Remains перевод на английский
7,666 параллельный перевод
Gel ve yüzüme bak.
"But the one that remains in the memories."
Gel ve yüzüme bak
"But the one that remains in the memories."
Yaralarında iyi yönde gelişme var ama ruhu karanlığın etkisi altında kalıyor.
Well, his wounds are progressing nicely, but his soul remains possessed by darkness.
Sonuncusu kalana kadar bizi birbirimize yedirtecekmiş ki, son kalanı da o yesin. Bu çok fena.
But I think he said he was gonna slowly kill us one by one, forcing us each to eat the remains of the last, before himself eating what was left.
Bir adam kendini biliyorsa ve kendisiyle barışık kalırsa seçim hiç de seçim değildir.
If a man knows what he is and remains true to himself, the choice is no choice at all.
Kalanlar bu.
This is what remains.
Emin olun Tyrell Hanesi ile işbirliğimiz...
I can assure you, our alliance with House Tyrell remains...
Altın ve mücevherleri çıkarıp heykelleri ve sütunları yıkınca geriye bu kalıyor.
Strip away the gold and the ornaments, knock down the statues and the pillars, and this is what remains.
Odasından çıkmıyor.
He remains in his chambers.
Bu mücadeleden tek geriye kalan da fiziksel bir kanıt.
All that remains is some physical evidence of the struggle
Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Meclis'in programın yürürlüğe girmesinde işbirliği yapıp yapmayacağı hala bilinmiyor.
What remains to be seen is whether a Republican-controlled Congress will cooperate in pushing the program forward.
Corrigan'ın hapiste kaldığı her gün eleştiri yağmuruna tutulacağım.
I'm gonna take flak every day that Corrigan remains in jail.
Evet, ama şimdi oraya giderse ve Ay'daki bayrak dahil tüm Ay görevlerinin kalıntılarını yok ederse, Ay'a giden ilk insanın gerçekten o olduğuna tüm dünya inanır.
Yes, but if he gets up there now and destroys the remains of all lunar missions, including the Moon Flag, the whole world will believe he really is the first man on the Moon.
Bakın, Matthew Skokie'nin iyeliğini almak üzere size bir bildiri dilekçesi veriyorum.
Okay, look, I'm serving you with a notice of petition to take possession of the remains of Matthew Skokie.
- Aklın daha başına gelmemiş.
- Your madness remains.
Papa Hazretleri bile saklanırsa başkalarını yüreklendirmek gitgide güçleşir.
If His Holiness remains in hiding, he will find it increasingly difficult to sell courage to others.
Sizi temin ederim ki, şansımdan geriye kalan iyi veya kötü her şey o zarfta.
I can assure you the money in that envelope is all that remains of any fortune of mine, good or bad.
Göreceli bir iyimserliğin olduğu bu dönemde akıllarda bir soru var. İnsan hayatı yeni yeni düzelmişken bu seçkin cennet adasının milyarlarca dolar değerindeki güvenliği aşılabiliyorsa o zaman umudumuz... Tanrım!
The question that remains is, in this age of relative optimism, with humanity almost back on our feet, if an exclusive island paradise with a billion-dollar security can be overrun, then what hope- -
Başka bir haber, polise Laurel Canyon'da geçen hafta bulduğu cesedin kimliğini bulmaya çalışıyor.
In other news, police still are trying to identify the remains of a boy discovered last week in Laurel Canyon.
Şimdi bana düşen şey kanunun tüyler ürpertici hükmünü yerine getirmek. O da, sürgün olacak.
It now only remains to me to pass the dreadful sentence of the law, which is to transportation.
Tamam, şimdi sakince oturup doğum günün kalanında eğlenebilir miyiz?
Okay, can we just sit down, relax, enjoy what remains of my birthday?
Kalıntıları asla bulamazsınız. "
You will never find her remains. "
Sanığın yatırımcılarımızdan sağladığı 30 milyonun yanında kazancın büyük bir kısmı karşılıksız kalıyor.
Of the 30 billion won the defendant stole from investors, most remains unaccounted for.
Matthew Skokie'nin iyeliğini almak üzere size bir bildiri veriyorum.
