Responsibility перевод на английский
10,726 параллельный перевод
Ben mesuliyeti üstleneceğim. Araştırmaya devam edip emri veren herifi yakalayıp buraya getirin!
I will take responsibility here, so bring the guy who order him to do that.
Geçen sefer yaşanan olay ile bu olayı sen üstlen.
Take responsibility for the last assault case and the police officer event.
Jo Tae Ho, şayet suçu üstlenirsen ailene bakacağını mı söyledi? Saldırı üstüne polise cinayete teşebbüs davası. Kaç yıl yatacağını biliyor musun?
Did Jo Tae Ho tell you he would take care of your family and future for taking responsibility for his crimes?
Kuş beyinliler, şu an tüm sorumluluğu üstlenmeye çalışıyor.
You morons, he is trying to take all the responsibility for someone else's crimes.
Ekipler ayrılmadan önce puan toplamak istiyorsanız Jubu kumar davasını halledin!
If you want some good credits, take responsibility for the Jubu gambling case.
Belki de saf görkemliğiniz, gücünüz ile eşiniz olmanın verdiği muazzam şeref ve sorumluluk, zavallıya fazla gelmiştir.
Perhaps your sheer radiance, your power... The awesome privilege and responsibility of being your consort was too much for the poor thing.
'Sorumluluk alması için çok genç.'
'Young, for the responsibility.
- Bay Rasenick'te ciddi bir aşağılık kompleksi var. Hareketlerinin sonuçlarını kabul etmektense insanların ona karşı cephe aldığına inanıyor. Ona göre hayatında yaptığı değişiklikler önceki hatalarından ağır basmalı.
Mr. Rasenick has a violent inferiority complex and instead of accepting responsibility for his actions, believes people have ganged up on him, that the changes he's made in his own life should outweigh his previous actions in murdering Mariana Wallace, for whom he has expressed
Bay Rasenick öfkelendi ve bilinçli olarak onu öfkelendiren insanı öldürmeyi seçti. Bay Rasenick cinayetin sorumluluğundan kaçmaya devam ediyor. Bu da bu olayın bir şekilde yanına kâr kalacağına inandığını gösterir.
Mr. Rasenick got angry and consciously chose to kill the person who made him mad, and that Mr. Rasenick continues to avoid responsibility for the murder indicates he believes, to some extent, that he should get away with it.
Sorumluğu devretmenin bedeli bu.
It's the price you pay for delegating responsibility.
Çünkü söz verdin, birinin arkasından iş çevirdin,... verdiğin sözü tutmadın ve iş gerçeklerle yüzleşmeye gelince sorumluluğu üstüne almaktan kaçıyorsun.
Because you made a promise, snuck behind someone's back to break it, and when confronted with that fact, you're denying all responsibility.
Hatanın mal olduğu şeylerin sorumluluğunu üstlen.
You take no responsibility for the wreckage your mistakes have caused.
- O adamı yakalamayı bir borç biliyor.
As for his responsibility to the crime he committed...
Sana çok önemli bir görev vereceğim ama sürekli sarhoş gezersen bu sorumluluğu taşıyacağına güvenemem.
I have a very important job for you, but if you're zonked out all the time, I'm not sure I can trust you with the responsibility. No!
Tom, bu aksiliğin bütün sorumluluğunu ben üstlenmek istiyorum.
Tom, I want to take full responsibility for this mishap.
Bu nedenle kısa bir süreliğine kampanyaya katılan restoranlarda Tam Sorumluluk menüsünü size 4.99 dolardan sunuyoruz.
That's why, for a limited time, everybody, we are offering our special Full Responsibility Poppers at participating restaurants for only $ 4.99.
Olanlar için üzgünüm, ama benim sorumluluğumdu.
I'm sorry for what happened, but it was my responsibility...
Bunun sorumluluğunu bizzat ben alıyorum.
I take personal responsibility for that.
Bu onun sorumluluğu.
It's her responsibility.
