Rôl перевод на английский
8,881 параллельный перевод
Eğer gösteriye hayır dersem ve Broadway'de bir daha rol bulamazsam?
What if I say no to the show, and then I never get cast on Broadway again?
Hepimizin oynaması gereken birer rol var.
We all got a role to play.
- Broadway'de gerçekten rol almış olurum.
I could actually get a part on Broadway.
Benimle aynı küçük düşürücü seçmelere katılıyorsa benden çaldığı rol, sandığım kadar büyük değildir.
If Coriolanus has to audition for the same humiliating roles as I do, then that part he stole from me wasn't the big break that I thought it was.
Daha yeni tanıştığımız gizemli ablamıza güvenmediğim için kusura bakma Elijah eğer bu saçma işte rol alırım diyorsan buyur sahne senin.
Well, you'll excuse me, Elijah, if I'm not inclined to trust the mysterious sister we only just met, but by all means, if you wish to entertain this idiocy, have at it.
Oynadığın rol fena değildi. Kandırdın ya beni.
Not a bad bit of acting, fooling me back there.
Ve alınmayın ama hiçbiriniz iyi... -... rol yapamıyorsunuz.
And no offense, none of you are particularly good actors.
Rol çekme sebebini bilmediğimi sanma.
Don't think I don't know what your act is all about.
- Rol yapma deniyor buna!
It is called role-playing!
Rol yapmalısınız yani.
Therefore you must play a role.
Sadece rol yapıyor.
Don't worry, it's just a prop.
İngilizler çok iyi rol yapıyorlar.
These British people are too good at acting.
Ben niye bu olayda rol alacakmışım?
How do I figure into this?
Hadi, ben bile rol yaptığını söyleyebilirim.
Come on, I can tell you're faking.
bu kadar rol yaptığın belli olmasın.
So you don't have to fake it so much.
Rol kesme tamam mı?
Don't pretend, all right?
Rol- -
Don't pre- -
Hiç rol yapamıyorsun.
You can't act for shit.
Rol yapmıyorum.
That's not acting.
Hizmetinizin devamında önemli rol oynadığı adledilen görevlerde size destek vererek.
By aiding you in certain duties deemed vital to the continuation of service...
Önce dadımız istifa etti, sonra da sen gelmedin pilates hocam Royal Pains'de rol alınca Michelle'e gitmek zorunda kaldım.
First, our nanny quits, then you don't show up, then my Pilates guy gets a part on Royal Pains, so I have to go to Michelle.
Rol yapmayı bırakalım olur mu?
Let's drop the pretense, okay?
Çok iyi rol yapıyor olmalı.
I think he'd have to be a hell of an actor.
Bu rol için vücudunu geliştirdiğini duydum.
I heard he's built his body for this role.
Rol yapıyorsun değil mi?
You're acting aren't you?
Rol yapma.
Don't play.
Rol mü yapayım yani?
You mean give a performance?
Rol mü yapıyorsunuz?
Is this an act?
Ama iki türlü de, sen ve annen Gertrud rol yapmayı bırakabilir artık.
Either way, you and Momma Gertrud can stop pretending.
Barbara, rol yapmıyorum ben.
Barbara, I'm not pretending with you.
Rol yapıyordum, evet.
I was pretending with you.
- Rol yapmana gerek yok.
- You don't have to pretend.
Rol değiştirme.
Role reversal.
Onun için rol yapmıştım, o da bana "Sahneye aitsin meleğim," demişti.
I perform for her, and she says, "You belong onstage, angel."
Bunların hepsinin rol olmadığını nereden biliyorsun?
How do we know it's not just an act?
Anne olmanın en önemli kısmı, iyi bir rol model olmak.
A huge part of being a mom is... is being a good role model.
Rol yapıyordum ve bazı ilginç tercihler yaptım.
Well, I was acting, and I made some interesting choices.
- Bırak şu rol saçmalığını!
- Oh, fuck that acting shit!
Rose'un endişeli eş halleri baştan sona rol olsa da, bu ilişki haberine şaşkınlığı % 100 gerçekti.
It should be noted that although Rose was only playing the part of a concerned wife, her surprise at the affair was 100 % real.
Ben baş rol olacağım elbette.
I will be playing the lead, obviously.
Esteban'ın pembe dizisinde ikinci planda bir rol.
To play the second lead in Esteban's Telenovela.
Bu harika bir rol.
It's a great role.
Yani bana rol kesmiyorsun öyle mi?
So you're not putting on a show just for me?
Tüm o yıllar boyunca sırf beni yönlendirebilmek için rol mü yaptın?
All those years of you pretending you couldn't walk just to manipulate me?
Yani beni seviyormuşsun gibi rol bile yapmayacaksın.
So you're not gonna even try and pretend to be in love with me.
Orda burda bir kaç küçük rol.
A few little roles here and there.
Hepsi bir rol müydü?
That was all acting?
Üç yaşımdan beri rol yapıyorum.
Been acting since I was three.
Max seninle rol yapacağız.
Max, you and I are going to role-play.
Kocanızın Danny'nin cinayetinde rol oynadığından şüphe duydunuz mu?
Did you at any time suspect that your husband was involved in the killing of Danny?
Veya şiddet içeren rol yapmadan?
Violent roleplay?