Two who facilitated and one who we believe is the shooter. I'm serving you with a notice of petition - to take possession of the remains of Matthew Skokie.
İnsanların iddiası doğal olarak kalıyor ve ön inceleme için bir çalışma gerektiriyor.
The people's case remains compelling and deserves to move forward to preliminary examination.
Araştırmacılar olay yerine geldiğinde yanmakta olan şeyin aslında...
When investigators arrived at the scene, they discovered that the blaze contained the remains...
Bu lisede yıldız performansı gösterenlerin benim amigolarım olduğunu vurgulamak istedim.
Well, I just want to be clear that the star performers at this high school are my Cheerios! , and I should hope it remains that way.
Sanat, Niklaus için bir sığınaktı. Günümüzde de geçerliliğini koruyor.
Art was something of a sanctuary for Niklaus and remains so to this day.
Seçim sana kalıyor, abi.
So the choice remains yours, brother...
Kol'un kalıntılarını bizzat saklıyorum. Gerçek bedeninin küllerini.
I myself am the guardian of Kol's remains, the ashes of his true body.
Geriye kalan tek şey gidip öldürmek.
All that remains is to go for the kill.
Dahlia'nın yardakçısı St. Anne kilisesinde. Tuzak olduğu çok açık.
Dahlia's minion remains within St. Anne's Church.
Ne düşünürsen düşün, ortada bir gerçek var.
Whatever you choose, one final truth remains.
Düşüncen aynı mı kaldı?
And your position remains unchanged?
Fikrim değişmedi.
My mind remains unchanged.
Ra's al Ghul Oliver Queen'in cesedini istiyor.
Ra's al Ghul wants Oliver Queen's remains.
Karımın cinayetinin intikamı alınmamış.
My wife's death remains unavenged.
Korkarım ki cesedini bulamayız.
His remains were unrecoverable, I'm afraid.
Fakat bu ifadenin doğruluğu henüz kanıtlanmadı yani savcılık suç duyurusunda bulunmadan önce araştırmaya devam edecek.
Which remains uncorroborated, so the district attorney's office is going to continue to investigate before filing the charges.
Ölümlü bir adamın kalıntıları.
The remains of a mortal man.
Cesedi, yakınlarda Laurel Canyon'da bulundu.
His remains were recently found up on Laurel Canyon.
- Orasını göreceğiz, değil mi?
Yeah, that remains to be seen, doesn't it?
Göreceğiz.
That remains to be seen.
Bazen kaza veya yüksek ateş mesela temel psikolojik durumu kötüleştirebilir. Hep orada olan ama uyku hâlinde bir şey.
Sometimes things like an accident or a very high fever, for instance, can exacerbate an underlying psychological condition- - something that's there, but remains dormant.
Ama onun değiştiğine dair algımıza rağmen, bir şey sabit kalır.
But even though our perception of it changes, one thing remains constant.
Anlaşılan kemikler dünyadışı varlıklara aitmiş.
Apparently, the remains are extra-terrestrial.
Hastane kayıtlarını alabilirsek kemikleriyle karşılaştırabiliriz.
If we get his medical records, we can compare that to his remains.
Cesedin bulunduğu saatten dört ila sekiz saat önce ölmüş.
Dead between four and eight hours when the remains were discovered.
Waits, iki gün önce dedektifleri öldürdüğünü iddia ettiği kurbanların cesetlerine götürürken kaçtı. Bu sırada, Savcı Yardımcısı Luis Escobar'ı öldürdü ve bir Los Angeles Polisi dedektifini ciddi bir biçimde yaraladı.
Two days ago, while leading investigators to the remains of his alleged victims, Waits escaped, killing Deputy District Attorney Luis Escobar and seriously wounding an L.A.P.D. detective.
Benim gibi yaratılan sefiller için hiç ışık yok.
That its remains may afford no light to any curious and unhallowed wretch who would create such another as I have been.
Bütün kullar tanrının kutsal düsturuna göre yaşayana dek tanrının bu dünyaya olan bağı gayrimuayyen kalacak.
Until every child lives by His Divine doctrine, God's tether to this world remains precarious.