Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ R ] / Resources

Resources перевод на английский

4,319 параллельный перевод
Tüm imkanlarınızı kullanın.
Use all your resources.
Eğer Serpent Kardeşliği ile dövüşeceksek ihtiyacımız olacak kaynaklarımız orda
We've got resources that we're gonna need if we're gonna fight the serpent brotherhood.
Cabot, Çin'e giden yeni bir ticaret yolu arıyordu ama onun yerine, yolunu şaşırıp,.. ... Kanada'nın düşlenemeyecek kadar zengin doğal kaynaklarına ulaştı.
Cabot was looking for a new trade route to China, but instead stumbled upon the unimaginably rich natural resources of Canada.
Yani her sonbahar, ağaç yapraklarını döküp kaynaklarını gövdesinin içine çekerek yapraklarının ölmesine izin verir.
So each fall, the tree cuts its losses by pulling its resources back into its trunk, letting the leaves die.
Kaynakları boşa harcamamı istemediğini söylemiştin.
You said you didn't want me wasting resources.
Söyledim sana, kaynaklarımızı boşuna kullanmış oluruz.
I told you, this was a waste of resources.
Dawn kaynaklarımızı harcayamayacağımızı söyledi.
Dawn said we couldn't spare the resources.
Ben onu iyileştirebilmek için ne gerekirse kullanacaktım çocuk da bize hizmet ederek bu zararı ödeyecekti.
I'd use what I could to heal him and he'd compensate us for those resources through service.
- Bu durumu düzeltmezsem beni yanınızda tutmanıza kaynaklarınızı benimle paylaşmanıza, hatta beni korumanıza bile imkân yok.
- If I don't fix things, there's no way you people would keep me around, share resources, even protect me.
Değerli kaynaklarımızı bu kadın için harcamaya devam mı edeceğiz?
Are we really gonna keep wasting valuable resources on this lay?
- Kaynaklarımız çok kısıtlı burada.
We have very limite resources here.
Ailenin o zaman sahip olmadığı kaynaklara sahipsin.
You would have resources Your family didn't have back then.
Düzgün bir başlangıç olur fakat daha fazla kaynak olmadan çok yavaş ilerleriz.
It's a decent start, but it's gonna be slow-going without more resources.
Buna rağmen, güvenilir kaynakları var.
Nevertheless, he has the appropriate resources.
Açık bir biçimde kendi davranışlarını yeni kaynaklar bulmak için uyarlayabiliyorlar.
They could clearly adapt their behaviour to get new resources.
Kaynaklarim var, satisimla birlikte... - Mary.
I have resources, means at my disposal...
Bu ofisteki kaynakları kullanın.
Use the resources in this office...
Onları kabiliyetlerine göre en iyi yapabileceği göreve vermemiz gerekir.
We need to put our resources where they can do the most good.
Kaynaklarımızı birleştirip ortak olmamızı öneriyorum.
I propose we pool our resources, enter into a partnership.
Sana bu mesajı gönderen kişinin sağlam kaynakları var. Nick Vera gibi biri.
Whoever's sending you these texts has real resources, someone like Nick Vera.
Sana bu mesajları gönderenin sağlam kaynakları var. Nick Vera gibi biri.
Whoever's sending you these texts has real resources, someone like Nick Vera.
Sana bu mesajları kim gönderiyorsa sağlam kaynakları var.
Whoever's sending you these texts has real resources.
Onu korumak ve aileni güvende tutmak için imkânlarım var.
I have the resources to protect him and keep your family safe.
- Bebeğe bakabilecek imkânları var.
- He has the resources to take care of the baby.
Sonra Bay Yasumoto, bütün imkânlarını emirinize verecektir.
Then Mr. Yasumoto puts all of his resources at your disposal.
Büro'nun tüm kaynaklarını bu davaya... yönlendirmek istiyorum. Ekstra adam gücü, anında izinler, gözetleme cihazları...
I want to bring all of the Bureau's resources to bear on this... extra manpower, overtime approval, surveillance gear...
Emrimiz dışında olan kaynakları kullanıyorsun,... ve sadece her şey yolunda giderse seni koruyabiliriz.
You use the resources we have at our disposal, your ass is covered if everything goes south.
