Rhyme перевод на английский
1,071 параллельный перевод
# Uyumlu olmak için çabalamaya
For us To try to rhyme
# Zamana uyakla damgasını basıyor # Basıyor
Marking time to the rhyme With his hoof, with his hoof
# Bu yüzden bana biraz zaman ver karakterler uyduğunda # # ve hikaye iyi olduğunda... #
♪ And build me a time where characters rhyme ♪ And the story line is kind...
Bazen gerçeğin çirkinliğinden ve kabalığından korkmuş küçük bir kız oluyor. Düşsel dünyasını korumak için kafiyeli konuşması gerekiyor.
At times, she's a little girl, terrified by the brutality and ugliness of reality, and she has to talk in rhyme to preserve her fantasy world.
Etrafındakilerin istekleri onu ürkütüyor ve tekrar küçük bir kıza dönüşüyor ve kafiyeli konuşuyor.
So much wanting. And then that frightens her, and she has to go back into the little girl again and talk in rhyme.
Uyaklı oldu mu?
Does it rhyme?
Kafiye başına bir peni, yeter bana
A penny a rhyme will do me fine
Kafiyesine iki peni, yeter de artar bile
Tuppence a rhyme I told you so
KafiyeIi.
They rhyme.
Sarhoşken bile kafiyeyi tutturdun yahu!
When you're drunk, you can even rhyme!
Başka bir şiir daha yazdım, şöyle..
I've made up another rhyme that goes like this.
Eski bir halk şiiridir, hepsinde olduğu gibi bunda da gerçeklik payı vardır.
It's an old folk rhyme, and like most of them, there's a grain of truth in it.
Kafiyeye gerek yok.
It doesn't have to rhyme.
Agnes, bu tekerleme onun için çok zor.
Agnes, that rhyme is too long for him.
Kelimeleri daha yeni öğrettim ona. Söylediğin tekerlemeleri anlayamaz ki.
I just taught him separate words and he can't understand your rhyme yet.
Boris Dimitrovitch, şaka mı yapıyorsun? Ya, ipe sapa gelmez bir şeyin etrafında dolanan bir sürü saçma insansak?
What if we're just a bunch of absurd people who are running around with no rhyme or reason?
Kafiyeli olmayanlarından bahsediyorum.
I mean, when it doesn't even rhyme.
Baylar bayanlar. Siz de şahit oldunuz. Bayan Paula Powers'tan seksi bir kafiye.
Ladies and gentlemen you have just heard it a sexy rhyme from Miss Paula Powers.
Büyükbaba bize bir çocuk şiiri okusana.
Grandpa, tell us a nursery rhyme.
İşte size Zambel'den bir şiir : "Ne kemikli ne de kabuklu gelir"
"Here's a rhyme from Zambel With no bones or any shell"
Bu çocuk şiirindeki tekerlemeleri.. arayan bir adamın hikayesidir.
This is the story of a man searching for a nursery rhyme.
"Çocuk şiiri bilip bilmediğimi sordu."
He asked if I knew the words to a nursery rhyme. "
"Akira çocuk şiiri sözleri arıyor."
Akira seeks the words to the nursery rhyme.
Bu ses çocuk şiiri söylüyordu.
That voice sang the nursery rhyme.
Akira sorar, "Bunun için neden çocuk şiiri kelimelerine takıntılıyım?"
Akira asks, " Why am I obsessed with the words to that nursery rhyme?
Onun cildine ve kıyafetlerine yazdığı.. çocuk şiiriydi.
What she wrote on his skin and clothes were the words to the nursery rhyme.
Sonra, zevk evinde, kızlardan biri çocuk şiiri mırıldanır.
Later, in the house of pleasure, one of the girls hums the nursery rhyme.
O çocuk şiirinin sözlerini bir kez dinlemek ister.
He'd like to hear the words to the nursery rhyme just once.
Kendi kafasınca, tehlikeli işlere karıştı.
He'd go into dangerous situations without any rhyme or reason and just improvise.
" Yine de son mısranı ararsın beklerken o anı
" But yet we'll write a final rhyme While waiting crucifixion!
- Evet, çocuk şarkıları gibi :
- Yeah, nursery rhyme, like :
Şairler uyaklara döker yalnızlıklarını.
Poets rhyme their lonliness.
Dinliyorum general!
- It will rhyme, general.
Şu uyağı okurum :
I recite this rhyme :
Ama kelimeler çıkarken, kafiye istiyorlar.
But when the words come out, they want to... rhyme.
En kötü ihtimalle, görmediği şeylerin sesini duymaya başlar ve benim gibi kafiyeli konuşur.
Worst that can happen is he starts to hear things that he don " t see... and rhyme his words just like me.
Evet, önce kulakların çınlar ve sonra bir süreliğine gözlerin kararır ve sonra kafiyeli konuşmaya başlarsın.
Yeah, first your ears start to ring... and then, every once in a while, your eyes start to fog over... and you start to rhyme your words.
asonans, bir tür kafiyedir.
- Er, no. Erm, assonance, it's a form of rhyme.
Oo evet, yanlış kafiyelendirme demek.
Ooh, yeah, means getting the rhyme wrong.
Hiç böyle düşünmemiştim. ama sanırım yanlış kafiyelendirme anlamına geliyor.
I've never thought of it like that but I suppose it does mean getting the rhyme wrong.
asonans bir kafiyedir, Sadece sesli harflerin benzerliğiyle oluşur.
Assonance is a rhyme, the identity of which depends merely on the vowel sounds.
asonans yanlış kafiyelendirme demektir.
Assonance means getting the rhyme wrong.
Yanlış kafiyelendirme demektir!
It means getting the rhyme wrong!
Ayrılmadan önce eklemek istediğin bir şey var mı?
She remembers something particular rhyme accident?
Ama Zelig'le kafiyeli bir şey bulamadı.
But then he couldn't find anything to rhyme with Zelig.
Farketmez, kafiyeli olsun yeter.
Doesnt matter, they should rhyme!
Ama kafiyeli.
But they rhyme!
- Güzel kafiye.
- Crazy little rhyme.
55. Ne mermer ne soylu beylerin yaldızlı anıtları ;
[55] Not marble, nor the gilded monuments of princes... shall outlive this powerful rhyme,
Sorun, onunla kafiye yapacak kelime olmaması.
Problem is there's nothing to rhyme it with.
Üstelik kafiyeli bile değiller.
They don't even rhyme.