Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ S ] / Saved

Saved перевод на английский

24,940 параллельный перевод
Musa Qala'de seni asla kurtarmamalıydım.
I never should have saved your ass in Musa Qala.
Bugün kıçını o kurtardı.
He saved your ass today.
- Evet. Seksen ikinciler bizi az kurtarmadı.
82nd saved our backs a time or two.
Bu şekilde yaparak savaştan 12 kez sağ çıktım.
I've saved my life 12 times by doing this.
Bunu saraydaki işten bir hatıra olarak saklamıştım.
I saved this one from the Palace job as a souvenir.
Bahse girerim bu olaylar başlayalı bir hayvanın hayat kurtardığı ilk an.
I'll wager that's the first time since this started that an animal actually saved someone's life.
Geri dönerim diye zulamı bozmamışsın.
Ah. You saved my stash in case I came back.
Bozmadım çünkü orada olduğunu unuttum.
I saved your stash because I forgot it was there.
Dünya'yı kurtaran kimsenin kravat takmaya ihtiyacı olmadı.
Nobody who ever saved the world needed to wear a tie.
-... yanında değeri nedir ki?
- That will be saved?
Baban dünyayı kurtardı.
Your dad saved the world.
Yani bu aptalca şey hayatımı kurtarmış olabilir.
So this idiotic thing might've just saved my life.
Flynn az önce "Hindenburg" u kurtardı.
Flynn just saved the "Hindenburg."
Kıçını kurtardığım silahı mı?
- Oh, the one - I saved your ass with?
Yani, ya Flynn "Hindenburg" u bu yüzden kurtardıysa?
I mean, what if that's why Flynn saved the "Hindenburg"?
Kaybettiğim bebeğim sayesinde, seçtiğim bu alanda, sayısız bebeğin doğumu sırasında ters giden birşeyler olduğunda hayatlarını kurtardığımı düşünmek istiyorum.
I like to think that because of the child that I lost, because of the path that... that he sent me on, that I have saved countless other babies.
- Onu kurtaramadı.
He couldn't have saved him.
Evet, onu kurtarabilirdi.
Yes, he could have saved him.
- Aslında, ben sakladım.
Well, I saved them.
Ancak, ben kurtarılmak istemiyorum.
But I don't want to be saved.
Bu iki oldu hayatımı kurtardığın.
That's twice you've saved my life.
İblisi gebertmiştik, unuttun mu?
We killed the demon, remember? We saved you, Amy.
Hepimizin hayatını kurtardın.
You saved all of us.
Böbreği kurtardığına hala inanamıyorum.
I still can't believe you saved that kidney.
Haklıysan ve bu hastalığı varsa kızın hayatını kurtarmış olabilirsin Karev.
But if you're right and she has this... Karev, you may have just saved this girl's life. Did you tell her?
Bunun olmasını engelleyemezdin.
You couldn't have saved this.
Beni kurtardın. Açma şu konuyu.
You saved me.
Seninle ilk karşılaştığım gece hayatımı kurtardın.
When I met you that first night, you... you saved my life.
Ben ve Üçlü Maganda gelip seni kurtardık.
Me and the Rowdy 3 came and saved you.
- Beni mi kurtardın?
Saved me? Yeah.
Herkesi kurtardık.
Saved everyone.
Sen ve Dirk, o kızı kurtardınız.
You and Dirk, you saved that girl.
Farah, herkesin kıçına tekmeyi bastın ve beni kurtardın.
Farah, you kicked everyone's ass and saved me.
Sanırım sen... beni kurtardın.
I guess you... saved me.
Beni kurtardın.
You saved me.
Yaylı bastonun hayatımı kurtardığını mı söylüyorsun?
Are you saying a pogo stick crash saved my life?
- Ayrıca, sen bir bakıma hayatımı kurtardın.
- Plus, you... kind of saved my life.
O senin hayatını kurtardı ; ama sen gittin köpek gibi öldürdün onu, şerefsiz.
He saved your life and you got him shot like a dog, you piece of shit.
ve yani, ben onu kurtaramadım.
And, I mean, I-I could have saved her.
Bizi kurtaracaklar mı?
Are we getting saved or not?
Bu acil durum vericisini bulmak kurtulmamızın tek yolu.
If we can locate this ELT, that's our best chance for getting saved.
Kendimizi kurtaralım mı artık buradan?
Now, how about we get ourselves saved?
Görünüşe göre... hayatımı o kurtarmış.
Apparently she... apparently she saved my life.
Kurtardım ama herkes gittiğini düşünüyor.
I saved it, and now everyone thinks it's gone.
İlk olarak kıçını patron kurtardı.
For starters, Boss saved your ass.
İşte bu sayede bu basit çorba 10,000'lerin hayatını kurtardı.
Anyway, that's how this simple soup saved over 10,000 lives.
Belki de kurtarılamıyorumdur.
Maybe I can't be saved.
Hayatını değiştirdin.
You saved your life!
Çocukları kurtardım.
I saved the kids.
- Hayatını kurtardık Amy.
Saved me?
O kızın hayatını kurtardınız.
You saved that girl's life.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]