Regard перевод на английский
1,920 параллельный перевод
Bunu kişisel trajedi olarak nitelendirmeyi tercih ediyoruz.
We prefer to regard it as a personal tragedy.
Peder O'Grady'nin 1980'de Howard ailesine karşı davranışları... Kardinal Roger Mahony, Yeminli ifade. ... sizi endişelendirdi mi?
Were you concerned about Father O'Grady's conduct with regard to the Howard family in 1980?
Görüşmenin ilk maddesi : bugünkü öldürme girişiminiz şahsıma yapıldı.
Sit-down item number one : your recent murderous overtures with regard to my person.
Yaşama saygısı olmayan biri.
Somebody who has no regard for life.
Bunun ne hakında olduğunu sormazsam, çok rahatsız olacağımı hssediyorum.
I feel that I have been very patient in regard to not asking what this is about.
Ne açıdan?
With regard to...?
Ayrıca evdeyken üstüne başına hiç dikkat etmiyorsun.
And you have no regard for the way you look around the house.
Düşünce tarzına Kopernik dönüşümünü uygulamak. Kısaca, kendine güvenin yoksa etrafındakileri senden daha işe yaramaz insanlar olarak gör.
It's almost like a Copernican revolution! you just have to regard those around you as being worse than you are!
Rapora göre, aday Brown beğenilmemiştir.
According to the report... candidate Brown is not held in high regard.
Ve yakından bakınca, aldatmalarımız fark ettiğinden daha benzer.
And in that regard, our deceptions are more alikethan you realize.
Bekle! Sanırım bir şeyler ayarlayabilirim.
Wait a minute, I think I can help out in that regard.
"Kendisi bu ülkede olmayarak görevine yeterli önemi vermediğini göstermiştir."
"By his lasting absence, he demonstrates his scant regard for the welfare of his subjects."
Senin kendinden başka kimseye saygı duymayan soğuk kalpli...
Because he thinks you're a cold-hearted bastard without any regard for anyone but yourself.
Kimsenin saygı duymadığı bir şey.
Something no one seems to have any regard for.
Gerçekleşen saldırıya karşın barış konferansı başarılı bir şekilde son buldu ve liderler konferansın ana konusu olan...
Although the peace conference was temporarily disrupted by an organized attack discussions ended successfully with regard to its primary topic allowing world leaders to...
Schweickart, Apophis'i herhangi bir doğal afeti önemsediğimiz gibi önemsememiz gerektiğini düşünüyor.
Schweickart believes we must regard Apophis as we would any natural disaster.
İyi bir penis bu yanlışı düzeltir,... ona heteroseksüel olduğunu hatırlatır sanmıştım. Sanırım biraz yetersiz kaldın.
See, I thought all it would take was some good dick to pull her back to the hetero side, but i guess you fell short in that regard.
Görünüşe göre boşsun. Görüşürüz.
In regard to what Sakuragi is saying, if you say you're getting married, together...
Yeğenin itibarını hiç mi düşünmüyorsun?
Have you no regard for your great-niece's reputation?
- Raflarınızı işgal etmek için de.
- With particular regard to shelves.
İnsanların çoğu onu kabul etmeyen herkese deli gözüyle bakar.
Anybody who do not accept it will be regard by most of the community as a crackpot.
Bence biz insanların bu bakımdan kafayı yemeden bu kadar ilerleyebilmiş olması gerçekten çok şaşırtıcı.
Ya, I think it's quite stunning how well we humans have been able to make progress in this regard. And not go completely bananas in the process.
Beni salak yerine koyma.
I won't have you regard me as a fool.
Küçük kızının ona ihtiyacı olduğunda, kendini umursamadan döndü.
When his little girl needed him, he returned without any regard for himself.
Yetişkinler olarak, eğitici alışkanlıklarla doldurulmuşuz. Bu da bizim, çocukluk mucizesini kabul etmemizi zorlaştırıyor.
As adults, we're imbued by the pragmatic routines of life, which makes it difficult for us to regard anything with childlike wonder.
Oğlum harcamaları konusunda ne rahatsız edilir ne de sorgulanır.
My son must be neither troubled nor questioned with regard to his expenditure.
