Result перевод на английский
6,248 параллельный перевод
Böylece o parçayı bitirmeyi garantilemiş olduk,... çünkü 60 bin insana "Don't You Worry Child" ı... duyacaklarını söyleyip sonra da yetiştirmemek biraz sıkardı.
Result, we had a deadline to finish this thing. If you tell 60,000 people that they will hear it... Do not You Worry Child then you should finish it.
Bütün yaptığım altlisteleri takip etmek oldu o da bizi sıralamaya götürdü.
All I had to do was follow the sublist to its result array.
Sonuçta eğitim almayınca ne olduğu ortada.
And just look at the result of not being educated.
Testin sonucunu ilk görünce ben de şok oldum.
I was surprised myself after the first test result.
.. da pozitif çıkmasını istedim.
... the second result's positive too.
Birkaç ay boyunca, bu yüzden tokat yemeden geçen bir gün yoktu.
For a few months there, wasn't a day went by that I didn't get slapped as a result of it.
Ve sonuç olarak sadece senin hayatını kurtarmakla kalmadı... bana özgürlüğümü vermiş oldu.
And as a result, he not only saved your life, he granted me my freedom.
onu acını sonlandırmak için kullandı, ve sonuç olarak, beni özgür kıldı.
he used it to end your suffering, and as a result, he granted me my freedom.
Bu yüzden üçüncü kez soracağım biraz daha açık olayım sizin rehberlik seansınızda Birleşik Devletler Başkanı'na herhangi bir ilaç yazıldı mı ya da ilaç kullanıldı mı?
So I will ask fora third time. And let me be more specific. Was any medication prescribed or taken as a result of your counseling session by the President of the United States?
Claire açık fikirli oldu ve sen de cinsel saldırı tasarı reformunu aldın.
Claire kept an open mind, and you'll pass sexual assault reform as a result.
- İddianame duruşmaları politik manevra sonucu oluşmuştur, gerçek üzerine değil.
- These impeachment hearings are the result of political maneuvering, not- -
Başkan Qian ile geçen verimli konuşmanın sonucunda kendisi de Çin gemilerine aynı emirleri verdi.
This was a result of a productive conversation with President Qian, who gave similar orders to Chinese naval vessels in the same region.
Yeni habercimi yendin Terrax. Sadakatini, cesaretini ve neye mal olursa olsun galip geleceğini gösterdin.
You have bested my new Herald, Terrax, showing loyalty, courage, and the rare result to triumph at any cost.
Yani, beş Morty ve bir buji kablosuyla da aynı sonuca ulaşılabilir.
I mean, you could accomplish the same result with, like, five Mortys and a jumper cable.
Buradaki ulna kırığı tipik sonucudur doğrudan bir darbe iken kendini savunma kolum.
This ulna fracture here is typically the result of a direct blow while the arm's in self-defense.
Şimdi de arınma... işine takmış ve oğlum büyümüyor.
Then she came with that purity... and the result is that my child is not growing.
- Sonuç nasıl?
What's the result?
Bunun sonucunda şimdi hamileyim.
As a result, I'm now pregnant.
Yapmazsan Peter Farragut derhal öldürülecek.
Failure to do so will result in immediate termination of Peter Farragut.
Bunlar, yapmış olduğun acımasız taktiklerin bir sonucu.
This is all the result of your heavy handed tactics.
Sonuç olarak da bilgisayardan sabit diski çikarman gibi oldu.
The result was like unplugging the hard drive from the computer.
İçimdeki ses şunu diyor, eminim sen de katılıyorsundur sağa doğru 3bit 0 ile sola kaydırma yapabiliriz ki bu daha hızlı olur ve 186'daki aküyle aynı sonuçları verir ama bilmiyorum, senin düşüncelerini duymak isterim.
Now, my gut says, and I'm sure you'd agree, that we can do a shift-left-together three-bit-zero fill to the right, which is faster and gives the same result on the accumulator on the 186, but... I don't know,
" Baş dönmesi ve denge kaybı loseminin sonuçları olabilir.
" Lightheadedness and loss of balance can be a result of anemia. A lot of people with leukemia
Örneğin, aramaların % 38'i tuşlara yanlışlıkla basılma sonucu oluyor.
For instance, 38 percent of all calls to the 911 system are the result of unintended pressure to the keypad.
