Sayılır перевод на английский
14,555 параллельный перевод
- Doğru sayılır.
Yeah, that's a good point.
- Aa, sayılır.
- Uh, sort of.
Ama gördüğümüzden beri kıpırdamadı. Neredeyse ölü sayılır.
But it hasn't moved since we spotted it, so it's almost certainly dead.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama şu söylediklerin bile boş muhabbet sayılır.
I hate to break it to you, But i think that counts as witty banter.
Eh işte, sayılır.
Well, sort of...
Bu ev benim olduğu kadar senin de sayılır.
This house is as much yours as it is mine.
Sayılır.
Sort of.
Sayılır, evet.
Pretty early, I guess.
Bilemem, ama şunu söyleyebilirim kızın tırnak içlerinde hatrı sayılır miktarda deri parçasına rastladık.
Well, I don't know, but I can tell you a considerable amount of his skin was found under her fingernails.
O zaman tarih konusu sayılır.
Then it counts as history.
Kötü kararlar benim olayım sayılır.
Well, bad choices are sort of my thing.
Sana yemin ederim bitti sayılır.
I swear to you, this is almost over.
Bir seri katil gördüysen hepsini gördün sayılır.
You've seen one serial killer, you've seen'em all.
Haklısın Mulder. Bir seri katil gördüysen hepsini gördün sayılır.
You're right, Mulder... you've seen one serial killer, you've seen them all.
Kalbinin atması dışında ölü sayılır.
He's dead except for a heartbeat.
Neredeyse narsist sayılırım.
I'm a superficial narcissist.
Mükemmel sayılır.
- Mmm. - It's kind of perfect.
- Başını hafif çıkarmayı mı seviyorsun? - Sayılır.
I... do you like to make out a bit, or...
dediğimiz herşey gerçekti evet bu bir evet bu sayılır mı?
Every word we've said is true - Yeah! - It's the first one
- Yedi sayılır mı?
- Does the seven count?
Bir yılımı aldı ama bitti sayılır.
Took me a year, but it's almost done.
Geldi sayılır.
It is almost here.
Asıl çalışmamı da beğendiler sayılır ama çizgi roman çizimlerini görünce kafayı sıyırdılar resmen.
They kind of liked my assigned work, but they flipped out over the drawings for our graphic novel.
Axe şehirde halk kahramanı sayılır.
Axe is a folk hero in this town.
Şimdiye dek kimliği belirsiz teröristler Bir Devlet tesisine saldırı düzenledi Ve silahlı ve son derece tehlikeli sayılırlar.
These so far unidentified terrorists have led an attack on a State facility and are considered armed and extremely dangerous.
Grandmaster Flash ailem sayılır.
Grandmaster Flash is family to me.
Kirası da ucuz sayılır.
And the rent is cheapish.
Yani zaten biliyorduk sayılır.
I mean, we kind of knew already.
Yani sayılır.
And you're, like, a couple? Um, sort of.
Ben zaten ölmüş sayılırım.
I'm already dead.
Seni öldürmek için hatırı sayılır kaynaklarımı muhtemelen kullanmayacağım.
I probably won't use my considerable resources to find you and put you down.
Öyle sayılır.
Ish.
Yetkililerle iletişime geçersek ölmüş sayılır.
We contact the authorities, he's as good as dead.
- O da aileden sayılır!
- He is family!
Biz aslında yabancı sayılırız
We're almost like strangers.
Gerçekten herhangi bir yerde yaşayamam çünkü işim için her yere gidiyor sayılırım.
Um, I don't really live anywhere,'cause I just kind of, like, go wherever work is.
Aslında aynı mahallede büyüdük sayılır.
We pretty much grew up in the same neighborhood, actually.
Makine'nin kodundaki en ufak sorun hatırı sayılır sonuçlar doğurabilir.
Even one error in the Machine's code could have unimaginable consequences.
Aslında çuvalladım sayılır.
I do. I kind of suck at this.
İyi, iyi sayılır anlarsın işte.
Uh, he's good. He's good, you know.
Çalışmamın yan ürünü sayılır.
It's kind of an offshoot of my work.
Oldu sayılır.
It's almost done.
Ana fikir bu sayılır.
Well, that's kinda the big idea.
Belki de Sayın Yargıç, ya da belki de bu bir kılıftır.
Uh, perhaps, Your Honor, or-or perhaps it's just a cover.
Ona gücünü veren işçiler kürekleri bırakıp, kılıçları çekerek "Artık yeter" derse, kolonilerin ne gücü kalır?
What does a colonial power do when the men whose toil powers it lay down their shovels, take up swords, and say, "No more"?
Yine de aldatmak sayılır.
Oh, no, no, no.
SynSect, L serisi ürünlere ciddi bir yatırım yaptı ve... şöyle diyeyim, proje ekibi uzun süredir orada tıkılı kaldı.
Synsect has invested significant capital in the l-series product, and, well, let's just say these folks have been holed up for quite a while.
- Aslında yeni tanıştık sayılır.
Uh, we actually just kind of met.
bu da sayılıyor bay yazıt getiricisi hayır!
too Mr. Scripture Fetcher! No!
bir dayanağı olmayan bu suçlamalar, araştırılıyor,
Say the charges have been investigated, found to be baseless.
Almanca'da "Bastırıcı" nasıl dersin?
How do you say "power bottom" in German?