantı var... ... bu esrar piposuna yapışan dudakların gibi.
You got rapper rims wrapped around your tires like you had your lips around this reefer pipe.
- Teklifini kabul et.
- Listen, take him up on the reefer.
R, reçetesiz.
R for reefer.