Roads перевод на английский
2,954 параллельный перевод
Ne yol vardı oraya ne bir şey.
There were no roads, nothing.
Her kimse donanma üssünü yok etti bu dağa gelen tüm yollar da yok edildi.
Whatever it is, it took out the marine base all roads leading to this mountain have been destroyed.
Kır yollarında araba kullandım, tepelerde, ormanlarda, boş arazilerde.
We drove along country roads, up hills, through woods, through fields.
Varlığını hiç bilmediğim yollara girdik.
We drove down roads I never knew existed.
Bu yolları, daha sonra, tek başıma asla bulamazdım.
Roads, later, I could never find on my own.
Okyanusların bariyer değil, aksine yollar olduğunu.
That the oceans were not barriers, but roads.
Evlerden ve yollardan yoksun bir bölgede.
A land without roads or paths.
Evet, halka açık yerlerde yasaktır.
Yes, on the public roads.
Yollar açıldı.
The roads are open.
Yol bayağı berbat hâlde.
The roads are pretty awful.
Claridge'e giden tüm yolları kapattıklarını biliyorum. Ama şu anda su üzerinde uçuyorum. ve her yerde ölmüş balıkların leş yığınları var
I know they shut down all the roads going into Claridge, but now I'm flying over the water here and there's just, like, a shitload of dead fish everywhere.
Okumayı sevdiğim bir şiir gibi
It's like that poem about the roads I always liked.
Sarı ormanlığa açılan 2 yol
" Two roads diverged in a Yellow wood.
Özellikle bu felaket yollarınız yüzünden.
Especially on these horrible roads you've got here. I know, Mom.
Amerika'da uyulan ilke ve kuralların en ince ayrıntısını düşünmenizi istiyorum.
Think of America's roads veins.
Dar yollar çok karmaşık.
The small roads provide great covers.
O küçük yollara ulaşmadan önce onu durdurmuş olacağız.
We'll stop him before he reaches the small roads.
Herkesin dikkatli olsun, şüpheli dar yollarda saklanıyor olabilir.
Attention everyone, suspect might be hiding in the small roads.
Asfalt yolu yoktur ama...
There are no paved roads, but...
Yollar tamamen kapanmış.
The roads are completely blocked.
Yol haritalarını.
Maps for the roads.
Ve yollardaki tünellerin haritalarını.
And maps for the tunnels below the roads.
Kentten bütün çıkışlar tutuldu.
All roads out of town are blocked.
Ve yolları hemen kapattılar.
That they sealed off all roads quickly.
- Nereye gidiyoruz? - Yolların kapalı olduğunu biliyoruz ama suyu denemedik daha.
- Well, we know the roads are blocked, but we haven't tried the water yet.
- Ana yollardan da uzak duralım.
- Stay off the main roads.
- Önce Washington'a gittik. Mülteci kampı olabileceğini duymuştum ama yollar o kadar doluydu ki, yaklaşamadık bile.
No, first it was D.C. I heard there might be some kind of refugee camp, but the roads were so jammed, we never even got close.
Carl, tali yoldan git.
Hey, Carl, take the side roads.
Tozlu Yollar şu anda liderliği sürdürüyor. Lord Carlow'un Süvarisi ise ikinci sırada.
Now Dusty Roads asserts himself as Lord Carlow's rider is content to sit second.
Widnes etrafındaki yolları da kapatıyorlar.
And they're closing the roads four square mile of Widnes.
Galiba yolun yarısı GPS'imde görünmüyor.
Well, I'm guessing half the roads that get me there won't show up on my GPS.
Yol çok kaygandı.
Roads were slippery.
Tüm ulaşım yolları yaratıklar sebebiyle kullanılamaz durumda.
Today all roads are impassable due to the vast numbers of walking fish.
Arka yollardan gideceğiz, kimse bizi görmemeli.
We gotta stick to the back roads, we can't be seen out here.
- Yol yok.
- There are no roads.
Şayet eyelet polisleri 165. karayolunu kapattıysa, bu diğer yolların da kapanacağı anlamına gelir.
If troopers got 165 blocked, that means they got other roads blocked, too.
10 dakika içinde sizlere yol durumu hakkında bilgi vereceğiz.
We'll update you on what's happening on the roads in about ten minutes.
Londra, Newcastle ve Glascow'a bağlanan metro yeraltı metro ve kavşaklarının tıkanık olmasından dolayı yollar tamamen kapandı.
Chaos on the Tube and gridlock threatened on the roads this morning as the underground networks in London, Newcastle and Glasgow suffer a total shutdown.
Yollar kapandı.
Roads were closed earlier.
Yolculuk etmek, devrilen ağaçlar... ve sel basmış yollar sebebiyle, neredeyse imkansız.
Travel is near impossible due to downed trees and flooded roads.
Şu anda üsten dumanlar yükselmeye devam ediyor. Andrews'a giden bütün yollar kapatılmış durumda.
A cloud of smoke is still visible... and the roads around Andrews are blocked.
Acil müdahale araçları için lütfen ana yollardan ve otoyollardan uzak durun.
Please stay away of roads and highways. The emergency vehicle need to go.
Yollar tıkalı.
The roads are blocked.
Merak etmeyin, yan yollardan gideceğim.
Don't worry, I'll take the side roads.
Tehlikeli yolların üstündesiniz rahibe.
These are dangerous roads, Sister.
Hayır sadece ara yollardan gitmiştik.
No. We only took back roads.
Otoyol devriyesi bütüm yollar kapattı.
The highway patrol closed all the roads.
Yollar, okullar, güvenlik.
Roads, schools, defense.
Otoyol kapalı bu yüzden köy yollarını kullanmaya çalışıyorum, tamam mı?
The motorway's closed, so I'm trying to use the country roads. All right?
Her gün aynı yoldan gitmemem gerek.
Not supposed to take the same roads every day.
Neredesin Nathan?
♪ all the roads... Where are you, Nathan?