Sahiden перевод на английский
6,935 параллельный перевод
- Sahiden mi?
- Are you really?
Sahiden mi?
Really?
- Sahiden mi?
- Really?
- Sahiden.
- Yeah.
- Sahiden mi?
- Oh, really? Really?
Sahiden istediğiniz bu mu?
Is that really what you want?
- Sahiden harika görünüyor.
- It does look rather wonderful.
Akıllı birine de benziyor sahiden.
And she seems smart.
Bunlara ihtiyacımız var mı sahiden?
Do we really need these?
Eldeki veriler buna işaret ediyor sahiden.
The evidence seems to go in that direction.
Tobin bunun dört hafta süreceğini mi düşünüyor sahiden?
Tobin really think this'll take four weeks?
Burada bir söz hakkın olduğunu mu sanıyorsun sahiden?
You actually think you have a say in anything here?
Sahiden bak, bu adam farklı diyorum.
- I'm telling you, this guy is different.
Sahiden bak, aradığın kişi bu olabilir.
I'm telling you, this fellow could be the one.
Bu sefer sahiden de yapacak mısın?
You really gonna do it this time?
Huzur içinde yemeğimi yemek istemiştim ama sahiden oyum.
I just wanted to eat my lunch in peace. But I really am him.
Sahiden Nathan Fillion'san Firefly'da bonen hakkındaki repliğin neydi söyle.
If you're really Nathan Fillion, what's the line from Firefly about your bonnet?
Sahiden "unut gitsin" diyecek sanmıştım.
I really thought he was gonna say, "Let it go."
Çok sıkıcı bir konu bu. Sahiden konuşmak istiyor musun?
Come on, this is boring- - you really want to talk about this?
Sahiden de cevap vermesini mi istiyorsun?
Do you really want him to write back?
Sahiden makalemizi beğenmediniz mi?
You really didn't like our paper?
Sahiden de iltihap olmasının dışında büyülü bir geceydi.
Other than the fact that I had it, that was a magical night.
İçinde sahiden de yer fıstığı şekerlemesi...
There's actually peanut brittle in...
Yani Star Wars için çılgınız koli bandı dolu sırt çantamız yok ama sahiden içine bakmak istemeyeceğiniz bir sırt çantamız var.
I mean... "crazy for Star Wars" crazy, not crazy like we have a backpack full of duct tape, although we do have a backpack that you really don't want to look in.
Canım, sahiden biraz para kazanmalısın.
Oh, sweetie, you should really get some money.
Sahiden söylemeyecek misin?
You're really not gonna tell me?
Sahiden mi?
Really? Mmm.
Sahiden mi diyorsun?
Seriously?
Sahiden beni bir daha görmeyeceğini mi düşündün?
You didn't really think you were never gonna see me again, did you?
- Sahiden mi?
Oh, yeah?
Biri sahiden burada ne yaptığımızı açıkladı mı sana?
Has anyone actually explained to you what we do here?
Dostum, onlardan sahiden nefret ettim.
Man, I really hated them.
Sahiden 3 günlük zehri orada bulacağını mi sanıyorsun?
You really think you're gonna find three-day-old poison in that drain trap?
Sahiden.
Literally.
Hayatını sahiden değiştirdi.
She really had turned her life around.
Sahiden kafayı mı yedin?
Have you actually gone mad?
- Sahiden mi?
Really?
Athos sahiden unvanından vazgeçtiyse savaşmak için sebebi yok demektir.
If Athos really has given up his title, then there's no reason for him to fight.
Sahiden asker kaçağı mısın şimdi Aramis?
Are you really a deserter, Aramis?
Sahiden Tanrının kin ve şiddet istediğine inanıyor musunuz?
Do you really believe that God wants this hatred and violence?
Sahiden hissedebiliyorum...
Like I can truly... I can really feel... feel...
Bu herif sahiden pislik.
You were right. This guy really is a scumbag.
- Sahiden buna inanıyor musun?
~ Do you really believe that?
- Sahiden öğrenmek istiyor musun?
~ You really want to know?
- Sahiden mi?
~ Is he, by God.
- Bu sahiden senin dolabın mı?
Is that really your locker?
- Bu sahiden senin erkek arkadaşın mı?
Is that guy really your boyfriend?
Sahiden mi!
Holy cow!
- Sahiden mi?
- I got everything here.
Sahiden de öyle oldu.
It really has.
Sahiden.
It really is.