Senin Reis olmana yardım edecektim ve sonrasında sonuç olarak, evlenecektik.
I would help you become Earl, and then, as a result, we might be married.
Bel bölgesinden yağlı insanlara karşı istem dışı tiksinme duygumdan dolayı bu görüşmeyi size bakmadan yapmak zorundayım.
As a result of my involuntary repulsion towards people of considerable girth, I will have to conduct this meeting facing away from you.
Chloe Campbell ve Lana Brewster. İkisi de aynı şekilde, göğüs kemiklerinde sanki çivi gibi bir şeyle delinmiş sonucu öldüler.
Chloe Campbell and Lana Brewster were both killed as a result of a nail-like stake being punched through their sternum.
Radha-Raja Reddy davası bugün sonuçlanacak, değil mi?
Radha-Raja Reddy case result will be declared today, right?
Yanıldığını itiraf etmeyi sevmiyor ve sonucunda yanlış insanları cezalandırıyor.
He hates to admit he's wrong... and as a result, the wrong people get punished.
Kendisinin ve numuneler ile birlikte tüm çalışmalarının teslimi dışındaki her şey Komutanınız ve arkadaşının ölümü ile sonuçlanacak.
Anything short of her delivery, along with all relevant samples and work, will result in the death of your captain and his companion.
Kesin olarak eminim ki Basilisk kanı ateştopu olarak sonuçlanır.
I'm certain Basilisk blood would result in a fireball.
Altı kez ölçtüm.
Same result :
Çevreye maruz kalan insanların vücudundaki kurşun miktarında bir artış var gibi görünüyor.
Uh, looks like there seems to be an increase in the concentration of lead in people as a result of exposure to the environment. Is that correct? That is correct.
Bana bunu o söyledi, Diane'yi tehdit ettim ve onu...
She told me and as a result, I blackmailed Diane and I
İkimizde bunu Francis'i korumak için yaptık ve sonuç olarak ikimizde onu kaybettik.
We both did this to save Francis, and, yet, we both lost him as a result.
Bizi sonuca yaklaştıran her hareket en iyi hamledir değil mi?
Any move that gets us closer to that result is the best move, right?
- Busonucudur.
- This is the result.
Yalnız bir şey var sürpriz olacak bir şey gördüm o yüzden yeniden test yaptım ve aynı sonuçları aldım.
Uh, there is one thing, however, and, uh, I was a little surprised to see it, so I re-tested and, uh, got the same result.
Cornielle DNA testi sonucunu söyledi mi?
Did Cornielle tell you about the DNA result?
Sonuçta maden zenginliği ve tehlike altındaki dağ gorilleriyle ünlü bu bölgede birbirini izleyen karanlık çatışmalar oldu.
The result? A succession of murky conflicts in a region famous for its mineral wealth and for its endangered mountain gorillas.
Hatalı yelekler, üretim eksikliklerinin sonucuydu, evet.
The faulty vests were the result of a manufacturing defect, yes.
Bir sonuç çıkarsa, herhangi bir mahkumiyet çıkarsa Osman mektubunu devreye sokabiliriz.
If we can get a result, if we can get any kind of conviction against him, we can go back in with the Osman letter.
- Mühim olan netice değil.
The result is not the key.
Bunun sonucu, güneş ışınlarının büyük kısmının en az 5 yıl boyunca yüzeye erişmesini engelleyen küresel bir pus oldu.
The result was a global haze that blocked most of the sunlight from reaching the surface for at least five years.
Muhtemelen genetik mutasyon sonucu olabilir.
It's possibly the result of genetic mutation.
Bağ ile boğulmanın sonucu olarak nefessiz kalarak ölmüşler.
They died of asphyxiation as a result of ligature strangulation.
Seni silsileyi bozmanın getireceği huzursuzluk konusunda uyarmıştım.
I warned you of the unrest that would result From changing the line of succession.
- Sonuç ne oldu?
With what result?
Karşılığında bir takım zorluklar yaşadı.
STELLA : Then he got into difficulties as a result.
- Sirozun var, kronik progresif karaciger hastaliginin sonucu olarak.
You have cirrhosis- - the result of chronic progressive liver disease.
Sonuç odaklı biriyim.
I'm a result-oriented guy.