Ruled перевод на английский
2,245 параллельный перевод
Sayın hakim kararı zaten vermiştiniz.
Your honor, you've already ruled on this.
Ölümün 1 Kasım gününde hapishane savcısı tarafından intihar olarak resmen onaylandı.
Your death was officially ruled a suicide by the prison coroner on November 1st.
Gençliğimde şampanya ve İsçi Partisi bir arada anılmazdı.
When was young, champagne and Labor ruled each other out.
Polisler bunun sıradan bir intihar olduğunu düşünüyor.
Well, the cops have already ruled this a suicide.
Ama, bunun bir intihar olduğu kararına varıldı.
But this has been ruled a suicide.
Tarihte "Bakire Kraliçe" olarak yer edinen Elizabeth, İngiltere'yi 44 yıl yönetti.
Known to history as the Virgin Queen, Elizabeth ruled England for forty-four years.
Ailesini de bertaraf etmiş değilim.
I haven't ruled out the parents, either.
Eğer kararını 5 saniye önce verseydin hem galaksiyi yönetirdik... hem de ben ölmeden önce bir kere daha sevişme şansına sahip olurdum.
If you'd made up your mind five seconds earlier, we could have ruled the galaxy and maybe I could have gotten laid one more time before I died.
Nesiller boyunca Kara Panter kabilesi Wakanda'ya hükmetti.
For generations, the Black Panther tribe ruled Wakanda.
Garcia mekan sahibi ve üyeleri eledi bile.
Garcia's already ruled out gym employees and members.
Üçüncü devre 3 grevi de anayasaya aykırı şekilde halletti.
The third circuit ruled the three strikes law unconstitutional
O yüzden bunu elemiştik.
That's why we ruled it out.
Buraya son defa bir polis katili getirildiğinde, onu nehirden çıkarmıştık kafasının arkasındaki iki kurşunla birlikte ve hala intihar diye görünüyor.
Last time a cop killer was pulled out of the river with two bullet holes in his head, they still ruled it a suicide.
Senin gibi sporcu piçler uzun zaman boyunca sözünüzü geçirdiniz.
Jock assholes like you have ruled the roost for far too long.
House, çiçek hastalığı ihtimalini elediğimizin farkında mısın?
House, you do realize we just ruled out smallpox?
Dostum, hikayemiz çok uzun zaman önce yüce kral Daşaratha'nın Koşala Krallığını yönettiği zamanı anlatıyor.
My Friend, our story begins long ago.. .. when the Kingdom of Kosal was ruled by the great King Dashrath.
Buna böbreküstü bezlerindeki ya da akciğerdeki... bir tümör neden olabilir.
Which could be caused by a tumor Of the adrenal glands or lungs, but I ruled that out...
Soruşturmadaki yargıç, bunun bir intihar olduğunu ileri sürmüştü. Ancak Ronnie Kray, Mills'i ölüm ile tehdit etmişti. Sonrasında ise Mills kendini gözünden vurmuştu.
At the inquest the coroner ruled that it was suicide, but Ronnie Kray had threatened Mills's life and he'd shot himself in the eye, which is unusual.
Bu arada, kızın ölümü için kazayla aşırı doz almış hükmü verilir.
In the meantime, the girl's death is ruled an accidental overdose.
Burası, Lord Krishna tarafından, yönetilen çok güçlü bir şehirdi.
This was a very powerful city, which was ruled by Lord Krishna.
Psikiyatrik bozukluklar, uyurgezerlik, ne bileyim aşırı alkol gibi belirgin nedenleri eledik mi?
Have we ruled out the obvious, like psychiatric disorders, sleepwalking, I don't know, a hard night of partying?
İmparatorluğumuz vardı ve dünyaya hükmediyorduk.
We did when we had the empire and we ruled the world.
Afrika kendi kendini yönetmek istedi.
Africa wanted to be self-ruled.
Belki Tayos hala tüm sırlarını açıklamadı, ancak 1000 kilometreden fazla kuzeye doğru, başka bir mağara var... belki de Maya yeraltı dünyasının ve ona hükmeden ürkütücü tanrılarının sadece gerçek değil aynı zamanda insan kanına susamış olduğunun ispatı olabilir.
