Sentinel перевод на английский
419 параллельный перевод
Bir asırlık nöbet, geçmişin muhafızı, bu yosun kaplı yaşlı adam hala onları.. Haydama zamanlarındaki gibi üçyüz yıldır koruyor...
A centuries-old sentinel, guardian of the past, a moss-grown old man is still guarding them the way he did it in times of the Haydamachyna - for three hundred years... a thousand years...
# Ve muhafız mahmuzlarını toplayarak, hayatındaki delikten sıyrılır.
# And the sentinel is clinking his spurs, to shake off the bore in his life.
# "Hey, nöbetçi!" — "Neye ihtiyacın var, Usta?" - " Sen uykuda gibi davran :
# "Hey, sentinel!" — "What do you need, master?" - " Pretend that you're asleep :
Muhafız, nöbetini iyi tut.
Sentinel, keep close watch
Bekçisi ve habercisi kurdun ulumaları,
Alarum'd by his sentinel, the wolf, whose howl's his watch, thus with his stealthy pace.
Bay Randall, ben Donovan, Sentinel'den.
Mr Randall, I'm Donovan from.. The Sentinel...
Sentinel'in sevkiyat hakkındaki ipucunu nasıl bulduğunu hiç anlamıyorum.
I can't imagine how.. The Sentinel.. even had a hint about your errand.
Onun arazisinin tapu dosyaları Sentinel İlçesi arşivinde kayıtlı.
His patent to the land is filed in the Sentinel County records.
- Sentinel'e bir avukatla geleceğim.
I'll come to Sentinel with a lawyer.
Willard'ın Sentinel'deki kurnaz bir yargıç tarafından salıverilmesini istemiyorum.
I don't want Willard turned loose by no slick-talking Sentinel lawyer.
Onu Sentinele duruşmaya götürelim.
Let him handle the trial in Sentinel.
Bu haberler Sentinel'e ulaşırsa- -
When they get wind of this in Sentinel- -
- Sentinel'e mi?
Sentinel?
"hakkında, gerekli tapu dosyaları olmadığından"
" in Sentinel County has not made the requisite filings
"Sentinel ilçesi tarafından bu topraklar"
" on the land occupied by him,
- Nereye gidiyorsun?
Sentinel Mesa.
- Sentinel Mesa'ya.
My brother Harry's working out there.
Çok geç olmadıysa.
If it ain't too late. Sentinel Mesa?
Sentinel Mesa mı?
It's somewhere's west of here.
Kardeşim Harry Sentinel Mesa'da.
Brother Harry's in Sentinel Mesa.
Sentinel Mesa'ya yalnızca 15 km. kaldı.
It's only 10 miles to Sentinel Mesa.
Sentinel Mesa'daki tek tamirhaneye bakıyorsun, bayım.
You're looking at the only garage in Sentinel Mesa, mister.
Sentinel Mesa'da çalıştığını bize yazmıştı, yemin ederim.
I'd have swore he wrote he was working in Sentinel Mesa.
Hiç de Sentinel Mesa değildi.
It wasn't Sentinel Mesa at all.
Sentinel Dağı.
Sentinel Mountain.
Aynı otoyolda iki kasaba ötede. Aralarında 42 kilometre var.
Two towns on the same highway, 28 miles apart, both Sentinel.
Sentinel Dağı'na 42 km. var.
Twenty-eight miles to Sentinel Mountain.
Sentinel Dağı'na ücretlerinizi ben ödeyeceğim.
I'm going to pay your fare to Sentinel Mountain.
Suya ulaşıncaya kadar 45 km.lik çöl yolumuz var.
Halfway between Sentinel Mountain and El Paso. There's 30 miles of desert before we get to the next water.
El Paso daki polis karakolunu mu yoksa Sentinel Dağındaki polis karakolunu mu bağlayayım.
Get me the police, please.
The New York Sentinel'in ilk kadın muhabiri olana kadar da burada kelepçeli kalacağım..
I'll remain handcuffed until I'm the first female reporter of The New York Sentinel.
The New York Sentinel'in erkekler tuvaletinde açlıktan ölen kadın.
Woman starves to death in the men's room of The New York Sentinel.
The Sentinel tüm dünyayı atlatacak!
The Sentinel will scoop the world!
The Sentinel'den.
For The Sentinel.
- The Sentinel'i temsil ediyorum.
- Representing The Sentinel.
İlk görüşmemiz gereken The Sentinel gibi kuruluşlardır.
And it's organizations like The Sentinel that we must deal with first.
Sentinel'in arabası Şikago'nun 600 mil batısında liderliği ele aldı.
"Sentinel car takes lead approximately 600 miles west of Chicago."
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Sybil Sutton, Washington Sentinel.
Nöbetçi konuklardan bahsetti.
The sentinel told me of our honoured guests, my father.
Bir nöbetçi sizi odalara götürecek.
A sentinel will guide you to them.
- Dinlenme odasına nöbetçi gönderin.
Send a sentinel to the rest chamber immediately.
Nöbetçi, içeceğimi getirdi.
It's the sentinel with my refreshment.
Günün birinde sizler, Lavinia'nın oğlunun kutsal tepede babasının adını andığını duyacaksınız.
Some day, you folks'll hear a child of Lavinia's Calling his Father's name from the top of Sentinel Hill.
Sadece, Sentinel Mesa'ya kadar.
Well, just to Sentinel Mesa.
Pekala, Sentinel Mesa'ya kadar.
All right, Sentinel Mesa. I got my bag right here.
- Nerede?
Sentinel Mesa.
- Sentinel Mesa'da.
Huh?
Sentinel Dağı ile El Paso arasında yarı yoldayız.
You know where we are?
Hangisi olursa, fakat çabuk olsun.
Do you wish the police department at El Paso or Sentinel Mountain?
" Karpanya sınırını geçtik. GAZETE-SENTİNEL KADINLARI İŞE ALDI!
" Have crossed Carpanian border.
"3 haftadır Leslie'nin arabasına rastlamadık." GAZETE-SENTİNEL KADINLARI İŞE ALDI!
" No contact with Leslie's car in nearly three weeks.