Rookie перевод на английский
1,555 параллельный перевод
Julia'nın hünerli bir dolandırıcı olduğunu biliyorum ama bence acemi bir katil.
I know that julia is a savvy con artist, but I'm thinking, she's probably a rookie killer.
Tecrübeli şampiyon patenci ve acemi çaylak.
Experienced champion skater, really, with a raw rookie.
Klasik zaman yolculuğu mantık hatasıdır.
This is a classic rookie time-travel mistake.
- Çaylak, benimle gel. - Peki efendim, Hadi gidelim çocuklar.
- Rookie, you come with me.
Çaylağa yatağını nasıl yapacağını mı gösteriyorsun?
Teaching a rookie how to make his bed?
Hadi çaylak, gidelim.
Come on, rookie, let's go.
- Gördün mü... Şuradaki acemiyi?
- You see... the rookie right there?
Acemi bir polisken taşan bir ırmağın ortasındaki kum tepeciğinde mahsur kalmış küçük bir çocukla ilgili olarak çağırılmıştım.
When I started out as a rookie cop I responded to a call about a small child that Was stranded on a sandbank in the middle of a flooding river.
Yeni yetme değilim Marek.
I'm no rookie. I've lost men before.
Çaylağımız nasıl?
How's the rookie?
Bu, sık rastlanan bir çaylak hatasıdır.
Look, it's a common rookie mistake.
Çaylakça hareket.
Rookie move.
Boşver, çaylak.
Never mind, rookie.
Doğrudan çaylak papazların el kitabından alıntı.
Right out of the rookie preacher's handbook.
Ben hasta olduğum için, sen çaylaklar şampiyonasını kazanmıştın.
I was sick, so you won the rookie championship finals.
8 yıl önce hilekâr bir yargıçla bahis oynamak için... olay yerinde yalnız bıraktığın çaylak CSI.
Rookie csi you left alone at a crime scene eight years ago to go place bets for a crooked judge.
Sokakları arşınlayan acemi çaylak gibiyim.
i'm out here pounding the pavement like some damn rookie!
Tamam. Ama şube bütçesinden bir kaç dolar tasarruf etmek uğruna tecrübelerimi bir çaylağa tercih mi edeceksiniz?
But if - - if you want to save a couple of bucks out of our division's budget by - - by trading my experience for a rookie...
Çaylaklık dönemimde almıştım.
I got this when I was a rookie.
- Yani artık çaylak değilim.
Means I'm not a rookie anymore.
Böyle olmasını ister misin, çaylak?
Now, you want that on your resum? Rookie?
Şehrin her tarafındaki kaçak anonsu sayesinde.
Citywide apb. Rookie comes through with the big bust.
Hey, Çaylak eğitiyorum izlemek ister misin?
Hey, we're breaking in the rookie, wanna watch?
- Rookie?
- Rookie?
Kendini kötü hissetme Penny, bu klasik bir acemi hatasıdır.
Don't feel bad, Penny, it's a classic rookie mistake.
Acemice bir hata.
It's a rookie mistake.
- Bana yeni bir çaylak vermişsin.
I just found out I've been assigned a rookie.
Çaylakla ilgili ne düşündüğünü haber verirsin.
Let me know what you think about the rookie.
Acemi şansı.
Yeah, rookie's Juck.
Bu çaylak işi değil, değil mi?
This isn't a rookie thing, is it?
Kusura bakma ama sana güvenmek acemice bir hata yapmak olabilir.
No offense, but I'd say trusting you would be making a rookie mistake.
Klasik çaylak hatası.
Common rookie mistake.
MRl'ya daha önce girmemiş birine tavsiyeniz var mı?
Got any advice for an MRI rookie?
Canın cehenneme, çaylak.
Fuck you, rookie.
Çaylak bir devriyenin arabanızdaki kanı fark etmesi üzerine... yakalanmıştınız, değil mi?
You were caught because a rookie patrolman spotted blood on your car, correct?
Bir çaylak için hiç fena değilsin.
Not bad for a rookie.
Hey çaylak!
Hey rookie!
Bu bir çaylak hareketi, ama bence sakıncası yok.
THAT'S A ROOKIE MOVE, BUT I DON'T MIND.
Hala ümit vaat ediyorsunuz çaylak.
There's hope for you yet, rookie.
Ses tonunu beğenmiyorum çaylak.
I don't like your tone, rookie.
Al bunları da gel benimle, çaylak.
Take these with you and come Rookie...
Hatırlıyorum, çaylak bir polis olduğum sırada bölgenin en iyi yerlerine beni kendisi götürürdü.
When I was a rookie, he turned me on to all the best cooping spots in the precinct.
O bir çaylak, ne yapacağını bilmiyor.
He's a rookie, so he doesn't know what to do.
Daha yolun başındasın.
You're a rookie at this.
Acemi kütüphaneciler onları asla bulamaz.
Rookie librarians can never find them.
Çaylak olabilir ama iyi durumda.
He may be a rookie, but he's seen better days.
Bu çaylak çok ince, çok romantik!
This rookie is a sweetheart, he's a romantic!
Zirvedeki büyük golcü, yılın çaylağı.
Top scorer, rookie of the year.
Henüz bir çaylakken, onu kanatlarımın altına aldım.
When he was a rookie, I took him under my wing.
- Bir çaylak için hiç fena değil.
- Not bad for a rookie.
- Öyle mi?
So you're aware that you've committed one of the most common rookie boob-watching errors?