Rezalet перевод на английский
2,283 параллельный перевод
Rezalet.
Yeah, fucking nice.
- Tam bir rezalet.
- It's a real bitch.
- Tam bir rezalet.
- You two, break it up. - That's enough. - Stop it!
Bu şimdi gerçek bir rezalet!
This is just... This is grotesque.
Rezalet.
That's fucked up.
Evet, durumun ne kadar rezalet olduğunun farkındayız ve bunun nedeni ben değilim.
Yeah, but we all know what a shambles that is, and it's not because of me.
Biliyorum, biliyorum, bu rezalet.
I know, I know, it's terrible.
Kalbim onu istiyor, bu rezalet.
My heart goes out to him.. terrible.
Rita'nın annesi kızını banyodaki çiçeklere bağırırken görmüş. Çiçeklere "Rezalet bir familya adınız var." "Neye benzediğinizi sanıyorsunuz piç kuruları." diye bağırıyormuş.
Rita's mother found him crying in the bathroom ferns... saying things like "You're a disgrace to his family"... and "What you see, you bastard... you nuts?"
Evime geri dönmek bir rezalet olur!
It's outrageous to be returning back to my place!
Yapacağın rezalet çıkışı dengeler.
It will make up for your ignominious exit.
Bu lanet olası bir rezalet ve bundan olabildiği kadar çabuk uzaklaşıyorlar.
It's a fucking mess and they're backing away from it as quickly as they can.
Eğer kocanızdan değilse,... sizin çok büyük rezalet saydığınız bir şey olabilir!
If it's not from your husband, it might be an outrage to the principles you yourself proclaim!
Rezalet kendini açığa çıkarmaya çalıştı.
Disgrace has tired itself out.
Rezalet.
Outrageous.
Senden rezalet bir poker oyuncusu olur.
You'd be a terrible poker player.
Eski kocam öğrenirse rezalet çıkarır.
You wanted to see her. Here she is.
" Rezalet!
" Absurd!
İşin sırrı şu ki, kitabın rezalet.
The secret is it sucks.
Mısır'da bu gece büyük bir rezalet yaşandı. Giza Piramiti'nin çalındığı ve yerine devasa şişme taklidinin konduğu ortaya çıktı.
Outrage in Egypt tonight as it was discovered that the Great Pyramid of Giza had been stolen and replaced by a giant inflatable replica.
Rezalet.
It's terrible.
Ah, bu rezalet.
Oh, this sucks.
Rezalet.
This sucks.
Bu rezalet için ne yapmam gerekiyor, Hank?
What am I supposed to do with that mess, Hank?
Size yapilanlar, bir rezalet.
It's outrageous, how they treat you.
- Rezalet!
- That sucks!
Ne rezalet.
What a mess.
- Bu rezalet.
- That's rotten.
- Bu ne rezalet?
- What the fuck, dude?
Rezalet resmen.
It's fucking humiliating.
İnsanlara göre bu çocuklara yapılan, tam bir rezalet.
People are saying what happened to some of these children is an outrage.
Bu takım elbise tam bir rezalet.
This suit's so lame.
Bu battaniyeler rezalet!
Those blankets are ridiculous!
Bu ofis rezalet bir yer.
This office is a wreck.
Rezalet!
That's silly!
Bu oda rezalet.
This room is crap.
Bu rezalet.
This is a disgrace, referee...
Burada rezalet çıkmasın.
Let's not make a scene.
Benim odam rezalet.
That mine is a shithole.
Rezalet bir durum!
It is frakked up!
Öyleyse, iki dakika önce yazdığım bu rezalet monoloğu geçelim.
So let's, uh- - Let's get through this horrible monologue That I wrote two minutes ago.
Ama, seni olmak istediğin yerden alıkoyacak şey gerçek bir rezalet.
But the one thing that can keep you from where you wanna be is a scandal.
Rezalet!
You suck!
Bu tam bir rezalet!
This is an absolute outrage!
Rezalet gözüküyorsun.
You look like shit.
Rezalet!
Such humiliation!
Bu uluslararası boyutta bir rezalet.
- This is a travesty of international proportions.
Bu şarkı rezalet olmak suçundan tutuklanmalı.
This song should be arrested for the crime of sucking.
David Geddes tarafından söylenmiş, müthiş rezalet bir 70'li yılların hit şarkısını seçtim, "Run Joey Run".
I've chosen David Geddes'fantastically terrible'70s top ten hit- - "Run Joey Run."
Bir Pujol ile bir Marquiset, rezalet olur.
A Pujol with Marquiset, it would catastrophe.
- Tap tekerleğim rezalet.
My tap wheels suck.