FBI kaynaklarını reddettim bu işi kendi başımıza halledebileceğimizin güvencesini verdim.
I turned down FBI resources and guaranteed that we could take them down on our own.
Kaynaklarımızı birleştirdik ve Fas'a bir üçkağıt için balayına gittik.
So we pooled our resources and went on a honeymoon con to Morocco.
Muhafızlardan bazıları bizi gerçekten hor görüyordu. Karşılıksız olarak burada yaşıyorsun ve kaynakları kullanıyorsun.
Some Rangers despised us.'You are about freeloaders, free live here and have entered into resources
Acil bağlantı buluşmaları için kurumun kaynakları vardır.
The Agency has resources for urgent asset meetings.
Komiser, siz ve Sanchez komutayı Flynn ve Sykes'a bırakırsanız kaynaklarımızı daha tedbirli bir şekilde kullanmış oluruz.
Lieutenant, if you and Sanchez would let Flynn and Sykes lead the charge here, that might be a more prudent deployment of your resources.
- Bebeğe bakabilecek imkânları var.
He has the resources to take care of the baby.
Bebeğini bulacağız. İkinizi birden geri götüreceğiz. Sonra Bay Yasumoto, bütün imkânlarını emirinize verecektir.
We get your baby, we bring the two of you back, then Mr. Yasumoto puts all of his resources at your disposal.
İnsan kaynakları nasıl geçti?
Hey, how'd it go with human resources?
İnsan kaynaklarına mı bildirdin?
You reported me to human resources?
Rusya'daki tüm uygun kaynaklarımızı da yoklamalıyız.
We should muster all our available resources on Russia too.
Birisi gizli bilgileri piyasaya sürmek için benim kaynaklarımı kullanıyordu.
Somebody's using my resources to pass classified secrets.
Bu balık avında Ecklie'nin bize kaynak, sağlayacağından emin değilim.
I'm not so sure that Ecklie's gonna give us the resources for this kind of fishing expedition.
Yetişkin, başarılı bir bilim insanının renkli iç çamaşırlarıyla uçan adamlarla ilgili resimli kitap satan bir dükkâna yatırım yapmasının parasal ve zihinsel kaynaklarını boşa harcıyabileceğini görüyor musun?
Can you see how a grown man, an accomplished scientist, who invests in a store that sells picture books about flying men in colorful underwear might be wasting both his financial and intellectual resources?
Kaynakları ve uzmanlığı kaybetmeyi karşılayamayacağı bir dünya.
It's a sphere of resources and expertise I can't afford to lose.
Sınırlı kaynaklarımıza göre burada çok fazla insan var.
There are too many people in here for our limited resources.
Bu anket herkesin ihtiyacı olan şeye erişmesini sağlayacak.
This survey will provide us with the proper information to get everyone the resources they need.
Evet ama kaynaklarımızın yetersizliği söz konusu ki ben de bundan endişe duyuyorum.
Yes, but it's the lack of resources themselves that I'm most worried about.
Onları yenmek için galaksimizden saparak her gezegenden ve Ay'dan kaynaklar topladık.
But defeating them is why we strayed so far from our own galaxy, why we collected resources from every planet and moon along the way.
Ve şimdi bütün kaynaklarımızı bir çözüm bulmak için, yeniden organize edeceğiz.
And now we'll reorganize all of our resources toward finding a solution.
Nadir kar yağışı ve yarım milyon dolarlık en iyi kar makineleri sayesinde,... bu şehirler çaresiz kalmıyorlar.
With it rarely snowing and with the best snow machines costing upwards of half a million dollars, these towns just don't have the resources.
Birleşik devletlerin tüm kaynakları elimin altında.
I have the full resources of the U.S. government.
Gedachtnis Esser? Savunmaya yönelik kaynaklarımızın gizliliği tehlikede.
To connect this wesen... the nature of our defensive resources could be compromised.
Kaynaklarımızın üzerinden geçiyordum ve bu otobüs hattını indirmek için alabileceğimiz herkese ihtiyacımız var.
Look, I've been going over our resources, and we need everyone we can get taking down this bus line.
Bizi kovalayarak kaynaklarınızı boşa harcıyorsunuz general.
Chasing us is a waste of resources, general.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]