Gelir durumunu açıklama konusunda kendisini fazla açık sözlü buldum.
I found him most over-frank with regard to his means.
Umarım aramızda benzer bir şey filizlenir...
And I hope a like regard will bloom between us...
Bayan Deborah'a çok saygı duyuyordu.
He held her in such high regard.
Hanbury'e olan derin saygım için, ona olan saygım ile savaşıyorum.
But I find I must wrestle my reverence for Hanbury with my regard for him.
Katkımın azlığının, sevgili Bayan Matty için duyduğum sevgi ve saygının da az olduğunu gösterdiğini düşünmene dayanamam.
I could not bear you to think that the smallness of my contribution in any way reflected the affection and regard I have for dear Miss Matty.
Dr. Harrison ile ilişkinizi hala kurtarabilirsiniz, fakat korkarım size karşı bakışım düzelemeyecektir.
You may yet salvage your connection with Dr Harrison, but I fear my regard for you will not recover.
Aslında bir yerlere varacakmışız gibi düşünmeyiz.
We don't actually regard that we are going somewhere.
Şunu anlamış bulunuyorum ki ; oğlunuz istediği şeyi elde ederken.. .. gözü kimseyi görmüyor.
I found that when he sets on something he goes at it without regard for others.
- kendi hayatını hiçe sayması.
- -with no regard for his own life.
Pek çok durumda kendi güvenliklerini riske atmışlardır.
Without regard, in many instances, to their own safety and security.
Çocuklarımın saçı için anlaşma yapmamız ikimizin de çıkarına.
It would be to our mutual interest... ... to come to some arrangement in regard to my poor children's hair.
Belki de yeterince başarılı demek, daha doğru ama şehirli mantığı, böyle abartılmış ve çocukça bir kendine güvene duyarlı olmayabilir.
Well, accomplished enough, perhaps, but a metropolitan mind may be less susceptible to extended, juvenile self-regard.
Bir sonraki dansı lutfetme tenezzülünde bulunursanız bunu büyük bir teveccüh olarak kabul edeceğim.
I would regard it as a mark of extreme favour if you would stoop to honour me with this next dance.
Kız kardeşim, "Yazarı bilinmeyen" olarak kalmak istiyor ama nazar-ı dikkate aldığınız için müteşekkiriz.
My sister wishes to remain anonymous, but your kind regard is much appreciated.
" Bu nedenle ve melekler uğruna kadın bir yetki işareti olarak başını örtmeli.
"A woman must have " a sign of authority on her head, "out of regard for the angels."
Bu uzun süreli hastalığa dair yaşam deneyiminiz hakkında bir soru sorabilir miyim?
Can I just ask a question about your life experience in regard to this long-term illness?
İnsanlar bu uyumu sürdürdükleri sürece, karşılığında denge hâlinde yaşayabilirler.
And whether people have, in fact, lived in a good balance in that regard.
Arkadaşları ; ki ben kendimi onun en yakın ve sevdiği arkadaşlarından biri olarak görüyorum, ona Geek derler.
His friends, and in this regard I would count myself as one of his closest and dearest buddies, call him Geek.
İlkel insan ölümü nasıl tanımlardı?
How did primitive man regard death?
Neden beni bir canavar olarak görüyor?
Why does he regard me as such a monster?
Söylediğin doğruysa, o zaman, tüm onurumla kendimi ona bağlı saymalıyım.
Well, if what you say is true then I must, in all honour, regard myself as bound to her.
İyi çevre sadece soy, görgü ve eğitim gerektirir, hatta eğitimi ele alırsak, bu çok da önemli bile değildir korkarım.
No, good company requires only birth, manners and education and, with regard to education, I'm afraid it is not very particular.
Bayan Elliot, Amiral tarafından ailenize bir bilgi iletmek için görevlendirildim.
Miss Elliot, I am charged with an urgent commission from the Admiral in regard to your family.
Donanmaya büyük bir saygım var fakat, sadece Lord Nelson'u düşünmek yeter.
Well, I have the highest regard for the navy, but, well, one has only to think of Lord Nelson.
Bir mücadele gibi düşünürüz.
We regard that as a hassle.