Sorumluluğumuz var.
We have a responsibility.
Peki Marwan'a olan sorumluluğumuz?
What about our responsibility to Marwan?
Ya senin sorumluluğun?
Your responsibility?
Sorumluluğu üstlendin.
You took responsibility.
Benim sorumluluğum sadece.
It's my responsibility.
O olayın sorumluluğunu üzerine aldın mı hiç?
Did you ever take responsibility for the incident?
Daha önce olduğu gibi, haber kuruluşu olarak bu bilgilerin güvenilirliği için sorumluluğu alıyoruz. - Alo. - Bugün görüşebilir miyiz?
As before, we as a news organization take responsibility for the reliability of this information...
Buna binaen, iddiaları dinledim ve davanın olgularını gözden geçirdim. Ağırlaştırıcı sebeplerle hafifletici sebeplerin karşılaştırılması tarafımca gerçekleştirilmiştir.
Therefore, I have heard the arguments and reviewed the facts of this case, and the responsibility for weighing the aggravating factors against the mitigating factors rests solely with me.
Bu çok fazla sorumluluk getirir.
That's so much responsibility.
Danimarkalıların çarpışmaya nasıl başladıklarını kalkan duvarı nasıl oluşturdukları gibi şeyleri savaşçılarımıza göstermek onun sorumluluğunda olacak.
It will be his responsibility to show our warriors how the Danes approach battle, the construction of their shield wall and the like.
Benim sorumluluğumda.
He's my responsibility.
O senin hastan, senin sorumluluğun.
He's your patient, your responsibility.
Garcia, kurbanları ve online olarak saldırıyı üstlenenleri araştır.
Garcia, look into the victims And also anyone online claiming responsibility.
Sorumluluğu üstlenen olmadı mı?
And nobody's claimed responsibility?
Sorumluluk alması için ona meydan okudun ve o seni dinledi.
You challenged him to take responsibility, and he listened.
Benim inancıma göre, vatandaşlarının yardımına koşmak devletin bir görevidir.
I believe our government has a responsibility to go to the aid of its citizens.
Millet onların hiçbir konuda sorumluluk alamamalarından usanmıştı.
People were disillusioned by their inability to take real responsibility for something.
Onları hazırlamak zorundasın.
- Look, this is your responsibility. You have to get them ready.
Çünkü her insanın, sorumluluğunun yükünü taşıması gereken bir zaman gelir Ticaret Bakanm.
Because there comes a time when all men must bear the weight of their responsibility, Trade Minister.
Bak, üzgünüm, ama yapmadığım hatalar yüzünden sorumluluk alacak değilim.
Look, I'm sorry, but I didn't get this far taking responsibility for mistakes I didn't have to.
Sorumluluklarımın artması hoşuma gitti.
I like the added responsibility.
O gece ayrılmasına ben sebep olmadım, benim sorunum değil.
I didn't make her leave that night, it's not my responsibility...
Bu hep benim sorumluluğumdadır.
It was always my responsibility.
Adalet Ligi Hepsi sorumluluktan ibarettir.
The Justice League is all about responsibility.
Hep daha çok sorumluluk isterdin.
Well, you always wanted more responsibility.
Ve bunun içinde tüm sorumluluğu üstüme alıyorum.
And I... take full responsibility for that.
Bu karmaşanın tüm sorumluluğu bende.
I-I take full responsibility for this mix-up.
Büyük sorumluluk, büyük don çekme şakası getirir.
With great responsibility comes a great wedgie.
Sanırım büyük sorumluluk, büyük yalnızlık da getiriyor.
I guess with great responsibility comes great... loneliness.
Neden itiraz etmiyorsunuz? Ama bundan da öte, bunun benim sorumluluğum olduğunu düşündüm.
But more than that, I thought it was my responsibility.
Bu bizim sorumluluğumuz.
It has to be it's our responsibility.
- Onlar benim sorumluluğumda.
They're my responsibility.