Perhaps Tayos has yet to reveal all of its secrets, but more than 700 Miles to the north, there is another cave... one that may prove that the Mayan underworld and the terrifying gods who ruled it were not only very real, but thirsty for human blood.
demektir ve acımasız ölüm lordları tarafından yönetilmektedir, krallıklarına düşenleri, bir dizi işkence odasından geçirmektedirler, ve bu süreçte ; kan, karanlık, soğuk, bıçaklar, yarasalar ve jaguarlar da vardır.
"the place of fear," was ruled by the cruel lords of the dead, who made those who entered their realm pass through a series of torture chambers, involving blood, darkness, cold, knives,
1987 yıIında, Amerikan yüksek mahkemesi yaradıIışın öğretilmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
In 1987, the highest court in America ruled that teaching creationism was unconstitutional.
Akıllı tasarımın arkasında bariz bir biçimde dini amaçların olduğu hükmüne vardı.
The judge ruled there was a clear religious purpose behind intelligent design.
Krallık, çok değerli kral ve kraliçe tarafından yönetiliyormuş.
The kingdom was ruled by a beloved King and Queen.
Pers Kralı Sharaman imparatorluğu, kardeşi Nizam ile birlikte dürüst ve sadık bir şekilde yönetirdi.
The Persian King Sharaman, ruled with his brother Nizam upon the principles of loyalty and brotherhood.
Yakında, intihar olduğu kararına varılacak.
Soon, it will be ruled as suicide.
Tanık olduğunuz olayın intihar olduğu kararına varıldı.
The incident that you witnessed was ruled as suicide.
İlk kez suç işlediğinden durumu da göz önünde bulundurursak kazara adam öldürme olarak tanımlatıp dört yıl içinde serbest kalmanı...
You're a first-time offender, and, considering the situation, it could be ruled as manslaughter, so we could get you out in four years...
İnsanlar ve tanrılardan önce dünyaya Titanların hakim olduğu çağlara ait hikayeler.
Stories of time before man and gods, when Titans ruled the earth.
Ama her yarayı mahkemenin suç saldırısı kabul ettiği diğer olaylarla ilişkilendirmek gerekir.
But you'll have to... Cross reference every injury with other cases... where courts ruled felony assault.
d Aziz Peder asla adımı anmazdı d
Never an honest word But that was when I ruled the world
- İntihar ihtimal dışı mı?
- Is suicide ruled out?
Tüm kurcalamalar elendi.
No, all tampering was ruled out.
- Ben sizlerin bu davada karar verdiğinizi sanıyordum.
- I was under the impression that the CDC had already ruled on this case.
Kuzey krallığı Fang'in en büyük düşmanı tarafından yönetiliyor.
The northern kingdom is ruled by Fang's greatest enemy,
Uzun zaman önce, Eski Çin'de, Gongmen Şehri'ni tavus kuşları yönetiyordu.
Long ago, in ancient China, the Peacocks ruled over Gongmen City.
Denizlere hükmeden uzaylılarla karşılaştı
He met the aliens who ruled the seas
Erkek çocuk doğuramıyorlar.
A place ruled by savage amazon women? They can't even make little baby boys!
Sanırım kutuyu açtığımız an mantığı ortadan kaldırdık.
Yeah, well, I think we ruled out the plausible the minute we opened the box.
Kader tarafından kontrol edilmeyin.
You don't have to be ruled by fate.
Mississippi'de, bu atışı yapabilecek her adamı bizzat arayalım. - Onu eledim ben.
I haven't ruled that out.
Alt çene kemiği bu duruma gelmesine neden olan ne bilmiyorum ama, kanser ve böcek ilacı seçeneklerini eledim.
The mandible... I don't know what caused the condition, but I've ruled out cancer and pesticides.
Sivil bir hakim, geçen salı, Dixon'un lehinde bir karar çıkardı.
A civil judge ruled in Dixon's favor last Tuesday.
Bunu Wendell gözden kaçırdı.
Wendell ruled that out.
Bazı testler yaptık ve kilo almasına sebep olan her şeyi eledik.
We ran tests and ruled out
Tarihe, dünyada hüküm sürmüş ülkelere bakın.
Look at history, all the countries that ever ruled the world.
Git ve dediğimi yap.
I prithee, go and be ruled.