Saklanıyor перевод на английский
2,099 параллельный перевод
Rincon terk edilmiş bir evde saklanıyor. 15. cadde batı, 402 numara
Rincon's hiding in an abandoned housing project
Şehirdeki neredeyse tüm uygun erkekler ofislerinde saklanıyor falan herhalde.
It's almost like all of the eligible guys in the city are hiding out in offices downtown or something.
Bir yerlerde saklanıyor olmalılar.
They must be hiding somewhere.
Herkes Gary'nin hastanede olduğunu sanıyor ama aslında saklanıyor.
Now everybody thinks Gary's in a hospital bed but in fact he's lying low.
Sokakta bir canavar var ama hiç kimse onu göremiyor çünkü o, karanlıkta saklanıyor.
There's a monster on the street, but no one can see him because he hides in the darkness.
Adamların yarısı hapiste, yarısı da saklanıyor.
Half are in prison.
Eğer haklıysam mahkeme tutanakları erişimi sınırlı bölümde saklanıyor olmalı.
If I'm right, the transcript must be kept in the restricted section
sen saklanıyor mudun?
- Were you searching for me?
Orada birisi saklanıyor!
Somebody is hiding here!
- Peki neden manastırda saklanıyor?
So why hide out in a monastery?
Yoksa orada saklanıyor muydu?
- What, she... she's hiding out here?
Bayan Hart müvekkiliniz bir avukatın arkasına saklanıyor. Neden diye merak ediyorum?
Miss Hart... your client... hiding behind a lawyer... it makes me wonder why.
Onlar da Tayland, Filipinler veya başka bir yerde saklanıyor olabilir.
They might be hiding in Thailand, the Philippines or else where...
Bu olay patlak verdiğinden beri neredeyse tüm patronlar saklanıyor.
Since this incident happened, nearly all triad bosses are in hiding.
Nerede saklanıyor?
- Where's he hiding?
Hâlâ saklanıyor muyuz?
Hello, are we still hiding?
- Başka bir adın arkasına saklanıyor,... silah taşıyor. - Herneyse.
Whatever.
Ya evine park ediyor ya da göz önünde saklanıyor.
He's either parked at his own house Or he's hiding in plain sight.
Bir yerlerde saklanıyor ama.
Uh, yes. Hiding somewhere.
Bu heykellerden birinin arkasında saklanıyor olabilir.
She could be hiding behind any one of these statues.
Sıradaki güzel haberse, Fatty sizin bölgenizde saklanıyor.
Next good news is... Fatty is hiding out in your area.
Fatty bu binanın üçüncü katında saklanıyor.
Fatty is hiding on the 3rd floor there.
Benden saklanıyor musun?
Hiding from me?
Ondan saklanıyor musun?
You hide from her?
Hiçliğin bütün gizemi bu basit pipet içinde saklanıyor.
Well, the whole mystery of nothingness is contained inside this simple drinking straw.
FBI'ın bodrum katında korunan bir kasada saklanıyor.
It's in a well-fortified vault in the basement of the FBI, for God sakes.
İşte sorum... Kevin Mason, üç yıldır, dikkat çekmeden, nerede saklanıyor?
Here's my question - - where is Kevin Mason hiding...
Ve şöyle dediler : Şuraya bakın, bütün cesur Arnavutlar karanlıkta saklanıyor.
And they say, "look at all the brave Albanians, hiding in the dark."
Şey, arkadaşın bizden saklanıyor.
Well, your friend is avoiding us.
Çiftlikten kaçan adamın dediği gibi, Hala nehrin orada saklanıyor olmalılar.
Given what the guy at the farmhouse said, they must still be hiding out in Tanner's River.
24 yaşındaki biri okulda saklanıyor.
A man of 24 hiding in a school?
Fakat burada suyla alakalı oldukça tuhaf bir şey var, ve bizim gözümüzden saklanıyor
But there's something really strange about water, and it's hiding beyond our sight.
Kurnazlar saklanıyor.
Being all wily, staying submerged.
O fotoğraflar sonsuza kadar saklanıyor.
Hey, those memories are forever.
Ruhu orada saklanıyor olabilir.
Perhaps you're right, Higgins, perhaps this is where his soul resides.
Etrafında güzel bir kelebek balığı sürüsü saklanıyor.
I've noticed that I'm right on a big pile of elephant-do.
Daha dün sordu hem de Howard neden masanın altında saklanıyor diye.
Just yesterday, she asked, "Why is Howard hiding under the table?"
Biri ışık tutarken diğeri ise gölgede saklanıyor.
So one kept the light... While the other hid in the shadows.
Burada saklanıyor değilim.
I mean, it's not like I've been hiding out here.
Şimdi saklanıyor, Dosyalarını kimin çaldığına dair Hükümete yakın kişilerle görüşüyor.
He's been laying low, making calls to people around the government... to figure out who stole his files.
Yaşlı Marv nerede saklanıyor olmalı?
Where do you suppose old Marv is hiding?
Bailey onun yanında saklanıyor.
Bailey's hiding at her place.
Sonra kedi bir köşeye saklanıyor, papağan da kafese girip kendini kilitliyor.
And then the cat went into hiding and the bird went back into its cage and shut the door.
- Evet, sadece... - Saklanıyor musun?
Yeah, I'm just- - hiding?
Batının şeytan imparatorluğu, sahte barış sözlerinin ardında saklanıyor.
The evil empire of the West hides behind its false words of peace and its United Nations...
Sarah saklanıyor.
Sarah is hiding.
Bizden saklanıyor musunuz? Buz ayarlamamız gerekiyordu da.
Yeah, we... had to... get ice.
Saklanıyor olabileceğini düşünüyor.
She thinks he may be in the wind.
Ya da "Bu adam bitkilerin arkasında saklanıp bizi gözetleyerek ne yapmaya çalışıyor?"
Or, "what's this guy doing Spying on us from behind plants?"
- Saklanıyor olsa kağıyı açmazdı.
If he's hiding, he's not gonna answer.
Crowley benden saklanıyor.
Crowley's hidden from me.
saklanıyorum 16
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31